Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Kriz mi, sosyal felaket mi?..

Kılıçdaroğlu’na göre Türkiye’de ekonomik krizden öte buhran var...

Bana göre ise Türkiye’de ekonomik kriz yok...

Çünkü...

Bir ülke ekonomisinin durmuş olması, bankaların ve borsanın battığı anlamına gelmez...

Banka ve borsa çökmemiş, devasa şirketler batmamışsa o ülkede ekonomik krizden söz edilemez...



Ekonomi tıkırında falan da değil...

Olan şu: sosyal bir felaketin eşiğindeyiz...

Yokluk ve yoksulluk on milyonlarca yurttaşın canına yetti ya da yetmek üzere...

[caption id="attachment_5824810" align="alignnone" width="400"] Kemal Kılıçdaroğlu[/caption]

İktidar, bankaları ve özel sektör sanayicisini para basar yine kurtarır...

Küresel sermaye alacağına karşılık bankalarımızı ve sanayi şirketlerimizi alır...

Yani, ekonomi çarkı döner ancak...



Fakir fukara iyice yoksullaşır...

Kıt kanaat geçinmenin yerini açlık sınırında yaşama alır...

İşsizler ordusu çığ gibi büyür...

Gelir dağılımındaki adaletsizlik sadece fakir fukaramın değil vicdan sahibi orta direğin de içini kanatır...



Sosyal felaketler ekonomik krizden değil, adaletsizlikten çıkar...

Sosyal felaketler ekonomik krizlerden daha büyük beladır...

İç savaşlara sebep olur çünkü...

Ve sosyal felaketler, insanlar “özgürlük” diye bağırmaya başladıklarında değil...

“Ekmek, iş, aş” diye haykırdıklarında başlar...



Son söz:

Bu yazı Kılıçdaroğlu’na itiraz etmek amacıyla yazılmadı...

Aksine, bütün önerilerinin doğru olduğuna inanıyorum...

Ve yine inanıyorum ki...

Türkiye en az iki dönem, “sosyal devlet” ilkeleriyle yönetilmeli...

EEE... NUTUK NE OLACAK ŞİMDİ?...


Murat Bardakçı tarihçi mi?..

Öyle diyorlar...

İyi tarihçi imiş hem de...



Peki...

Mustafa Kemal Atatürk NUTUK’ta yalan söylemiş olabilir mi?..

Bunu aklından geçirenin aklından şüphe ederim...



İyi ama Murat Bardakçı, Atatürk’ün doğru söylemediğini iddia eden bir yazı yazdı dün...

Bakın nasıl...



Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a gidişi sadece kendi iradesi yahut Sultan Vahidettin’in talimatı ile değil, devletin kararı iledir; ortada işgal altındaki bir memlekette en üst makamların müştereken giriştikleri bir çare bulma çabası mevcuttur, yani seyahat bir ‘devlet operasyonu’dur!”...



SABAH da mal bulmuş mağribi gibi Murat’ın bu iddiasını okurlarıyla paylaştı...

Belli ki bir yerlerde Türk Milleti’nin en büyük değeri Mustafa Kemal Atatürk’ün “Güvenilmez, inanılmaz, doğruları söylemeyen biri” olduğu yalanı piyasaya çıkarılacak...

Yazık olacak değerlerimize...


BİK’TEN CEZA GELMESİN


Canlarım...

Trump, koronavirüs tedavisinde kullandığı ilacın adını açıkladı...

Çok faydalı olduğunu ise hem kendisiyle hem de yaveriyle ilgili gelişmeleri örnek göstererek anlattı...

İlaç aynı zamanda sıtma tedavisinde de etkili...

Yani, denenmiş ve başarılı olmuş bir ilaç...



Çok istediğim halde ilacın adını yazamadığım için lütfen beni anlayışla karşılayın...

Çünkü ilacın içinde geçen üç harflik bir organ ismi, Basın İlan Kurumu’nun KORKUSUZ’a bir kez daha ceza kesmesine sebep olabilirdi...

En iyisi arama motorlarından birine “Trump” yazın, “kullandığı ilaç” diye de ekleyin; ilacın adını öğrenin...

GÜZEL HABER...


Pandemi sonrası çözülecek ilk sorunun Suriye’deki iç savaş olacağını söylemiştim...

Sevindirici haber, yazılarımı yazarken geldi.

Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Suriye’de Esad rejimi ile muhaliflerin pandemi süreci müsaade eder etmez Cenevre’de masaya oturmak için anlaştığını açıkladı.



Bir kez daha söylüyorum...

Enseyi karartmayın...

Bu salgın, siyasetçilere savaşın ne kadar anlamsız ve harcanan enerjinin ne kadar boşa gittiğini gösterdi...

Savaşlar için harcanan paralar insan ve ekonomi için harcansaydı, zaten milletler birbirleriyle barış ve huzur içinde yaşarlardı...

GÜÇLÜ HA!..


Şarkıcı Hadise “Güçlü kadın pozu” vermiş...

Güldüm tabii ki...

Çünkü...

Pozunu vermek bir kadını da erkeği de güçlü yapmaya yetmiyor...

Güç fizikte değil karakterde yaşıyor...

Fizikte yaşayana ise “güç” değil “kaba kuvvet” deniyor...


MÜNASEBETSİZ...


Karı koca sahilde yürüyorlardı...

Kadın sordu:

“Denize düşsem beni kurtarmak için sen de hiç düşünmeden kendini denize atar mısın?..”

Adam “Tabii atarım karıcığım” dedikten sonra eğildi yerden bir taş alıp denize fırlatıp devam etti...

“Bana her zaman ‘Senin kadar münasebetsiz biri dünyada yoktur’ demez miydin?..”



Murat Bardakçı’nın yazdıklarını okurken bu fıkra geldi aklıma...

Gerçekten de çok münasebetsiz bir iddia...