Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Keşke fabrika ayarlarına dönebilse

CHP, 100 yıl önce kuruldu...

CHP, kuruluşunda...

Bugünkü CHP’den:

Çok daha liberal...

Çok daha demokrat...

Çok daha özgürlükçü...

Çok daha küresel...

Çok daha Batılı bir partiydi...





İnanmayan...

Gazi Mustafa Kemal’in 17 Şubat 4 Mart 1923’te yapılan İzmir İktisat Kongresi konuşmasına baksın...

Sümerbank ana sözleşmesini okusun (Müessesenin hisse senetleri halka satılacak).



Bugünkü CHP ise halen:

“Sol bir iktidar” için plânlanan 1961 anayasasına göre tasarlanıyor...

Açayım...



Canlarım...

CHP, DP karşısında 10 yıl bir türlü seçim kazanamayınca...

27 Mayıs 1960 silahlı darbesinden sonra...

“Kentli ve kasabalı eşraftan yana” olan politikasını...

“Emekçiden yana” politikalarla değiştireceğini açıkladı...

Yani...

Kırk yıllık Kâni’yi, “Yani” yapacağını vaat etti...

Bunun için uygulayacağı yeni politikaya:

“Ortanın solu” denildi...



Kurtuluş Savaşı kahramanı İsmet İnönü’yü itibarsızlaştırmak için...

“İsmet Paşa asker kaçağıydı” bile diyen:

Muhafazakâr, gelenekçi “sağ” siyaset...

Bu defa da:

“Ortanın solu Moskova yolu” diye bir yalan uyduruverdi...



62 yıl önce CHP’ye giydirilen bu elbise halen çıkarılamadı...

“CHP” denildiğinde akla halâ:

“Ortanın solu Moskova yolu” geliyor...



CHP’yi bu şekilde itibarsızlaştıranların torunlarıysa bugün en çok:

Moskova ile anlaşıyorlar...

Ama...

CHP bunu da anlatamadı...

Anlatamıyor...

Çünkü CHP’li kafalar:

Değişimin nasıl bir şey olduğunu bilmiyorlar...



İkinci Dünya Savaşı’nda Japon İmparatorluğu’nun teslim olduğuna bir türlü inanmayan...

Ve...

Hayatının 29 yılını dağda bir mağarada geçiren...

Hiroo Onoda isimli Japon askeri hatırlıyor musunuz?..

CHP ve CHP’liler...

İşte o asker gibi...

Dünyada halen:

“Sağ” ve “sol” varmış gibi politika üretiyor...





Dünyada sağ ve sol kavramlarının bir anlamı olmadığını...

Geleceğin dünyasında “yurttaşlık” fikrinin bile kalmayacağını...

Küresel demokratik devrimin tüm insanlığın ortak paydası olacağını görenlere ise hemen saldırıya geçiliyor...

Ve:

“CHP fabrika ayarlarına dönsün” diye azarlanıyor...



Keşke CHP fabrika ayarlarına dönse...

Ama...

1973’tekine değil...

1923’teki fabrika ayarlarına dönse...

Yerel ve küresel çatışma ile iş birliğinin ne demek olduğunu anlayabilse...

Her şeyi yapıyor


Telefondaki sesi ve nefesi:

Hiç kimsenin bilmediği bir şeyi sadece o biliyormuş...

Ve...

Beni işte o bilgisinden haberdar edecekmiş gibi heyecanlıydı...

“Dede” dedi ve hemen anlatmaya başladı:

“Bir numara, dışarıdaki dolarlarını getirmeye başladı... 28 Mayıs’taki seçimin hemen öncesindeki haftada Merkez Bankası’nda 2 milyar dolar bozduran Bir Numara, seçim sonrasında da 3 milyar dolar getirdi. Yılbaşından bu yana Bir Numara’nın Merkez Bankası’na getirip bozdurduğu döviz miktarı 14 milyar doları buldu...”.

Bir kahkaha patlattım...

“Gözlerinle görmüş gibi anlatıyorsun...”.

“Ekmek kuran çarpsın doğru söylüyorum Dedeciğim...”.

“Yahu torunum, adamın 14 milyar doları olsa ve bunu Merkez Bankası’nda liraya çevirse, yaklaşık 250 milyar liradan fazla eder... Yani içinde 50 bin tane 5 milyon lira var... 5 milyon lira kardeşine borcunu ödeyemeyen birinde o kadar para ne arasın?..”.

Bir an sustu...

“Ne yani” dedi, “sence Merkez Bankası’na gelen bu kaynağı belli olmayan dövizlerin sahibi Bir Numara değil mi?..”.

“Ben onu bilmem... Ben beyannameye bakarım... Ya kardeşine 5 milyon borcu olduğu beyanı yalan ya da sana bu bilgileri verenler yalan söylüyor...”.





Canlarım...

Halkın yarısı...

Bir Numara’yla ilgili bunları düşünüyor...

Bir Numara ve çevresi ise...

Onları haklı çıkarmak için:

Elinden gelen gelmeyen her şeyi yapıyor...

Bu kafayla olur mu?


Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu:

“İktidar doğru bir şey yaptığında destek vereceğiz” diyerek...

21. yüzyılın birinci çeyreği biterken akılcı muhalefetin gereğini yerine getireceklerini açıkladı...



CHP’li Murat Emir ise şöyle dedi:

“Davutoğlu, AKP ile iş birliği yaparsa şaşırmam...”.

[caption id="attachment_420128" align="alignnone" width="600"] Davutoğlu[/caption]



İşte bu kafa...

Çatışmayla iş birliğinin aynı anda olabileceğini halen kabul edemeyen...

Bu CHP kafası...

Bu partinin neden iktidar olamadığını...

Ve...

Neden iktidar olamayacağının somut örneğidir...



Kaldı ki...

CHP bu kafalarla iktidar olsa da:

Hem halka...

Hem ülkeye...

Hem devlete...

Ve hem de:

Kendisine zarar verir...

Allah korudu


Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olunca:

Hiçbir ürüne zam yapılmayacağını...

Fiyatlar kendi kendine düşeceğini...

Satın alma gücünün artacağını mı zannediyorlardı ne....

Seçim sonrası:

“Kılıçdaroğlu’nu Allah korudu” dediğim için bana öfkelendiler...



Ey güzel insanlar!..

Hem elim günahta...

Hem canım cennette olmuyor...





Kemal Bey de seçilseydi...

Ekonomide bu günleri...

Belki daha beterini yaşayacaktık...

Ve bugün Erdoğan’a...

Mehmet Şimşek’e öfkelenenler...

Kemal Bey ve ekonomi yönetimine...

Ağızlarına geleni söyleyeceklerdi...



Yani...

Kemal Bey seçilseydi...

Erdoğan ve ekibinin kirlettiği masayı...

Millet İttifakı temizleyecekti...

Hadi oradan


HÜDA PAR Genel Başkanı ve AKP Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu dedi ki:

“Biz, ‘4 maddeyi değiştirelim’ demiyoruz. Bu maddelere ‘zinhar değiştirilemez’ demek gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır. ‘Bu doğru bir şey mi değil mi gelin bunu tartışalım’ diyoruz...”.





Bu adam:

Siyasi sapık...”.

Çünkü...

Demokratik, laik, hukuk devleti sayesinde milletvekili seçildiğini unutmuş...

Demokratik, laik, hukuk devletine kolayca tecavüz edebilmek için...

Açıkça...

Demokratik laik hukuk devletinin kendisini savunmasının:

Yasaklanmasını istiyor...



Hadi oradan maskara...

Dünün tweeti


Mahfi Eğilmez

@mahfiegilmez

Ekonomi politikasını rasyonel zemine döndürmenin ilk adımı, enflasyonu gerçeklere göre hesaplamak ve açıklamaktır.

Gerçeği görmek doğru teşhis koymayı, doğru teşhis koymak doğru tedaviyi getirir.

Gerçek enflasyonu görmeden doğru ekonomi politikası uygulanamaz.

Ne köy ne kasaba


İnsanların toplu halde yaşamaya başladıkları...

Ve...

Devlet oluşturdukları ilk günden bugüne...

Düşünceler ne kadar önemliyse...

Çıkarlar da o kadar önemlidir...



Düşünceye hiç...

Çıkarlara ise sadece...

Kendi menfaatleri açısından bakan Türk Müslüman toplumu...

Bu kötü huyunu yenemediği sürece:

Ne köy olacaktır...

Ne kasaba...