Korkusuz
Can Ataklı

Kılıçdaroğlu’nun arkasındaki iskeletli resim de neyin nesi?

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Kılıçdaroğlu’nun arkasındaki iskeletli resim de neyin nesi?


Seçimlere sadece iki hafta kala CHP genel başkanının propaganda çalışmaları hayli hız kazandı.

Gündüz ülkenin bir ucundan ötekinde yapılan mitinglere yetişen Kılıçdaroğlu akşamları da evinden canlı Twitter video yayınları yapıyor.

Genellikle mutfaktan yapıyordu bu yayınları CHP genel başkanı.

Şimdi farklı yerleri kullanıyor ama yine evinin içinden.



 

Son videolarından birinde Kılıçdaroğlu’nun arkasındaki Türk bayrağının yanında asılı duran bir tablo dikkatimi çekti.

Büyütüp bakınca bunun sanki elinde kadeh tutan bir iskelet olduğu anlaşılıyor.

Peki neyin nesidir bu iskelet?

Bu iskelet 2012 yılında Hatay ilimizde bulunan bir mozaik.

[caption id="attachment_414552" align="alignnone" width="600"] 2014 yılında bulunan iskelet görüntülü mozaik dünyanın çeşitli ülkelerindeki arkeologların büyük ilgisini çekmişti[/caption]

Tarihi hakkında çeşitli iddialar var.

2 bin 400 yıllık olduğu söylenmişti önce.

Daha sonra milattan sonra 3’üncü yüzyıldan kalma olduğu ileri sürüldü.

Ama asıl tartışma konusu üzerindeki yazı üzerinde yapılıyor.

Bu mozaik bulunup Antakya Müzesi’nde sergilenmeye başladığında üzerindeki yazının “Neşelen, mutlu ol, hayata katıl” olduğu belirtilmişti.

Ancak mozaik üzerinde daha kapsamlı araştırmalar yapan uzmanlar yazıda sadece “Neşelen” bölümünün okuduğunu gerisinin ise buna eklenen uygun kelimeler olduğunu açıkladılar.

Aslına bakarsanız üzerinde ne yazarsa yazsın, bu mozaik hayatın ne denli kısa ve geçici olduğunu anlatmıyor mu?

Bütün hayatınız keyifle geçse, bir eğlenceden ötekine koşsanız da sonumuz belli değil mi?

Bu elbette kaderci bir anlayışla her şeye boyun eğmek anlamına gelmez.

Sadece gerçeği bilmek yeter bence.

Gerçeği bilince hayata bir anlam katmak, dünya tarihine göre göz açıp geçene kadar sürdürdüğümüz hayatı ne kendimize ne başkalarına zehir etmemek en güzeli.

Kemal Kılıçodaroğlu bu resmi çalışma odasının duvarına neden astı, asarken ne düşündü açıkçası bilmiyorum.

Ama vardır mutlaka bir hikayesi.

Seçimden sonra belki sorar öğreniriz.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

İsviçrelinin anlamadığı “nazar” faktörü


Bana da sosyal medyadan geldi.

Atatürk döneminden bir anı bu.

Okurken çok hoşuma gitti.

Bu milletin inancını, nahifliğini, saf düşüncesini çok iyi anlatan bir yazı çünkü.

Siz de okuyun, ne düşüneceksiniz acaba?

[caption id="attachment_414553" align="alignnone" width="600"] Ankara Atatürk Orman Çiftliğinde kurulan ilk süt tesislerinin görüntüsü[/caption]

Atatürk Orman Çiftliği’nin içinde süt fabrikası kurulacak, o dönem İsviçreliler bu konuda çok iyi.

İşe başlamadan önce, tüm batılılar gibi ciddi bir ön araştırma yapıyorlar.

İsviçreli danışmanlar, yanlarında Türk çevirmenlerle beraber Ankara civarını köy köy dolaşıyorlar.

-Teyze, senin inekler günde kaç kilo süt verir?

-Yavrum, en fazla 3 kilo.

-Amca, senin inekler kaç kilo süt verir?

-5 kilo.

İsviçreliler tüm bu analizleri yapıyorlar ve günlük 10 ton süt toplanacağını hesaplıyorlar. Hata payı, üretimdeki artış, gelecek hesapları yapılıyor ve 20 ton süt işleyebilecek bir tesis kuruyorlar.

İlk gün köylerden süt toplanıp geliyor.

40 Ton! Herkes şokta.

İsviçreliler tercümanları alıp yine Ankara’nın köylerine gidiyorlar.

-Teyze sen ineklerim 3 kilo süt verir demişsin, 15 kilo süt vermişler. Bu nasıl oluyor?

-Oğlum nazar değer diye öyle dedim.

-Amca, sen 5 kilo demişsin, 20 kilo vermişsin?

-Oğlum, nazar değmesin diye öyle dedim.

E tabii, elin İsviçrelisi nereden bilsin Türkiye’deki nazar faktörünü. Çünkü hiç kimselere benzemeyiz biz. Hep kendimize has tavrımız düşüncemiz vardır.

KOMİK

Böyle lafa böyle karikatür




İçişleri bakanı sıfatı taşıyan Süleyman Soylu’ya göre 14 Mayıs seçimlerini kendilerinin kazanması bir demokrasi zaferi.

Muhalefet kazanırsa bunun adı siyasi darbe olacakmış.

Aslında bunun tercümesi şudur; “Ey halkım, 14 Mayıs’ta muhalefet sandığa giderse darbe olacak demektir, o halde tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi sizi sokağa çağırıyorum, fırlayın dışarı oy kullandırtmayın bunlara.”

İşte taban emekli maaşı alan işini bilir bir AKP seçmeni


Bana yazmış Ali Ok adını kullanan bir Twitter kullanıcısı.

Belli ki iktidara yönelik eleştirilerime çok öfkeleniyor.

Bakın ne demiş;

Ali Ok

@AliOk55423888

@can_atakli_

bende emekliyim taban maaş alıyorum 6 nüfusa bakıyorum dolabımda kıymada var kuşbaşıda Ve sizin zamanınızdaki gibi yok kuyruğunda değilim.

İşini bilen biri olsa gerek.

Hem tabandan emekli maaşı alacak, yani en düşük düzeyde, buzdolabında hem kıyma hem kuşbaşı et olacak, üstelik 6 nüfusa bakacak.

Bir mucize gerçekleştirdiği kesin.

Saray kanallarına tavsiyem bulun bu kişiyi çıkarın ekrana, Türkiye’nin nasıl güllük gülistanlık bir ülke olduğunu anlatsın.

ÇOK GÜLDÜM

Bu pazar için 3 fıkramız var


Bu hafta Yıldırım Tuna’dan üç fıkra geldi. Haydi birlikte okuyalım;

Köylünün çilesi

Doğu Anadolumuzda  yaşayan köylülerimizden biri bayram öncesi pazardan aldığı bir çuval şekeri eşeğine yüklemiş, köyüne giderken yolda hava müthiş bozunca tedirgin olmuş, ellerini yukarı kaldırıp göğe bakmış, “Ya Hudi..” demiş eşeğin sırtındaki çuvalı gösterip, “Şeker..”
Ama biraz sonra yağmur müthiş indirince koca bir çuval şeker oracıkta eriyip gitmiş.. Çok üzülmüş köylü..
Bir müddet sonra  hava yine bozmuş, etrafına yıldırımlar düşüyor, bu sefer tekrar ellerini göğe kaldırmış eşeği göstermiş, “Ya Hudi.. Eşek?..” Ama çakan bir yıldırım anında kömüre çevirmiş tam önündeki eşeği, bizimki iyice şaşkın.
Hava daha da bozunca “Ya Hudi.. Ya Hudi.. “ demiş göğe bakıp elleri ile kendini gösterip acıklı bir sesle “Ben?? ..Ben??.. ”
O anda bir patlama olmuş, bir yıldırım onu yanından tam geçmekte olduğu bir mağaranın içine fırlatmış, kendini bilincini yarı kaybetmiş bir şekilde bir mağaranın içinde bulmuş, etrafını incelemiş,  bir bakmış ki mağaranın duvarında bir delikten gelen gün ışığı tam üzerinde .. “Ya Hudi..” demiş mırıldanarak,
“ Yağdırdın yağmuru erittin şekeri, çaktırdın şimşeği yok ettin eşeği, şimdi almışsın eline feneri arıyorsun beni.. Yedi alem kessin beni vallahi çıkarsam buradan dişari..!”

Ressam oğlan

Oğlan gerçekten çok başarılı bir ressam, müthiş resim yapıyor, sınıfın zeminine 100 dolarlık bir banknot resmi çizmiş, sınıf öğretmenleri parayı yerden almaya çalışırken manikürlü tırnaklarını kırınca son derece sinirlenerek oğlanın babasını aramış..
Hastanede yoğun bakımda yatan adam “Çok şanslısınız hocam..” demiş telefonda zar zor konuşarak, “O pislik evdeki elektrik prizinin üzerine öyle müstehcen bir şey çizmiş ki, belden aşağıma felç indi, bir haftadır yatıyorum..!”

Şanslısınız


Mahkum hapishanenin kütüphanesine gidip okumayı çok arzu ettiği özel bir kitap sormuş, görevli memur bilgisayarından kontrol edip “O kitap maalesef bizde yok” demiş, “Ama çok şanslısınız ki yazarı bizde. C blokta, ikinci katta..!”