Doğan Demir adı sizin için bir anlam ifade ediyor mu?
Eminim çoğunuz ismini bile ilk kez duydunuz.
Oysa çok önemli bir arkadaş Doğan Bey... Önemli olmasa devletimiz kendisine her ay tam 196 bin 775 lira öder mi?
Ayrıca üç kuruşa yemek yiyor, trafikte geçiş üstünlüğüne sahip... Takıyor çakarı, emniyet şeridinden vınlayıp gidiyor.
Bir de danışman veriyor devlet kendisine!
Kamuya ait bütün misafirhanelerin kapısı sonuna kadar kendisine açık... Hem de üç, beş liraya!
Peki yaptığı iş ne?
Oturmak. Ara sıra kol indirip kaldırmak.
Memleketten gelen misafirlere çay, kahve ısmarlamak...
Bir de gördüğü her insana gülümseyip el sıkmak!
Hala anlamadınız mı ne iş yaptığını?
Ben söyleyeyim; milletvekili...
★★★
Vekil ama... Öyle sık sık soru önergesi verenlerden, halkın derdini Meclis kürsüsünden haykıranlardan değil...
İlk kez ismini duymamızın nedeni, belki de ilk kez konuşması...
Peki; konuştuğu, dile getirdiği “büyük sorun” ne?
Milletvekillerinin aldığı 196 bin 775 liralık maaşın yetersizliği!
Meğer bu para dişinin kovuğuna bile gitmiyormuş... O yüzden geçim sıkıntısı çekiyormuş. Acilen vekil maaşlarına ciddi bir zam yapılmalıymış!
★★★
Bu arkadaş Meclis’e CHP listelerinden girdi ama aslen Gelecek Partili... Şu anda ise Yeni Yol Partisi çatısı altında görev yapıyor.
“Açlık sınırının altında geliri olan emekliler, ondan biraz daha fazla kazanan asgari ücretliler için bugüne kadar bir kez konuşmuş mu?” diye araştırdım; böyle bir kayıt bulamadım!
Sevgili emekli okurlar:
Şimdi sizden rica ediyorum... Harcaya harcaya bitiremediğiniz aylıklarınızdan beşer lirayı bir zarfın içine koyun ve “Doğan Demir, İstanbul Milletvekili, TBMM, Ankara” adresine postalayın...
Belki utanır da yaptığının ne büyük ayıp olduğunu anlar!
Dalaksız Ahmet!
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve CNN Türk programcısı Ahmet Hakan, TÜSİAD yöneticileri hakkında başlatılan soruşturmayı yazmış... Aynen şöyle demiş:
“TÜSİAD’ın ilk açıklaması: Gaza basmışlardı. Hızları saatte 380 km idi.
TÜSİAD’ın ikinci açıklaması: Fren yaptılar. Hızı saatte 25 kilometreye kadar düşürdüler.
Erdoğan’ın ayarından ve polis eşliğinde ifadeden sonra muhtemelen şöyle olacak:
Arka taraftakiler, daha da arkaya saklanıp hiçbir şey yokmuş gibi yapacaklar.
En sonunda hepsi birden sus pus olup kenara çekilecekler.”
★★★
Bu arkadaşın bizim camiadaki lakabı “Dalaksız Ahmet”tir...
Askere gitmemek için dalağını aldırdığı söylenir.
Kanal 7’de, Ali Kırca’yı taklit edip haber sunduğu yıllarda koyu bir dinciydi. O zaman daha “dalaksız” değildi, kendisine “Molla Ahmet” derlerdi!
On beş-yirmi yıldır “orta yolcu” olarak takılıyor...
Hem dincilere, hem liboşlara yaranmaya çalışıyor.
Değişmeyen tek özelliği ise tam bir AKP ve Erdoğan yancısı olması...
★★★
Yazdığı yazıya bakar mısınız?
Demokratik yöntemlerle kurulmuş bir sivil toplum örgütünün yöneticileri, sırf iktidarın uygulamalarını üstelik medeni bir dille eleştirdiler diye polis eşliğinde ifade vermeye götürülüyor, yurt dışına çıkmaları yasaklanıyor... Dalaksız Ahmet bunu yapanları eleştirmek bir yana, aklınca TÜSİAD yöneticileriyle dalga geçiyor!
★★★
Dalaksız kardeş...
Senin gazeteci olarak yapamadığını onlar yaptı.
Söyleyemediklerini onlar söyledi.
Hiçbir şey yapamıyorsan en azından sus!
Ama sen, yine sana verilen görevi yapıyorsun ve iktidarın aleyhine gördüğün omurgalı bir davranışı cıvıtmaya, değersizleştirmeye çalışıyorsun...
Çünkü misyonun bu...
GÜNÜN SORUSU
Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki hakem tartışmaları doruğa tırmanınca Türkiye Futbol Federasyonu, önümüzdeki Pazartesi günü oynanacak derbiye yabancı bir hakem atamış... Sorum Adalet Bakanı’na:
Siz de özellikle siyasilerle ilgili davalara “yabancı savcı ve hakim” atamayı düşünür müsünüz?
CHP’nin ‘Brütüs’ü...
Hatırlarsınız; son yerel seçimlerde CHP adayının en çok tartışıldığı il, Hatay’dı... Çünkü Hataylılar depremdeki büyük yıkımdan sorumlu gördükleri Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın tekrar aday yapılmasına kesinlikle karşı çıkıyordu. Nedendir bilinmez, CHP Genel Başkanı Özgür Özel halka rağmen Lütfü Savaş’ı son dakikada yeniden aday yaptı.
Sonuçta da CHP çok güçlü olduğu bu ildeki seçimi kaybetti.
Şimdi o Lütfü Savaş, risk alarak kendisini aday gösteren Özgür Özel’i koltuğundan etmek için Kurultay’a hile karıştırıldığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Yani Sezar’a ihanet eden Brütüs gibi davrandı.
Dün Özgür Özel, Lütfü Savaş’ın bu ihanetini yorumlayarak, “Kirli oyunun bir piyonudur” dedi...
★★★
Özgür Bey, bu “ihanet”ten ders çıkarmalı ve “halk istemiyorsa” babasının bile arkasında durmaması gerektiğini öğrenmeli.
Yoksa piyonlar, Şah’ı mat eder!