Aslında bu kararname, bankaların turizm şirketlerini yasal takibe almalarının da önünü kesiyor.
Neden?..
★
Çünkü...
Bir şirketin bir banka tarafından takibe alınması şirketin kredibilitesini de olumsuz etkiliyor...
Ancak...
Türk bankacılığı yıllardır sadece kâr etmek...
“Para batıracağınıza hiç para satmayın” modeliyle yönetildiği için...
Üzerlerinden (İyi dönemlerinde) milyarlarca lira faiz geliri elde ettikleri şirketlerin geleceklerini de itibarlarını da hiç düşünmezler...
★
Son günlerde pek çok turizmci okur ve youtube kanalı izleyicim, özel bankaların baskılarından yıldıklarını...
Haciz işlemi yapamayacaklarını bildikleri halde...
Temerrüt faizi alabilmek için...
Hemen yasal takip başlattıklarını anlatıyorlar...
★
Turizmde 2021 yılının da büyük olasılıkla kayıp bir yıl olacağını...
Kredi geri ödemelerinde sıkıntı yaşanacağını belirten turizmci iş insanları...
En çok da bir özel bankadan şikâyet ediyorlar...
★
Belli ki...
Kurucusunun bankacılık anlayışının yerini...
Muhalif iş insanlarına kullandırdığı krediyi tahsil edebilmek için...
Yüz yıllık şirketin batmasını göze alabilen...
Kamu bankacılığı zihniyeti almış...
★
Ne demek mi istedim?..
Lütfen 6 parçalık “Bir bankacılık öyküsü” başlıklı yazılarımı okuyunuz...
BİR BANKACILIK ÖYKÜSÜ (1)
Yaklaşık 60 yıl kadar önce...
Vakko’nun kurucu sahibi Vitali Hakko henüz şapka işi yapan ama...
Giderek işini büyüten bir firmaydı...
★
Vitali Bey, o özel bankanın Taksim şubesinden o yıllar için (1960’lı yılların ilk yarısı) yüklü bir kredi kullanmıştı...
İş çevrelerinde...
Borcuna sadakatiyle ve...
Güvenilir bir iş insanı olmasıyla tanınıyordu...
★
Nitekim kredi taksitlerini de muntazaman ödüyordu...
Ki...
27 Mayıs 1960’ta TSK ihtilal yaptı...
Ve...
Böylesi ters durumlarda (Ne yazık ki) ilk olarak (O dönemlerde) azınlıkların başı belâya girerdi...
★
Bir süre sonra vadesi gelecek olan kredi taksitini...
Ve belki de...
Ondan sonraki birkaç senedi daha ödeyemeyebilirdi...
BİR BANKACILIK ÖYKÜSÜ (2)
Banka’nın Taksim şubesine gitti...
Müdüre durumu anlattı...
“Bu ayki taksiti ödeyemeyeceğim” dedi... Biraz düşündükten sonra, “belki ondan sonraki dördünü beşini de ödemekte zorlanabilirim” diye devam etti...
“Yani müdür Beyciğim, önümüzdeki dönemde ödemem lazım gelen 6 senedin yerine ben sana 6 taze senet imzalayayım sen de bana diğerlerini iade et...”
★
Banka şube müdürü hiç düşünmeden:
“Olmaz... Bunu genel müdürlüğe izah edemem” dedikten sonra devam etti: “Bu ayki taksiti ödeyemezseniz kanuni takibe düşersiniz ondan sonraki senetleriniz de muacceliyet kesbeder... (Ödenmeyen bir senet, sonraki senetlerin de ödenmeyeceğinin karinesi olarak kabul edildiği için, vadeleri gelmeden yasal takibe konulabiliyordu...).
★
“Yahu Müdür Bey, daha senedin vadesi bile gelmeden sana durumumu anlatmakla kusur mu ettim yoksa?” diye sitem eder gibi konuştu Vitali Bey...
Müdür ise söylediklerini duymazdan geldi:
“Senediniz ödenmezse ondan sonraki senetlerinizle birlikte kanuni takibe veririm...”.
BİR BANKACILIK ÖYKÜSÜ (3)
Şube müdürünün, ilk 6 kredi taksitini ertelememekte kararlı olduğunu anladı Hakko...
İş yerine döndü...
Tabii ki düşünceliydi...
Belki sadece ilk senette sıkışabilir ama sonrakilerin vadesi geldiğinde durum düzelebilirdi...
Sadece bir tek senet için de mülk satılmazdı ki...
★
Bir kamu bankasından denedi şansını...
Askerler, azınlıklara kredi verilmemesi için çoktan talimat vermişlerdi bile...
İki büyük özel bankaya başvurdu...
Oralardan da hayır cevabını aldı...
★
Banka’nın Genel Müdürü’nü aradı...
Telefonuna dönmedi...
BİR BANKACILIK ÖYKÜSÜ (4)
Kara kara düşünürken bir Türk dostu:
“Patrona git konuş... anlat durumu” dedi...
“Kim?” diye sordu Hakko...
“Ailenin genç oğlunun bankadan mesul olduğunu duymuştum...”.
“Kaç yaşında?..”.
“Henüz çok genç... Olsa olsa 30, belki yok bile...”.
“Yahu git be; koca adamlar meseleyi anlamak istemiyorlar da bir delikanlı mı anlayacak?..”
“Sen beni dinle git onunla konuş...”.
“Nasıl konuşacağım onunla... Bankanın genel müdürü telefonumu kabul etmedi de patronla nasıl görüşeceğim?..”
“Ben sana randevu alırım...”.
“Sen tanıyor musun bu çocuğu?..”.
“Tanıyorum ya; hemşeriyiz yahu... Babası iyi arkadaşımdı...”.
“Ne diyeceğim ben o delikanlıya?..”.
“Anlatacaksın durumu... Şube müdürünün erteleme teklifini kabul etmediğini... Kanuni takibe başlayacağını, haciz yapacağını söylediğini, bir haczin beş yangına bedel olduğunu söyleyeceksin...”.
“Yahu bunlar böyle şeyden anlamaz. Adam parasını almaya bakar...”.
“Sen de dersin ki; senedimin vadesine daha on beş gün var; beni fuhşa teşvik etmeyin, beni yoldan çıkarmayın ama mecbur kalırsam giderim, eşime dostuma vadesi geçmiş ve sizin bankaya olan borcumun 50 katı miktarında senet veririm, onlar sizin bankadan önce haciz işlemi başlatırlar, ben de iflasımı isterim; girin iflas masası sırasına alacağın nispetinde al sen de...”.
“Düzenbazlık bu be!..” diye bağırdı Hakko...
“Düzenbazlık ama başka çaren var mı?..” diye sordu arkadaşı...
[caption id="attachment_6236341" align="alignnone" width="600"]

BİR BANKACILIK ÖYKÜSÜ (5)
Ertesi gün arkadaşı aradı telefonla...
Genç patronun kendisini beklediğini söyledi...
★
Hakko o gün görüşmeye gitti...
Güvenilir bir insan olduğunu...
İşini nasıl büyüttüğünü...
Daha da büyüteceğini...
Dünya markalarından biri olacağını...
Ama şimdi kanuni takibe uğrar, malı mülkü haczedilirse, batacağını söyledi...
★
Genç iş adamı bu sevimli ve kendisi gibi ufak tefek adamın sözünü hiç kesmeden dinledi...
“Tamam” dedi...
Banka genel müdürünü aradı...
Az sonra genel müdür telefondaydı...
“Vitali Bey’in sendeki 6 tane senedini iade et. Onların yerine altı ay sonra ödemeye başlayacağı 6 senet daha al. Daha şu kadar da para ver. Verdiğin paranın faizini de üzerine ekle, erteleyeceğin senetlere üleştir...”.
★
Vitali Hakko bu genç adamın, bankanın genel müdürüne verdiği talimatları dinlerken yerinden kalkıp oynayacaktı neredeyse...
BİR BANKACILIK ÖYKÜSÜ (6)
Ve canlarım...
Vitali Hakko senetlerini iade aldı...
Ve bir de ayrıca...
Genç patronun belirlediği miktarda ek kredi de bankadaki hesabına geçti...
Ve...
1970’li yıllarına gelindiğinde Vakko...
Türkiye’nin en güçlü, en büyük ve en pahalı giysilerini üretip satan firması olmuştu...
★
Hakko, genç patrona gitmeseydi.
Büyük ihtimalle “Vakko” diye bir firma olmayacaktı...