Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yine Meclis’te görüşülmeye başlanan yeni bir vergi paketiyle gündemde...

İkinci kez göreve başlarken, “Asla yeni vergi koymayacağız” demişti; “koymadığı” hiçbir şey kalmadı!

Koya koya bitiremedi.

Yandaşların vergisini siliyor; pırlantadan alamadığı vergiyi sütten alıyor; sonra da Hazine açığının suçunu emekliden biliyor...

Saray’a, Diyanet’e, sultanlara, şehzadelere... Yani devletin parasını babalarının malı gibi havaya savuranlara “Dur” diyemiyor; bizden hala kemer sıkmamımızı istiyor!

Oysa o da biliyor:

Kemeri çoktan attık; çünkü sıkacak yer kalmadı.

Pantolonu da çıkaralı bir hayli oldu...

Şimdi sıra donda...

Mehmet Bey’in onu da çıkarıp gereğini yapacağı günü bekliyoruz...

★★★

Nazım’ın Akrep Gibisin şiirinde dediği gibi, koyun gibiyiz... Gıkımız çıkmıyor!

Gocuklu celepte ve sopasında gözümüz!

Onun da maşallahı var, “Nasıl olsa kaldıra kaldıra yorulur” diye umuyoruz ama bir türlü yorulmuyor.

★★★

Madem son varlığımız kıçımızdaki don; o zaman Mehmet Bey’e bir önerim var...

Hiç sopasını kaldırıp hazırlanmasın; son hamle için!

Emekli maaşımızı kendisine toptan bağışlayalım...

Çok şükür bu ay da maaşları ödedik” diye sevinen Çalışma Bakanı’nı da daha fazla germeyelim!

Bir şartla:

Tamam devletten bir kuruş maaş almayacağız ama...

Karşılığında devlet, her ay kiramızı, elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet faturalarımızı ödeyecek...

Yiyecek, giyecek, sağlık, ulaşım, eğitim giderlerimizi karşılayacak...

Kahvede, çaya bile para vermeyeceğiz...

Bir de torunların cebine bayramlarda bizim yerimize harçlık koyacak.

Öyle parada pulda falan yok gözümüz...

Araba, maraba da istemiyoruz.

Ayda bir sinemaya götürsün yeter.

★★★

Yani yıllardır “baba” dediğimiz ve anamızı ağlatmaktan başka bir eylemini görmediğimiz devlet, babalığını göstersin, razıyız!

Şu anda emekli maaşını veriyor da ne oluyor?

Verdiği paranın yarısına yakınını, zorunlu tüketim mallarındaki dolaylı vergiler yoluyla tekrar kasasına koyuyor...

★★★

Hayatlarının 30-40 yılını çalışarak geçiren insanlar olarak biz artık emekliliğimizde “çoban”ın sopasını görmek değil...

Bizi sürü görenleri sopalamak istiyoruz.

Sahi; haksız mıyız?

Kritik gün!

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi bugün CHP’nin 38. Kurultayı’nın iptali için açılan davayı görüşecek...

Müneccim değilim; elbette mahkemeden nasıl bir karar çıkacağını bilmiyorum.

Tek dileğim ekonomiyi ve siyaseti alt üst edecek bir şekilde sonuçlanmaması...

Kararı verecek hakimin işi zor.

Umarım tek kriteri “adalet” olur...

Aynı dava AKP için açılsa, onun için veremeyeceği bir kararı, CHP için de vermez!

Kısacası bugün çok önemli gelişmelerin miladı olabilir...

Ne diyeyim, hadi hayırlısı!

GÜNÜN SORUSU

AKP’li Şamil Tayyar, TGRT’de çıktığı bir programda tutuklu bulunan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın, “Beni yalnız bırakmaya devam ederlerse Ekrem’i  (İmamoğlu) yakarım” dediğini ve itirafçı olabileceğini iddia etti... Sorum kendisine:

Rıza Bey’in koğuş arkadaşı mısın? Kimden duydun bu sözleri? Yoksa asıl amacın CHP’yi karıştırmak mı? Bir gazeteci olarak ülkedeki yoksulluk, açlık, pahalılık, demokrasi dışı uygulamalar seni hiç mi ilgilendirmiyor? Neden sadece CHP’yi yazıp duruyorsun?

TOGG itibarı!

Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaret ettiği Türk cumhuriyetlerinin, Uzakdoğu, Arap ve Afrika ülkelerinin sultanlarına, emirlerine, devlet veya cumhurbaşkanlarına TOGG otomobil hediye ediyor.

Hediye edilen TOGG’ların sayısı 20’ye yaklaştı.

Son olarak  da Umman Sultanı Heysem bin Tarık bin Teymur El Said’e piyasa değeri 2 milyon liranın üzerinde olan elektrikli bir TOGG hediye edildi.

★★★

Sakın “Emekli aç gezerken, devlet iliğimize kemiğimize kadar vergi alırken, bu lüks hediyelere ne gerek var?” diye sızlanmayın...

Siz anlamazsınız...

İtibardan tasarruf olmaz!