Korkusuz

Kaynamayan tencere ve Ege’de gezen ABD uçak gemisi...

Kaynamayan tencere ve Ege’de gezen ABD uçak gemisi...
Bundan sonra ‘Takım elbise-kravat tiyatrosuna indirim yok’muş!..

Tiyatronun bundan daha kralı olur mu?..

İstanbul Sözleşmesi’ni bir gece yarısı kararnamesi ile feshet!..

Sonra da çık de ki;

“Ülkemizdeki kadın cinayetleri, oran olarak Avrupa ülkelerinin çoğundan daha geridedir. Ancak bu tür hadiseleri sıfırlayana kadar kendimizi görevimizi yapmış sayamayız. Adalet Bakanlığımız bu çerçevede yeni bir reform paketinin hazırlıklarını yürütmektedir. Taslak üzerindeki çalışmaları biten bu paketi en kısa sürede Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin gündemine getireceğiz. Yeni düzenlemeyle artık kadına yönelik saldırılarda faillerin somut pişmanlık emaresi içermeyen hiçbir davranışı indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Sadece takım elbise giyip kravat takarak, ellerini önünde birleştirip başını yana eğerek sergilenen tiyatrovari görüntüler takdiri indirim gerekçesi olmayacaktır.”

Tarzan zorda kalınca reform paketlerinin ardı arkası kesilmezmiş. Eyvallah, bu en en yeni reform paketine de itirazımız olamaz. Ama, mutfakta tenceresini kaynatamayan kadınlarımızın sorunlarını çözecek bir reform paketiniz var mı?.. Hem de ‘cek’, ‘cak’ etmeden!.. Hiç sanmıyorum... Samimi olmadığınız zaten her halinizden belli!..

★★★

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın  bu haftaki değerlendirme raporunda ele aldığı, ‘TÜİK’in boşanma-evlilik istatistikleri’ dikkatimi çekti. Toprak, “Suriyeli damat ve gelin sayısındaki artış kadınların ve ülkenin geleceği adına dikkat çekicidir” diyor ve şöyle devam ediyor;

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2021 yılı Evlilik ve Boşanma İstatistikleri, iktidarın uyguladığı sosyal ve ekonomik politikalarla kadınların hayatına, evlilik ve aile kurumuna verdiği ağır hasarı gözler önüne sermektedir. Ekonomik güçlüklerden kaynaklı boşanmalar artarken, evlilik hızı düşmektedir. Geçen yıl yaşanan boşanmaların yüzde 80’ine yakınının gerekçesi ekonomik zorluklarla geçinememe, şiddetli geçimsizliktir.

Bunun yanı sıra aile içi şiddet, yine boşanma nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

2020’de 136 bin 570 olan boşanma sayısı 2021’de 175 bine, nüfus başına boşanma oranı hızı da binde 1,62’den 2,07’ye yükselirken boşanmaların 164 bini ekonomik sıkıntılar ve geçimsizlikten kaynaklanıyor!

İktidarın politikalarının ortaya çıkarttığı bir başka gelişme yabancı gelin ve damatların sayısındaki artış. Suriyeli damat ve gelinlerdeki yükseliş dikkat çekiyor.

Özellikle Kilis, Şanlıurfa gibi kentlerde Suriyeli damat ve gelin sayısı artıyor. Küçük yaşta evlilikler ve kumalık yaygınlaşıyor.

TÜİK verilerine göre toplam evlenmeler içinde yabancı kişiler ile evlenmeler incelendiğinde, yabancı damatların sayısı 2021 yılında 4 bin 976 oldu. Yabancı gelinlerin sayısı ise 23 bin 687’ye yükselerek toplam gelinlerin yüzde 4,2’sini oluşturdu. ”

★★★

Sayın saray iktidarı, ne diyorsunuz bu duruma?.. CHP’li Erdoğan Toprak’ın somut verilerle ortaya koyduğu bu acı gerçekleri ortadan kaldıracak bir reform paketiniz var mı?.. Yoksa... Bakan Nebati’nin gözlerine bakmaya devam mı edelim?..

★★★

Cumhuriyet gazetesinin internet sitesinde dün sabah saatlerinde okuduğum haberin başlığıydı; ABD uçak gemisi Ege sularında:’Türk boğazlarını koruyacak’...

Haberde, “Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken  Ege Denizi’ndeki haraketlilik ABD medyasının dikkatini çekti. CNN International’ın haberine göre; ABD donanmasına ait uçak gemisi USS Harry S. Truman, Rusya’nın saldırganlığının artması durumunda Türk boğazlarını savunmak için Ege Denizi’nde devriye geziyor“ deniyordu.

Oyun içinde oyunların oynandığı dünya kurtlar sofrasında  sıkışık halde kalan Türkiye açısından bu haber yürek hoplatıcıydı. Stratejist, emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek’e bu gelişmenin nasıl okunması gerektiğini sordum. Dilek, “Amerikan basınının böyle savaş senaryoları yazması çok da masum değil” dedi ve gerekçesini şöyle açıkladı:

-Bizi, krizin çözümü vs. konularında denkleme sokmayan ABD sanki bir vesileyle Türk-Rus kapışmasına neden olacak bir bekleyiş içinde gibi geliyor bana. Bu Karadeniz’de olabilir. Ege, Akdeniz’de de olabilir. Ruslar savaş öncesi Karadeniz Donanması’nın yanında Karadeniz’e epey askeri gemi getirdi. Ama ilginçtir, Akdeniz’de de hatırı sayılır savaş gemisi var. Hatta NATO, şubat ayında geniş çaplı tatbikatlar yaparken Rus gemileri de tatbikatlar yaptı Doğu Akdeniz’de. Yani Ruslar, Suriye vesilesiyle Akdeniz’de elde ettikleri daimi deniz gücü bulundurma avantajından vazgeçmek istemiyorlar. Bunu da fiilen gösteriyorlar.

-ABD’nin Rus Karadeniz Donaması’nın gücünü ve etkinliği azaltacak arayış içinde olduğunu değerlendiriyorum. Ama bunu nasıl yapmayı düşünüyor iyi analiz etmek lazım. Birkaç yöntem aynı anda devreye sokulabilir; Ekonomik yaptırımlarla Rus ordusunun modernizasyonun engellenmesi, savaşın derinleşmesi halinde Sivastopol’daki Rus deniz üssünü ve gemileri bir şekilde vurmak. Çok zor ama Rusya’nın Pearl Harbor’u olur mu olur. Ya da Montrö üzerinde değişiklik yaparak Boğazlardan askeri gemi geçişini zorlaştırmak sınırlamak vs. ABD ve NATO’nun savaş başlamadan başlattığı uygulamayla Karadeniz’e savaş gemisi çıkarmamasının bir nedeni de bu olabilir mi? Uçak gemisinin Ege kuzeyine gelip uçaklarını buradan Karadeniz’e göndermesi bunun için olabilir mi? Uçak gemisine eşlik eden firkateyn ve kruvazörlerin uzun menzilli füzeleriyle Ege kuzeyinden Karadeniz’deki hedeflerini vurması da mümkün. Ben, savaşın Rusya-NATO/ABD savaşına döneceğini sanmıyorum ama bunları imkan kabiliyet olarak ifade ediyorum. İmkan ve kabiliyetin varsa gün gelir kullanabilirsin. Peki, Karadeniz’de sürekli deniz gücü bulundurmak isteyen ABD, Montrö ile Boğazlardan savaş gemisini daha da kısıtlamayı düşünür mü? Bu sorunun cevabını da iyi analiz etmek lazım. Niyet okumakla olmaz. ABD’nin ne yapmak istediğini verilerle ortaya koyup analiz etmemiz gerekiyor. ABD’nin laflarına güvenmeden. ABD’nin aldatma operasyonlarına kanmadan.

-A2 / AD (Anti Acsess / Anti Denial) stratejisi yani Geçit vermeme / Bölge tutma diye çevirebileceğimiz stratejisi kapsamında ABD, eğer Karadeniz’e kendisi girip sürekli varlık gösteremiyorsa Rusya’nın da o bölgeyi ve Türk boğazlarını kullanamamasını mı sağlamak istiyor sorusunun cevabı da çok önemli.

★★★

Ulu Tanrı,  tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.