Bazı akademisyenleri hiç tanımasam da...
Bazen...
Televizyon ekranlarında rasgeliyorum...
Bazen de...
Makalelerini okuyorum:
“Keşke senatomuz olsaydı da hanımefendi/beyefendi gibi senatörlerden oluşsaydı” diye düşünüyorum...
★
Sayıları çok az olan bu değerli akademisyenlerden biri:

Prof. Ersin Kalaycıoğlu...
Diğeri:
Prof. Mithat Baydur’dur...
★
Kalaycıoğlu ile hiç tanışmadım...
Hiç yazışmadık...
Hiç konuşmadık...
★

Mithat Baydur ise:
“Dostum/kardeşim” diye tanımlayabileceğim kadar yakınım...
★
Dün, Baydur’la mutat telefon sohbetlerimizden birini yaptık...
Tabii ki konu güncel siyaset...
Haliyle:
Anayasa idi...
★
Anayasa kutsal kitap olmadığına göre...
Maddeleri mantık açısından elbette eleştirilebilir bir kitapçıktır...
Ama...
Anayasa aynı zamanda...
Kutsal kitap gibi:
Emredici hükümler içerir...
★
Anayasamızın cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili 101 ve 116. Maddeleri:
İşte o emredici hükümlerden ikisidir...
Ve...
Çok net...
Çok açıktır...
★
Mantık açısından eleştirilebilir bile olsa:
Uyulup uyulmayacağı tartışılmayacak kadar:
Geneldir...
Eşitlikçidir...
Kesindir...
★
Bu iki maddeye rağmen...
İki defa üstü üste “cumhurbaşkanı” sıfatıyla cumhurbaşkanlığı yapmış birinin...
Anayasanın bu maddelerini tanımayabileceğinin konuşulması:
Ne kadar abes ise...
★
Anayasanın delinmesini göze alabilecekleri anlaşılan altılı ittifakın...
İki genel başkanının:
“Erdoğan mağdur olmasın” gerekçeleri de o kadar abestir...
Fenerbahçe kongre üyesi Prof. Baydur bunu bir örnekle açıkladı...
★
Yıllar önce...
Beşiktaş 3-0 önde...
Fenerbahçe teknik direktörü Mustafa Denizli:
Aynı anda en çok 5 yabancı oyuncu oynatabilme şartına rağmen...
Altıncı oyuncuyu:
Sahaya alıyor...

★
Bu öyle bir hata ki...
Maçın tekrarını değil...
Kural dışına çıkan takımın...
“Hükmen mağlup”:
Sayılmasını gerektiriyor...
★
Baydur sordu:
“Beşiktaş yönetimi ‘rakibimiz mağdur olmasın, maçı tekrar oynayalım’ diyerek, kuralın uygulanmamasını isteyebilir miydi?..”.
★
Bu soruya...
Kocaman kahkahalarımdan biriyle:
Cevap verdim...
★
Bu arada unutmadan...
Sizin cevabınızı da:
Tahmin edebiliyorum...
Senato
1961 anayasasının mükemmel yeniliklerinden biri:
“Senato” idi...
Senatoya girebilmek...
Yani...
“Meritler/Yüksek öğrenimliler meclisi üyesi bir senatör...” olabilmek için:
“En az dört yıllık bir üniversite mezunu” olma şartı vardı...

★
Aynı anayasanın getirdiği:
Tabii ve kontenjan senatörlüğü ise:
En büyük ayıbıydı...
★
3 yıllık harp okulu mezunu ihtilalci bir yüzbaşı:
Tabii senatör olarak...
Ve...
“Kaydı hayat” şartıyla:
Senatoda görev yapabiliyordu...
★
12 Eylül 1980’in gerici generalleri:
Meclisi ve senatoyu feshetti...
1982 anayasasında ise: Senatoya yer verilmedi...
Umarım
Ülke, cumhurbaşkanının da 3 yıl önce söylediği gibi:
“Çin modeline öykünerek” yönetiliyor...
★
Eğer...
Önümüzdeki seçimlerde...
Anayasa delinir...
İki dönem üst üste cumhurbaşkanlığı yaparak:
Yasal hakkını yitiren kişi...
Bir kez daha:
Aday olur...
Ve hatta...
Seçilirse...

★
Milyonlarca Müslümana zulmeden...
Soykırımı uygulayan Çin’in:
Kopyası oluruz...
★
Umarım seçmenler:
Bu hataya düşmez.
Bir gol daha
Hatırlayacaksınız...
Süleyman Soylu:
“İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye başkanıyken ihaleye fesat karıştırdı” iddiasıyla...
Başkan aleyhinde:
Soruşturma başlatmıştı...
Danıştay:
“İmamoğlu ihaleye fesat karıştırmamıştır” hükmüne vardı...
Ve böylece... Soylu, İmamoğlu’ndan:
Bir gol daha yedi...
Gülüyormuş
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak:
Hareket halindeki bir araba içinde...
Sosyal medya için video çekimi yaptığı sırada...

Emniyet kemeri takmadığı için:
Para cezasına çarptırıldı...
Başbakan Sunak olay üzerine:
Özür diledi...
Son günlerde...
Erdoğan en çok...
Bu fıkraya:
Gülüyormuş...
İntikam seçimi
14 Mayıs 1950 seçimleriyle iktidar olan Adnan Menderes Hükümeti’ni...
27 Mayıs 1060’ta:
İhtilâlle deviren cuntanın başında:
Albay Alpaslan Türkeş vardı...

★
İhtilâlcilerin bildirisini radyoda okuyan:
NATO’ya ve CENTO’ya bağlılıklarını bildiren kişi de:
Albay Alpaslan Türkeş’ti...
★
Aynı Albay Alpaslan Türkeş:
Erdoğan’ın ortağı olduğu MHP’nin başbuğu idi...
Yani:
Bahçeli’nin patronu ve selefi (Bir önceki MHP Genel Başkanı...).
★
Eğer...
Erdoğan 14 Mayıs tarihini...
27 Mayısçılardan intikam almak için:
Tercih edecekse...
Menderes ve iki bakanını idam eden ihtilâlcilerin başı:
Türkeş’ten mi intikam almış olacak?..
★
Adnan Menderes’in gerçek mirasçıları olan:
İYİ Parti, DP, DEVA ve Gelecek Partisi seçmenlerinden mi?..
Sağır edeceksiniz
Sabaha karşı saatin üçü...
Belli ki sarhoş...
Çünkü...
Yalpalayarak yürüyor...
Onu bu halde gören Gece Bekçisi haykırıyor:
“Hemşerim, gecenin bu saatinden nereye?..”.
O sırada tam da evinin önüne gelmiş olan hırsız...
Zorla ayakta duruyor...
Bakışlarını...
Pencerede kendisini bekleyen karısına çeviriyor...
Ve cevap veriyor:
“Eve gidiyorum, nutuk dinlemeye...”.

★
- yüzyılın birinci çeyreği biterken...
Halen:
Bağırarak nutuk atanları:
Hiç sevmiyorum...
★
Yahu o nutuk modeli...
Günümüz teknolojisinin olmadığı...
Hatta...
Mikrofonun bile henüz: Bulunmadığı dönemlerdeydi...
★
Bağırmayın be...
Bağırmayın...
İnsanın kulaklarını:
Sağır edeceksiniz...
Nükte
“Sokaktaki cahil adamdan nefret ederim ve yanıma yaklaştırmam” sözüyle de bilinen ünlü Romalı ozan, mizahçı ve komutan Horace:
Azat edilmiş bir kölenin oğluydu...

★
En başarılı mizahın:
Tezatlardan doğduğunu bilen...
Kendisine karşı savaştığı Antonius’un bile:
Sevimliliği...
Esprileri nedeniyle affedip yanında bulundurduğu Horace...
Nükte için şöyle demişti:
“Bazen en önemli meseleleri, ciddilikten uzak bir nükte ile çözebilirsiniz...”.
★
Türkiye son 20 yılda...
Mizah ve nükte yönünden...
Yoksul politikacıların yönettiği bir ülke:
Hâline geldi...
★
Onların yoksulluğu...
Ülkeyi...
Ve...
Halkın %70’ini de: Fakirleştirdi...
Hesap sorulacak
Kemal Kılıçdaroğlu dedi ki:
“SPK’ya son kez çağrıda bulunuyorum; görevini yap, küçük yatırımcıyı koru. Pazartesi’ye kadar mühlet tanıyorum. Bu zor ekonomide kimsenin parasını arsıza, hırsıza yedirtmeyeceğim...”.

★
Kemal Bey...
Bir kere de şu YSK’yı uyarsanız...
Hatta daha şimdiden:
Kalabalık bir gurupla:
YSK’ya yürüseniz...
★
SPK nasıl olsa sizi dinlemeyecek...
YSK da dinlemeyecek...
Ama...
İtirazlarınız:
Arşive girecek...
Siz sormazsanız...
Sizden sonra gelenler mutlaka:
Hesap soracak...
Dil...
“Bir işin kavga ile sonuçlanacağını anlar anlamaz sabret, tahammül göster; bu suretle kavga kapısı kapanır.
İnat, haksızlık ve düşmanlık gördüğün vakit nazik ol. Çünkü keskin kılıç, yumuşak ipeği kesemez. İnsan tatlılıkla bir fili, bir saç kılıyla çekebilir...”.
Sadi-i Şirazi:
Bostan-Gülistan sayfa. 113.
Özlü söz:
Atatürk dedi ki:
“Zafer, ‘zafer benimdir’ diyebilenindir. Başarı ise ‘başaracağım’ diye başlayarak sonunda ‘başardım’ diyenindir...”.