Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Küresel yatırımcı olsaydınız ne yapardınız?

Seçimlerden sonra hemen herkesin en çok merak edip görüşlerimi sorduğu konu:

Ekonomi...



Youtube kanalımda anlattığım kadar geniş anlatamam elbette...

Ama...

Kılıçdaroğlu’nun kesin kazanacağı varsayımıyla ve kısaca:

Tahminimi paylaşayım...



Dünyada acayip bol miktarda...

Gezen tavuk misali para var...

Bu paraların sahipleri...

Yatırım yapacak “Güvenilir ülke” arıyorlar...



İşin ilginç yanı...

Bu paraların yaklaşık 120 milyar doları...

Yakın bir zamana kadar...

Bizim ekonomimizde:

Demirlemişlerdi...

Erdoğan’ın tek adamlık sevdası...

Merkez Bankası’nı...

Ve...

Yargıyı esir alması sonucu:

Ekonomimizi terk ettiler...



Uzun zamandır da...

Ülkemize dönmek bir yana:

Halen terk ediyorlar...



Neden mi?..

Erdoğan’a duyulan güvensizlik...

Yargının tek kişiye bağlı olması...

Hukukun hiçe sayılması...

Merkez Bankası’nın ekonomik gerçekçilikle değil...

Siyasi çıkarcılıkla yönetiliyor olması nedeniyle...



Seçimlerden sonra ise...

Küresel yatırımcılar akın akın Türkiye’ye gelecekler...

Ama ve tabii ki öncelikle...

Faizlerin uzun bir süre artmayacak noktaya çıkmasından...

TL’nin de uzun bir süre:

Düşmeyeceği noktaya kadar devalüe olmasından sonra...

Küresel sabit yatırımcılar ülkemizi tercih edecek...

Yani: Net sermaye girişi olacak...



Peki son 3 yıldır neden:

Yeni sermaye girişi bir yana...

Sermaye çıkışı yaşanıyor?..



Siz küresel yatırımcı olsanız...

Erdoğan’ın, liyakatsiz bürokratlarla yönettiği bir ülkede:

Birikimlerinizi riske atar mısınız?..

Ve...



Mevcut kurlardan...

Mevcut faiz oranlarından...

Mevcut enflasyon oranlarından:

Sermaye getirir misiniz?..

Günün duası


Allah ülkemizi yeni bir: One minute milyarderleri yaratma sürecinden korusun:

Âmin...

Ne batırır?


Soruyorlar:

“Döviz krizi ne zaman başlar?..”.



Cevap veriyorum:

Erdoğan bir kez daha seçilirse:

Hemen başlar...



Kılıçdaroğlu seçilirse...

Ve...

Ekonominin gerekleri yerine getirilirse:

Döviz krizi hiç çıkmaz...

Çünkü...



Devletleri de şirketler gibi borç değil...

İtibarsızlık batırır...

Taa ki uyanıncaya kadar


Hala vazgeçilmemiş sol ve sağ anlayış:

Siyasi yobazlıklarına devam ediyor.

Oysa...

Günümüz ve geleceğin dünyasında:

Ne sol var...

Ne sağ var...



Bu dinleşmiş siyasî ve iktisadî sistemlerin yerini çoktan:

Hukukun üstünlüğü ilkesi...

Ve...

İnsan haklarına saygı...

En az eşitsizliğin mutlak kabulü aldı...



Buna rağmen...

Bu güzel ve fakat tutucu insanlar...

Gerek ABD...

Ve...

Gerekse AB’ye düşmanlık yapmaktan...

Bu ülkeleri halkımıza da düşman gibi göstermekten:

Vazgeçmiyorlar...



Neymiş?..

Bu ülkeleri yönetenler Türkleri istemiyorlarmış...

AB tam üyelik adaylığımızı da sadece:

Gümrük Birliği ile halkımızı sömürmek için bir tutam ot olarak kullanmışlar...



İyi de...

Bilhassa AB ülkeleri...

Bize sattığından çok daha fazlasını...

Bizden satın alarak...

Bize en büyük desteği vermiyorlar mı?..



Neyse...

Yapacak bir şeyim yok...

Onları da öyle kabul edeceğim...

Ta ki:

Uyanıncaya kadar...

Günün sözü


“14 Mayıs 2023 seçimleri...

Haç ile hilâlin değil...

Aç ile Bilal’in seçimi olacak...”.



Müellifi kim bilmiyorum...

Bilen varsa ve...

Bana da bildirirse:

Tebrik edeceğim...

Muharrem Acıtan




Eski Yunan’da insanların birbirlerini öldürmeleri zevkle izlenirdi...

Çünkü o dönemin insanları...

Başkalarının kanını görünce:

Zevk alıyorlardı...



Sonra...

Bir bilge kişi çıktı...

Yunanlıların birbirlerini öldürmelerinin önüne geçmek için:

Bir çözüm üretti...

Bu çözüm yine yarışmak üzerineydi...

Ama...

Sonunda ölüm değil:

Ödül vardı...



Canlarım...

Olimpiyatlar...

Yani spor yaparak yarışmak:

Öyle başladı...



Türkiye ve pek çok az gelişmiş ülkeye baktığımızda...

Olimpiyatlar öncesi Yunanlılarını görüyoruz...



6 siyasi parti genel başkanı ile...

Onursal genel başkanları hapiste tutulan bir siyasî hareket çıktı...

Ülkeyi o eski Yunanistan modundan çıkarmak için...

Karşılıklı her türlü tavizi veriyor...

Ama...



Kargaşa...

Kaos...

Ve...

Düşmanlıktan beslenenler:

Bu soylu siyasî uzlaşmanın yolunu kesmek istiyorlar...



Halkın en az %60’ının içini acıtanlardan birinin ise:

“Atatürkçü” geçinen...

“Atatürk ticareti” yapan Muharrem İnce olması:

Ne büyük felâket...

Enseyi karartmayın




Çevrenizi...

Mutlu (Zengin değil mutlu) olduğunuz günlerin bedelini ödeyeceğinize inandırmaya çalışacak olanlar sarmış olabilir...

Lütfen: Onlara inanmayın...

Çünkü...

Ve bilin ki:

Mutluluk bedel ödenmesi gereken bir duygu değil...



Bedel ödeyeceğiniz duygular...

Gereksiz:

Endişeler...

Korkular...

Ve...

Kaygılardır...



Canlarım...

İnsanlar:

Mutluluğun bedelini ödemez...

Ama...

Acıların...

Çilelerin...

Sıkıntıların bedelini:

Tahsil eder...



Bizler...

Demokratik, laik, sosyal hukuk devletinden asla vazgeçmeyecek olanlar...

Son 10 yıldır çektiğimiz:

Acıların...

Çilelerin...

Sıkıntıların bedelini:

Tahsil edeceğiz...

Lütfen:

Enseyi karartmayın...