Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Kariyer ve karizmaya iki örnek

Yıl 1886...

Mevsim: Yaz...

Londra, alışıldığın dışında sıcak...

Gazeteler:

“Son yüz yılın en sıcak yazı” diye haber yapıyorlar...



Liberal Parti Genel Başkanı ve Başbakan William Gladstone, Muhafazakâr Parti Genel Başkanı Benjamin Disraeli ile:

Başbakanlık yarışında...



Seçimden bir hafta önce...

Genel Başkanların ikisi de...

Krallığın ünlü ve etkin gazetecilerinden bir hanımefendiyle...

Baş başa akşam yemeği yiyorlar...



Genç bir muhabir...

İki yemekten sonra, ünlü kadın gazeteciye soruyor:

“Üzerinizde nasıl bir etki bıraktılar?..”.



“Bay Gladstone’la yemek yedikten sonra” diye başlıyor ünlü gazeteci, “Onun İngiltere’deki en zeki insan olduğunu düşündüm...”.

Kısa bir süre susuyor:

“Ama” dedikten sonra devam ediyor: “Bay Disraeli ile yemek yedikten sonra, İngiltere’nin en zeki insanı olduğuma karar verdim...”.






Ve canlarım...

Sıfır karizma...

Hatta...

“Çirkin” sayılabilecek ama...

Müthiş zeki...

Doğrucu...

Deneyimli bir adama karşı seçimi...



Herkese mavi boncuk dağıtan...

Çok güzel gülen...

Nispeten yakışıklı...

Ve...

Nispeten karizmatik:

Benjamin Disraeli kazanmıştı...



“Hangisi daha başarılıydı?” diye sorarsanız...

(Bana göre) Liberal...

Halk dalkavukluğu yapmayan...

Aristokrat olmadığı halde...

Yüksek kalitesinden dolayı:

“Aristokratlık unvanı” ile ödüllendirilen Goldstone:

Devleti yönetirken:

Daha başarılıydı...



Türk tarihçiler neden Disraeli’yi, Goldstone’dan daha çok sever?..

Goldstone, azgın bir:

“Osmanlı Düşmanı” olduğu için.

Sözümün özü


Canlarım...

Kimi kahramanlar:

Halkın içinden...

Ve kendi çabalarıyla...

Şartlar gereği çıkıyor...

Halkı peşine takıp:

Harikalar yaratıyordu...





Kimileriyse...

Halk tarafından yaratılıyor...

İçinden çıktığı halkın baskısıyla...

Aynı halka:

“Dalkavukluk” yapıyorlardı...



Bugün 21. yüzyılın birinci çeyreği bitiyor...

Halkı peşine takan kahramanlara...

Ya da:

Halkın peşinden giden

Halk dalkavuklarına değil...

Organizatörlere ihtiyaç var.



Yani...

Halklar için karizması olan değil...

Kariyeri olan çok daha değerli...



Ne halkı peşine takan bir kahramana ihtiyacı var toplumların...

Ne de:

Halkın peşine düşen karizmatik bir halk dalkavuğuna...



İhtiyaç duyulan:

Tek kişi değil...

Kişiler... Ve...

Aydınlık zihniyetler...



Halkın içinde onlardan çok var...

Ancak...

Vasat altı kasabalı politikacılar gibi azgın değil de...

Makul oldukları için.

Sesleri azgınlar kadar çok çıkmıyor.

[caption id="attachment_404303" align="alignnone" width="600"] Erdoğan[/caption]



Sözümün özü...

Halklar (Bilhassa yeni nesiller...):

Kariyer sahibi politikacıları...

Karizmatik...

Ama...

Sığ ve vasat altı politikacılara tercih edecek... Etmeli...


Kimse duymasın


Bildiğiniz gibi...

Kızılay’ın:

“Konteyner ev” fabrikası var...



Doğal afetlerde evsiz kalan ailelere veriliyor...

Ancak...

Kızılay bu son depremlerde...

Depremzedelere konteyner vermiyor?..

Neden?..

Stokları mı tükendi?..

Yoksa stok mu yapmadı?..

Sorunun cevabını İletişim Başkanlığı bakın nasıl cevaplıyor:

Kızılay, daha önce ürettiği konteynerleri...

10 ay önce...

Ukrayna’ya göndermiş...





Yani...

Elinde konteyner olmadığı için:

Depremzedelere konteyner yok...



Yorum yapmayacağım...

Çünkü...

Geçen hafta...

5 adet suçlamadan dolayı jandarmaya ifade verdim...

Bu konuyu analiz edersem...

Hafta başında yine ifademin alınacağından eminim...

Bu defa yorumu siz yapın...

Ama lütfen:

Kimse duymasın...

Hatırladınız mı?


Kızılay, Elazığ-Malatya Depremi’nin ilk gününde para yardımı çağrısıyla tepki çekmişti...

Neden?..

Çünkü...

Halktan para yardımı dilenen Kurumun...

Siyasal İslâmcı Ensar Vakfı’na:

8 milyon dolar bağışta bulunduğu ortaya çıkmıştı...





Ve...

Daha da ilginci...

Siyasal İslâmcı Ensar Vakfı, Kızılay aracılığıyla aldığı bağışı...

Erdoğan Ailesinin yönetimindeki TÜRGEV’in ABD’deki vakfına aktarmıştı...



Lütfen gülmeyin...

Çünkü şaka yapmadım...

Aynen böyle oldu...

Biliyor muydunuz?


HDP’nin:

“Yurttaşların yaşadığı konutların depreme hazırlıklı hale getirilmesi” amacıyla...

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın:

2021...

2022...

Ve...

2023 yılı bütçelerine gerekli kaynağın eklenmesi için...

Üç yıl üst üste...

Plan Bütçe Komisyonu’na sunduğu önergelerin...

AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla reddedildiğini:

Biliyor muydunuz?..

Anlamıyorsun be kardeşim


Güvenilir bir kaynaktan alıp...

Kamuoyuyla paylaştığım haber halen tartışılıyor...



Haberi verirken kaynağıma:

“Bu haberi sizinle görüşmem için benden ricacı olan dostuma çok güvendiğim için videomda anlatacağım ancak İçişleri Bakanı’na güvenmiyorum. Bu haberi, seçimlerden sonra kendini kurtarmak amacıyla bana sızdırmanızı o istemiş olabilir” demiştim...



Haberimin doğruluğu tartışılmıyor...

Zira...

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da: “Deprem sabahı en erken saatlerde asker sahaya inmek için hazırdı” diyerek haberimi doğruladı...



İlginç olan...

Haberimden 10 gün sonra...

Saray’ın sızdırdığı bir haberle:

Askerin sahaya inmesini Erdoğan’ın değil...

Soylu’nun engellediği ileri sürüldü...



Ahhh Süleyman ahhh...

Yıllardır:

“Erdoğan uzun zamandır Süleyman Soylu’ya tahammül ediyor çünkü son günah keçisi Süleyman olacak” diyorum...

Ama...

Anlamıyorsun be kardeşim...

Unutmayınız


Deprem uzmanları yıllardır:

“Deprem değil, bina öldürür” diyorlar...



Ben ise yıllardır:

“Deprem ve bina değil hırsız inşaatçılar öldürür” diyorum...



Tezimin en son örneklerinden biri...

Duvar web sitesinden alıntıladığım şu haber:

[caption id="attachment_404307" align="alignnone" width="600"] Yunus Kaya[/caption]



Kolonları tuğladan yapılan apartmanın sakinleri suç duyurusuna hazırlanıyor

Batman’da, depremde hasar gördüğü için tahliye edilen apartmanın sakinleri, 12 kolondan 4’ünün tuğladan yapıldığını gerekçe göstererek, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.



Bir bina...

Kendi kendine çürük olamayacağına.

İnşaatçısı:

Demirden, çimentodan çaldığına göre...

İnsanları öldüren bina değil:

Hırsız inşaatçıdır...



Peki...

Bu hırsız inşaatçılar:

İthal ürünü mü?..

Hayır...

Bu halkın içinden çıkıyor...



O halde bir kez daha hatırlayalım Mevlâna’yı:

“Havuza su taşıyan borular kirliyse; havuzun suyu temiz olur mu?..”.



Canlarım...

Müteahhitlik havuzuna düşen müteahhitlerin...

“Halk” isimli boruların içinden geçtiğini:

Unutmayınız...

Dünün açıklaması


Ahmet YAVUZ @yvzah

Dün 1999 depreminde Gölcük’te Donanma Komutanı olan E. Oramiral Bülent Alpkaya ile görüştüm. Depremin hemen ardından gemilerdeki askerleri Gölcük halkına yardım için görevlendirdim ve tam 8 saat sonra emrime 4 tugay gelerek girdi ve işe koyuldu, dedi. Bu kadar.



Atatürk’ün en azılı düşmanlarıyla kol kola yürüyen “sözde Atatürkçü” Hulki Cevizoğlu:

Bu gerçekler...

Samimi bir Atatürk sevdalısı tarafından açıklandığında...

Yaptığı yalan haberden utanmış:

Olabilir mi?..