Korkusuz

Kılıçdaroğlu – Çölaşan görüşmesindeki detay...

Kılıçdaroğlu – Çölaşan görüşmesindeki detay...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun CHP Çankaya İlçe Başkanlığı’nın yeni binasının açılış töreninde yaptığı ‘selamlama’ bir anda siyasetin gündemine oturdu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen Kuşoğlu, partililere seslenirken “Size Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Kılıçdaroğlu’nun selamını getirdim” dedi.

HERKES KONUŞTU...

Aslında o açılış töreninde, CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ve Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar da benzer sözler sarfetti. Ancak Kuşoğlu’nun Genel Başkan Yardımcısı kimliğini taşıması ve Kılıçdaroğlu’na olan yakınlığının bilinmesi,  ‘Millet İttifakı’nın ya da CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?’ sorusunu da doğal olarak yeniden gündeme getirdi.



İSTİFAYI DÜŞÜNMÜŞ... 

Kuşoğlu’nun yaptığı bu selamlamadan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hoşnut olmadığı ve bu düşüncesini Kuşoğlu’na ilettiğini öğrendim. Hatta; Kuşoğlu’nun yaşanan bu süreçten ötürü Genel Başkan Yardımcılığı görevinden istifa etmeyi düşündüğü de CHP kulislerine yansıdı.

Kılıçdaroğlu, genel başkan yardımcısının yaptığı açıklamaya neden bu kadar tepki gösteriyor anlamış değilim... CHP lideri, bu tartışmanın başlamasının ardından, konuyu köşesine taşıyan SÖZCÜ Yazarı Emin Çölaşan’ı da aradı ve “Zamansız bir konuşma olmuş” dedi. Çölaşan’ın aktardığına göre, Kılıçdaroğlu ortaya çıkan tablodan dolayı da üzgündü...

İYİ PARTİ’NİN ADAYI BELLİ 

Kılıçdaroğlu’nun hassasiyetini anlıyorum ama bir yandan da abartılı buluyorum. Millet İttifakı’nı oluşturan İYİ Parti’nin kurmayları adaylarının Meral Akşener olduğunu söylüyor. Saadet Partisi adaylık için Temel Karamollaoğlu’nu işaret ediyor. Bu da gayet doğal ve anlaşılır bir tutumdur. CHP lideri de bu tutumu değerlendirmeli ve adaylığına ilişkin yapılan konuşmaların önünü kesmemelidir.

‘ZAMANLAMA...’

Benim burada dikkat çekmek istediğim nokta; Kılıçdaroğlu’nun Emin Çölaşan’ı aradığında yaptığı konuşmadaki bir ayrıntı... Kılıçdaroğlu, görüldüğü üzere, “Aday değilim” demiyor; aksine Kuşoğlu’nun yaptığı konuşmayı “zamansız’’ buluyor. Bu da bir önceki yazımızda da işaret ettiğimiz üzere, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını düşündüğünü ancak bunu açıklamak için ‘uygun zaman’ı kolladığını gösteriyor. Kılıçdaroğlu belli ki; Süleyman Demirel’in “Siyaset bir zamanlama sanatıdır” sözünü kendisine düstur ediniyor.

CHP’li Kuşoğlu Kılıçdaroğlu’nun elini rahatlattı


Aslına bakarsanız, Bülent Kuşoğlu, yaptığı açıklama ile bir anlamda Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık zeminini güçlendirdi, parti içi tartışmaların önünü kesti ve CHP’yi siyasetsiz kalmaktan kurtardı. CHP liderinin yakın çalışma arkadaşının yaptığı açıklama, hem parti içindeki gruplaşmaların önünü kesme, hem de partinin iddia koyması açısından önemli bir hamleydi.



SİYASET İDDİA İŞİDİR

Şu unutulmasın ki; Kılıçdaroğlu, adaylığına dair işaret vermediği sürece, parti içinde adaylık eksenindeki gruplaşmaların olması kaçınılmazdır. Bu bağlamda, CHP lideri adına ortaya konulan iddia, Millet İttifakı’nı zedelemez aksine güçlendirir.

‘Çatı aday’ mı, ‘ortak aday’ mı ‘her partinin kendi adayı’ mı stratejisini oluşturmak sonranın tartışma konusudur. CHP, adayının olduğuna dair işaret vermeli, iddiasını ortaya koymalı ve masaya güçlü bir şekilde oturmalıdır. Bu bağlamda, Bülent Kuşoğlu, siyaseten doğru bir çıkış yapmıştır. CHP’li Kuşoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nun siteminden dolayı  genel başkan yardımcılığı görevinden istifa etmeyi düşünmesi de anlamsızdır.

Muharrem İnce neden ‘Pişmanım’ dedi


TV 100’de katıldığım Sağlı-Sollu programında söz döndü dolaştı yine Muharrem İnce’nin açıklamalarına geldi. Programda, yaşanan tartışma üzerine şunu söyledim: “İnce, CHP Genel Merkezi’nin seçim gecesine ilişkin tutumunu eleştiriyor. Bu eleştiri kendisi açısından haklı olabilir ancak Muharrem İnce de o gece gereken tavrı ortaya koymadı.”



MESAJ YOLLADI

Ahu Özyurt bunun üzerine “İnce ne yapmalıydı?” diye sorunca, “Muharrem İnce’nin yerinde olsam, o gece genel merkeze gider, kendisine bilgi akışı gelmediğini söylediği sistemin başına geçerdim’’ dedim.

Yaklaşık bir ya da iki dakika sonra Muharrem İnce’den telefonuma bir mesaj geldi. Memleket Partisi Genel Başkanı İnce, “O gece veri alamadığımız halde genel merkeze gidip oturmadığım için zaten pişmanım. Ben partiyi korumaya çalıştım” diye yazmıştı.

Bu özeleştiri sanırım ilk kez bu denli açık ve net yapılıyor. Ancak son pişmanlık ne yazık ki; fayda etmiyor... “O gece” Muharrem İnce’nin önünde hala kalın ve yüksek bir duvar olarak duruyor...