İşsizlik hastalık gibidir. Yakar, yıkar, insanı perişan eder.
Ülkemizde ne yazık ki, en az 11 milyon insanımız işsizliğin kahredici ıstırabını çekiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in rakamlarına pek inanmam. Enflasyonu ve işsizliği masa başında küçültme gayretleri içinde olan bir kurum. Fakat acı olan şu ki,
TÜİK’in açıkladığı rakamlar bile Türkiye’de işsizliğin pençesinde kıvranan insan sayısının zirveye ulaştığını gösteriyor. TÜİK, Ekim ayında işsizliğin yüzde 0.1 azalarak yüzde 8.8’e indiğini açıkladı. Ancak, gerçek işsizliği ifade eden “geniş tanımlı işsizlik” yüzde 1.9 puan artarak yüzde 27.6 oldu.
DİSK-AR’ın TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplama, geniş tanımlı işsiz sayısının çıldırtıcı bir hal aldığını ve bir yılda 3 milyon 587 bin kişi arttığını gösterdi.
Olayın daha hazin tarafı, her 10 işsizden sadece 1’inin işsizlik ödeneği alması, tüm işsizlerin ancak yüzde 13’’ünün işsizlik fonundan yararlanabilmesidir.
İktidarın “İnsanlarımızı işsiz bırakmayacağız. Sabit gelirlilerin durumu en iyi seviyeye çıkacak. Halkımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz!” şeklindeki lâfları, boş bir balon olmaktan başka bir anlam ifade etmiyor!