Gerçekler ile görüntü aynı değil. Fransa şampiyon olmuş ama olduktan sonra futbol olarak geriye gitmişler. Kötü Fransa’ya karşı 8 kişiyle defans yaptık. 4-5-1 sisteminde oynadık ancak futbolcularımızın tamamı ceza sahamız içinde Fransa’yı karşıladı. Bu kadar kapanmak yerine kanat varyasyonlarını daha iyi kullanıp futbolun ofans adına gerekliliklerini yerine getirseydik galibiyet sürpriz olmazdı. Fransızların bal yapmayan arı misali uyguladığı baskıya karşılık bizim savunma üzerine kurulu sistemimiz ortaya tam bir kör dövüşü çıkardı. Rakibin pozisyon üretememesi, ürettiği pozisyonların son vuruşlarında başarısız olması, bizim için avantaj oldu. Ancak bu avantaj 71’de Grioud’nun oyuna girmesine kadar sürdü. Deschamps yüksek toplarda ve son vuruşlarda eksik kaldığını anlayıp yedek kulübesinde hazır bekleyen golcüsünü sahaya sürünce Şenol Güneş’in sistemi çökmüş oldu. Korkuların oluşturduğu sistem yerine cesur bir oyun oynasaydık biz bu Fransa’yı yenerdik. Gol atmak zorunluluk haline gelince rakip sahada daha çok yer aldık ve Kaan Ayhan’la golü bulduk. 1 puanı getiren ve maça damgasını vuran isim ise kesinlikle kalecimiz Mert Günok’tu. Şenol Güneş’in Arnavutluk maçı öncesi yaptığı basın toplantısını hatırlayın. “Fransa’dan 1 puan alırsak içeride İzlanda’yı yenebiliriz” demişti. Bir teknik direktör önce oynayacağı maçı düşünür. Sonra öteki maçların planını yapar. Kafasındaki matematiği de futbolcularına yansıtıp motivasyonlarını bozmaz.