Yani...
Birkaç metre kare toprak parçası için insanların birbirlerini öldürmeleri emrini veren siyasetçilerden de...
Onların emriyle dünyayı ateşe veren generallerden de daha kutsal insanlar...
★
Gelişmiş ülkelerin halkları doktorlara:
Generallerden çok daha fazla değer verirken...
Bu ülkede doktorların değeri:
Bir Kur’an Kursu İmamı kadar bile yoktur...
★
Bir cami imamı...
Bir müezzin...
Doktorlarımızdan çok daha fazla gelir elde eder...
★
Ve canlarım...
O güzel...
O kutsal insanlar:
“Hakkımızı istiyoruz” dediklerinde:
“Çekin gidin, sizin yerinize dışarıdan hekim getiririz” denilerek aşağılanıyorlar...
★
Oysa...
Dışarıdan getirilecek bir tek doktora verecekleri aylık ücret...
Bugün...
“Çok para istiyorlar” diye dışlanan...
Ve:
“Çekin gidin” diye azarlanan 10 doktorumuza halen verdikleri ücretten daha fazla olacak...
★
Son sözüm:
“Çekin gidin, sizin onunuz bir tek Alman doktor etmez” diye aşağılanan doktorlarımızın:
“Tıp Bayramları” ve “Tıp Haftaları” kutlu olsun...
ERDOĞAN DEĞİŞTİ AMA O DEĞİŞMEDİ...
Yeni Şafak gazetesi bilindiği gibi iktidarın en hızlı savunucularından biri...
Hatta o kadar ki...
İktidarın dün yaptığına “doğru...” diyen gazete ve yazarları...
Ertesi gün aynı şeyin tam tersini yaptığında yine:
“Doğru, bravo, yaşşaaa” diye manşet atıyor...
★
Ama...
Yeni Şafak’ta:
Yaşamı yaşamıma...
İnancı inancıma...
Fikri fikrime benzemeyen...
Ancak...
İktidar yalakalığı da yapmayan bir yazar var:
İsmail Kılıçarslan...
★
Erdoğan’ın desteklediğim az sayıda dış politikasından biri olan İsrail ile barışa taş koyuyor...
Ve bakın ne diyor:
“İsrail’i haritadan silmek, sadece İslam dünyasını değil, bütün dünyayı rahatlatacak bir ‘mutlu olay’ olacaktır...”.
★
Bir kez daha tekrar edeyim...
Asla İsmail kardeş gibi düşünmüyorum...
Çünkü...
Sadece İsrail’in değil...
Hiçbir ülkenin haritadan silinmesini kabul edemem...
Ama...
★
İsmail’in İsrail (Tesadüfe bakın ki iki isim arasında sadece tek bir harf farkı var) ile ilgili görüşleri yıllardır böyle...
Zira...
Yakın bir zaman öncesine kadar Erdoğan da:
İsmail gibi düşünüyordu...
ÇOK YAZIK...
SÖZCÜ’de Latif Sansür’ün haberinden öğrendiğim kadarıyla...
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) eski Rektörlerinden Prof. Dr. Cavit Bircan; dekan ve öğretim üyelerini:
“Aşırı Sol, Alevi, İslam ve AK Parti karşıtı, içki alemlerinin vazgeçilmezi” diye fişlemiş...
Ve...
CİMER’e şikâyet etmiş...
★
13 ceza davasında “şüpheli” olarak yargılanıyorum...
Bütün dosyalarımın açılmasına sebep olan şikâyetçi: CİMER...
Yani:
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi...
Yani: Fahrettin Altun...
★
Bu aklı evvel rektör de meslektaşı akademisyenleri fişleyip:
CİMER’e şikâyet etmiş...
★
Ve canlarım...
Erdoğan bu CİMER’i halen feshetmiyor...
Fahrettin Altun halen görevde...
Ve halen:
İnsanlar özel hayatları nedeniyle:
Akademiden kovuluyor...
★
Yazık...
Çok yazık...
ERDOĞAN YALAKALIĞI
Erdoğan, geçtiğimiz günlerde cumhurbaşkanını konuk ettiği...
Ve hakkında övgüler düzdüğü İsrail için...
Kısa bir süre önce bakın ne demişti:
“Ben bu görevde bulunduğum sürece İsrail’le olumlu bir şeyi düşünemem...”.
★
Başka ne demişti?..
O halde buyurun okuyun:
“Bu İsrail terör devletidir terör...”.
★
Ve tabii ki bir de:
“İsrail bebek katilidir” dediğini tüm dünya...
Hem de bir canlı TV yayınında (Davos) duydu:
Erdoğan’ın ağzından...
★
İsmail o gün Erdoğan’ı alkışlamıştı...
Bütün yandaş klavyeler ve gazeteler de alkışlamıştı...
Ancak...
İsmail bugün de o günkü Erdoğan’ın söylediklerinin yanında duruyor...
★
Yani...
“Erdoğan yalakalığı” yapmıyor...
TİKSİNEREK BAKIYORUM...
Yaşamı yaşamıma...
İnancı inancıma...
Fikri fikrime benzemeyen İsmail Kılıçarsalan’ı takdir ediyorum çünkü...
★
Diğer yandaşlar İsmail gibi sağlam omurgaya sahip olmadıkları için...
O gün:
“Ben bu görevde bulunduğum sürece İsrail’le olumlu bir şeyi düşünemem...” diyen Erdoğan’ın bugün:
İsrail’e düzdüğü övgüleri alkışlıyorlar...
★
O gün:
“Bu İsrail terör devletidir terör...” diyen Erdoğan’a:
“Yaşşa... Bravo... En büyük başkan bizim başkan...” diye yalakalık yapıyorlardı...
Bugün ise...
“İsrail olmadan olmaz abi” ilkesizliğiyle siyaset yapan Erdoğan yalakalığını sürdürüyorlar...
★
Aynı şeyleri düşünmesem bile elbette omurgalı İsmail’i alkışlayacak...
Yalakalara ise:
Tiksinerek bakacağım...
UMARIM EVİNİ BASMAZLAR...
SÖZCÜ’de Deniz Ayhan’ın haberinden öğrendim...
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin AKP’li üyelerinden biri olan Bekir Yıldız, Meclis Toplantısında bakın ne demiş:
★
“Altıyı ters çevirip dokuz, dokuzu ters çevirip altı göstermenin anlamı yoktur. ‘Anlamı vardır’ demek yanıltmadır, algıyla oynamadır. Artık bu millet algıda seçici olmaya başlamıştır...”.
★
Ben bu cümleleri alkışlarım...
En çok da:
“Artık bu millet algıda seçici olmaya başlamıştır” deyişini alkışlarım...
Bekir Yıldız bu durumu...
Bizlerin de ne kadar haklı olduğumuzu gösteren bir “hüküm cümlesi” ile tespit etmiş...
★
Bu arada hatırlayın...
İki hafta kadar önce benzer bir eleştiriyi ben yapmıştım Bahçeli’ye...
Ve...
Ülkücü gençler gece yarısı (Saat 23.00) evimizi basmışlardı...
★
Bekir Yıldız bunları söyleyince...
MHP’li meclis üyeleri sadece salonu terk etmişler...
★
Umarım...
Ülkücü çocukları, Bekir Yıldız’ın evine göndermezler...
NEDEN BEBEK İSTEMİYORLAR?..
Evleneli 5 hatta 7 hatta hatta 10 yıl olmuş gençlere:
“Neden bebeğinizin olmasını istemiyorsunuz?” diye sordunuz mu?..
★
Ben sordum...
Ve yüreğim yandı...
Çünkü...
★
Çocuk sahibi olmak için...
Erdoğan’ın iktidardan gitmesini bekliyorlarmış...
★
Ortak cevap, kelimelerin yeri değişse de...
3-5 kelimeyle kurulan cümleler bazen...
55 kelimeyle kurulsa da hep aynı:
“Erdoğan zihniyetinin yönettiği bir ülkede kendi hayatımız çalınmışken bizim dünyaya gelecek olan bebeklerimizin geleceğini çalmaya hakkımız yok...”.
★
Gençleri önce İslâm’dan soğuttular...
“Acaba?” diyorum...
Bu arada...
“Doğum kontrolünü” de kendilerinden nefret ettirerek mi yapmak istiyorlar?..
★
Yani her şey:
Her beceriksizliğe bahane olarak ileri sürülen Dış güçler bile aslında:
Yapılan plânın ortakları mı?..
DÜNÜN TİVİTİ...
Doç. Dr. Kenan Karataş
@kenankaratas_
Diyanet’in “Fakirlik kaderdir ve isyan edilmemesi gerekir.” hutbesini nasıl değerlendiriyorsunuz?