Korkusuz

Kılıçdaroğlu: Torpili bitireceğiz

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Balıkesir’de yurttaşlara seslenirken “Hakkı, hukuku ve adaleti getireceğim. Bakın, gencecik evlatlarımız üniversiteyi bitiriyorlar ve işsiz. Baba, evladının yüzüne bakamıyor. Elde para yok, imkanlar sınırlı. Bu tabloyu düzeltmemiz lazım. KPSS’ye giriyor, yüksek puan alıyor, sözlüde eliyorlar. Kaldıracağım sözlüyü, tamamen kaldıracağım. Torpili bitireceğiz torpili. Garibanın dayısı yok. Peki ne olacak? Sahipsiz mi olacak? Hayır efendim, onun sahibi Bay Kemal olacak. Hiç endişe etmeyin, bütün garibanların sahibi Bay Kemal olacak” dedi.

Kılıçdaroğlu: Torpili bitireceğiz
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Balıkesir’de yurttaşlara seslenirken “Hakkı, hukuku ve adaleti getireceğim. Bakın, gencecik evlatlarımız üniversiteyi bitiriyorlar ve işsiz. Baba, evladının yüzüne bakamıyor. Elde para yok, imkanlar sınırlı. Bu tabloyu düzeltmemiz lazım. KPSS’ye giriyor, yüksek puan alıyor, sözlüde eliyorlar. Kaldıracağım sözlüyü, tamamen kaldıracağım. Torpili bitireceğiz torpili. Garibanın dayısı yok. Peki ne olacak? Sahipsiz mi olacak? Hayır efendim, onun sahibi Bay Kemal olacak. Hiç endişe etmeyin, bütün garibanların sahibi Bay Kemal olacak” dedi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Balıkesir’de düzenlenen mitinge katıldı. Kılıçdaroğlu, mitingde şunları söyledi:

“Kuvay-ı Milliye Meydanı’ndayız ve birlikteyiz. Ülkenin makus talihini bu meydanda birlikte yeneceğiz. Tıpkı atalarımızın yendiği gibi. Daha önce bu meydanda bir konuşma yapmıştım, Balıkesir’e İstiklal Madalyası verilmesi gerektiğini söylemiştim. Sakın unuttuğumu sanmayın. Bay Kemal sözünden dönmez.



“ÇOK KUTUPLAŞTIK, ÇOK AYRI YERLERE SAVRULDUK. ARTIK KUCAKLAŞALIM, ARTIK BİRLEŞELİM”

Türkiye’nin karamsar bir ortamda olduğunu biliyorum. Hayat pahalılığını biliyorum, gençlerdeki umutsuzluğu biliyorum. Herkesin sıkıntısı var. 21 yıldır ülkeyi yönetiyorlar… Artısı, eksisi… Ama artık değişimin zamanı geldi. Yeni bir ruha, yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Bunu, bir siyasetçinin ötesinde, sade bir vatandaş olarak ifade ediyorum. Çok kutuplaştık, çok ayrı yerlere savrulduk. Artık kucaklaşalım, artık birleşelim. Artık kucaklaşma zamanı, birbirimize sert sözler söyleme zamanı değil. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu karamsar atmosferi aşma zamanı.

“85 MİLYONUN BİR ARADA, HUZUR İÇİNDE YAŞADIĞI BİR TÜRKİYE’Yİ İNŞA EDECEĞİZ”

Evlerde sıkıntı var, biliyorum. Annelerin sıkıntılarını biliyorum. ‘Acaba çocuğumun beslenme çantalarına ne koyayım’ diye düşündüğünü biliyorum. Ben, bu acıyı biliyorum. Bir çocuğumuz açsa aslında 85 milyonumuz aç demektir. Yeni bir anlayışı bu ülkeye getireceğim, söz verdim. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, tamamen 85 milyonun bir arada, huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. İnşa etmenin yolu sizden geçiyor. Türkiye’nin yeniden adalet içinde inşa edilmesini istiyor musunuz?  Söz veriyorum. Altı lider bir aradayız. Hepimiz bu ülkede huzur olmasını istiyoruz.

“ONLAR BEŞLİ ÇETELER İÇİN ÇALIŞTILAR, BAY KEMAL VATANDAŞ İÇİN ÇALIŞACAK. BUNDAN EMİN OLUN. BİZİM İÇİN YANDAŞ DEĞİL, VATANDAŞ ÖNEMLİ”

Burası Balıkesir, Kuvay-ı Milliye’nin merkezidir. Aynı zamanda tarımın, turizmin merkezidir. Bu bölgenin şikayetlerini de biliyorum. Bu kadar zengin bir coğrafyada çiftçi zarar eder mi? Çiftçinin zarar etmesine imkan verilir mi? Buğday, arpa, yulaf, et dışarıdan geliyor. Ya hu kardeşim, sen yurt dışındaki çiftçiyi destekleyeceğine kendi çiftçini desteklesen daha iyi olmaz mı? Bizim insanımız kazanmaz mı? Bunların tamamı olacak, göreceksiniz. Onlar Beşli Çeteler için çalıştılar, Bay Kemal vatandaş için çalışacak. Bundan emin olun. Bizim için yandaş değil, vatandaş önemli. Alın terinin değer bulduğu bir tabloyu inşa edeceğiz. 85 milyon, birlikte çalışacağız. Bu ülkeye sözüm var, sözüm. Bay Kemal’in sözü var; hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi inşa edeceğim.

“SÖZ VERDİM, 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASINI CUMHURİYET’İN 100. YILINDA YAPACAĞIZ DİYE”

Her evde huzurun, her evde bereketin olduğu, komşularıyla ilişkilerinin iyi olduğu; caddesinde, parklarında özgürce gezilebildiği bir Türkiye’yi arzulamıyor muyuz? Çalışkan insanlarımız var, üniversiteleri bitirdiler. Ama göreceksiniz, üniversiteler de bilgi üretecek. Öğrencilerimiz mezun olacak ve işleri hazır olacak. Söz verdim, ‘100 bin öğretmen atamasını Cumhuriyet’in 100. yılında yapacağız’ diye. Niçin? Bütün köy okullarını açacağız. Köyde öğretmen de olacak öğrenci de. Aynı zamanda her köyde ziraat teknisyeni ve ziraat mühendisi de olacak. Bunların ücretlerini de devlet ödeyecek. Havza bazlı planlama yapacağız. Çiftçi ekecek, üretecek, asla zarar etmeyecek. Hayvancılık yapılıyorsa veteriner hekim orada olacak. Onlar da hayvanların aşılarını yapacak, yardımcı olacak. Köyde yaşayanların hepsi huzur içinde yaşayacaklar.

“KIRSALDA ÇALIŞAN GENÇLERİN VE BÜTÜN KADINLARIN SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİNİ DEVLET ÖDEYECEK VE BÖYLECE EMEKLİLİK HAKKI KAZANMIŞ OLACAK”

Kırsal boşalıyor, biliyorsunuz. Gençler kalmıyorlar. Kırsalda çalışan gençlerin ve bütün kadınların sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek ve böylece emeklilik hakkı kazanmış olacak. Emekli olduğunda da huzur içinde yaşayacak. Bunu da yapacağız, göreceksiniz. Bu ülkenin insanları mutlu olmazsa siyaset yapmanın bir mantığı yoktur. Asıl hedefimiz bu ve asla bu hedeften vazgeçmeyeceğiz.

“ÖNÜMÜZDE KURBAN BAYRAMI VAR. ALLAH NASİP EDER DE GELDİĞİMİZDE, BANKADA HER EMEKLİNİN 15 BİN LİRA PARASI OLDUĞUNU GÖRECEKSİNİZ”

Emekliler… 2015’ten beri söylüyorum; ‘Emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramı’nda asgari ücret kadar ikramiye verin’. Önce itiraz ettiler, ama sonra baktılar Bay Kemal haklı. Sonra verdiler ama düşük. Sonra bunu artırdılar. Benim sözüm sözdür; emekliye Ramazan Bayramı’nda ve Kurban Bayramı’nda asgari ücret kadar ikramiye vereceğiz. Önümüzde Kurban Bayramı var. Allah nasip eder de geldiğimizde göreceksiniz. Bankada her emeklinin 15 bin lira parası olduğunu göreceksiniz. Bunu söyledim ya yine ‘Efendim parayı nereden bulacaksın’ diye koro halinde şikayet. Ya hu sen, Beşli Çete’ye para bulurken emekliye bulamıyorsun. Beşli Çetelerden alacağım. Beşli Çetelere para var, ama emekliye gelince ‘Parayı nereden bulacaksın?’ O parayı söke söke alacağım, emekliye vereceğim, işçiye vereceğim, alın teri dökene vereceğim.

“BİZ, ONLAR GİBİ DEĞİLİZ. BİZ, MÜTEVAZİ YAŞAMAYI BİLEN İNSANLARIZ”

Biz, onlar gibi değiliz. Biz, mütevazi yaşamayı bilen insanlarız. Evimiz de öyle, barkımız da öyle, çocuğumuz da öyle. Biz, çocuklarımız askerlik yapsın diye bedelliye göndermedik. ‘Garibanın çocuğu gidiyorsa Bay Kemal’in çocuğu da gitsin yapsın’ dedik. Bizim felsefemiz odur. Eğer siyasetçi halka örnek olmazsa olmaz. O nedenle ahlaklı bir siyaset, erdemli bir siyaset, bilgili bir siyaset anlayışını getirmek istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Sizlerle kazanacağız. Birlikte mücadele edecek ve birlikte kazanacağız.

“418 MİLYAR DOLARIN, SON KURUŞUNA KADAR NEREDE OLDUĞUNU BİLİYORUM. ALACAĞIM VE BU MEMLEKETE GETİRECEĞİM”

418 milyar dolar… Devleti soydular ve bu parayı götürdüler. 418 milyar dolarlık bir soygun olmasaydı şu soruya rahatlıkla cevap verebilirlerdi. Diyorlardı ya ‘Bu can bu bedende kaldıkça o papazı vermem’ diye. Ne oldu? Para yok, kasa boş, papazı götürüp teslim ettiler. Demek ki güçlü olursanız meydan okuyabilirsiniz. Güçlü olursanız bu ülkenin hakkını, hukukunu savunabilirsiniz. Birilerinin telkininin dışına çıkmıyorsanız sizin bu ülkeye bir faydanız yoktur. Yine söylediler; ‘Bak beni kızdırma, senin malvarlığını araştırırım’ dedi. Tek bir cümle dahi kullanılmadı. Oysa Bay Kemal ne derdi? ‘Araştırmazsanız namertsiniz’ derdi. 418 milyar doların, son kuruşuna kadar nerede olduğunu biliyorum. Alacağım ve bu memlekete getireceğim. O paralar, Beşli Çetelerin değil, 85 milyonun alın teridir o paralar. Alacağım ve getireceğim.

“TORPİLİ BİTİRECEĞİZ TORPİLİ… GARİBANIN DAYISI YOK. PEKİ NE OLACAK? SAHİPSİZ Mİ OLACAK? HAYIR EFENDİM, ONUN SAHİBİ BAY KEMAL OLACAK”

Hakkı, hukuku ve adaleti getireceğim. Bakın, gencecik evlatlarımız üniversiteyi bitiriyorlar ve işsiz. Bunların sayısı milyonları buluyor. Baba, evladının yüzüne bakamıyor. Elde para yok, imkanlar sınırlı. Bu tabloyu düzeltmemiz lazım. KPSS’ye giriyor, yüksek puan alıyor, sözlüde eliyorlar. Kaldıracağım sözlüyü, tamamen kaldıracağım. Torpili bitireceğiz torpili. Garibanın dayısı yok. Peki ne olacak? Sahipsiz mi olacak? Hayır efendim, onun sahibi Bay Kemal olacak. Hiç endişe etmeyin, bütün garibanların sahibi Bay Kemal olacak.

“TÜRKİYE’Yİ YOL GEÇEN HANINA DÖNDÜRDÜLER. SINIR DİYE BİR ŞEY KALMADI”

Türkiye’yi yol geçen hanına döndürdüler. Sınır diye bir şey kalmadı. İpini koparan Türkiye’ye geliyor. Sanki bu ülkenin sınırı yok. Oysa sınırda şu yazar; ‘Hudut namustur’ der. Bunlar, yol geçen hanına döndürdüler. En geç 2 yıl içerisinde bütün Suriyeli kardeşimizi Suriye’ye uğurlayacağız. Bay Kemal gönderecek efendim. Görüştüm, nasıl göndereceğimi onlara da anlattım. Dediler ki ‘Siz bu şartları sağlarsanız biz kendi memleketimize döneriz’. Türkiye onurlu, güçlü bir ülkedir. Türkiye, 3 milyon 600 bin sığınmacıya baktı. Başımızın üstüne, ama bitti kardeşim. Yazıktır günahtır. Bizim evlatlarımız işsiz.

“TANK PALET FABRİKASI’NI ALACAĞIM, ŞANLI ORDUMUZA VERECEĞİM. ONLAR YAPAMIYOR. SÖZDE BİZ DEĞİLİZ, ONLAR MİLLİYETÇİ”

Ağaçların yeni açmış çiçeklerine bakacağız. O baharın güzelliklerine bakacağız. O nedenle diyorum, ‘Baharlar gelecek ülkemize’ diye. Bir şey daha; bizim milliyetçiliğimizi sorgulamaya kalkıyorlar. Sorgulamaya kalkanların ne olduklarını anlatayım size. Tank Palet Fabrikası’nı Katar ordusuna peşkeş çektiler. Kuvay-ı Milliye Meydanı’ndan sözüm söz; Tank Palet Fabrikası’nı alacağım, şanlı ordumuza vereceğim. Onlar yapamıyor. Sözde biz değiliz, onlar milliyetçi. Sen kalkacaksın, 3-5 kuruş için dileneceksin… Bay Kemal, kimseye dilenmez. Türkiye’nin onuru, şerefi vardır. Düne kadar hakaret ettiğin adamın ayağına gidiyorsun. Gitmeyeceksin.

“ÖNCE ŞANLIURFA’DA BAŞLAYIP, BÜTÜN TÜRKİYE SATHINDA BÜTÜN ÇİFTÇİLERE ELEKTRİĞİ ÜCRETSİZ VERECEĞİZ”

Yeni bir sayfayı açmak zorundayız. Beraber, birlikte olmak zorundayız. Türkiye’yi, bugün içine düştüğü bu badireden çekip çıkarmak zorundayız. Saygın bir ülke yapmak zorundayız. Üretmek zorundayız. Ben dedim ki ‘Şanlıurfa Belediye Başkanlığı’nı bize verin, bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğiz’. Bağırdılar, ‘Elinden tutan mı var, yap’ dediler. Yaptık. Denizli’nin Bozkurt ilçesinde bir kadın belediye başkanımız var. Kurdu güneş panellerini, elektrik elde ediyor ve çiftçiye bedava veriyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi, elektrik elde ediyor ve çiftçiye bedava veriyor. Önce Şanlıurfa’da başlayıp, bütün Türkiye sathında bütün çiftçilere elektriği ücretsiz vereceğiz. Artan elektriği enterkonnekte sistemi içerisinde satacaksınız, çiftçilerin kooperatifleri oradan gelir elde edecek. Türkiye zengin bir ülke, yeter ki ne yapacağınızı, nasıl yapacağınızı bilin.

“KIZILAY’I DA DÜZELTECEĞİZ. O DA KADİM BİR KURULUŞTUR. ONUN BAŞINDAKİ ADAMLARI ALACAĞIZ, BİR TARAFA ATACAĞIZ”

Göreceksiniz, savurganlığı bitireceğim. Göreceksiniz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkının nasıl yendiğini biliyorum. Onu nasıl bitirdiğimi göreceksiniz. 16 uçak var, değil mi? 16 uçağı satacağım, yangın söndürme uçağı alacağım. Orman yangınlarını söndüreceğiz. Türk Hava Kurumu’na vereceğiz bunu. Türk Hava Kurumu, kadim bir kuruluştur. Ayrıca Kızılay’ı da düzelteceğiz. O da kadim bir kuruluştur. Onun başındaki adamları alacağız, bir tarafa atacağız. Kardeşim yeter. Beş yerden, altı yerden maaş alma dönemini bitireceğiz. Evlatlarımız işsiz geziyorlar.” (ANKA)