Canlarım...

Gelişmiş ülkelerde yerel/geleneksel topluluklar...

Az gelişmiş ya da gelişme yolundaki ülkelerde ise toplumun (Neredeyse) tamamı:

Kendi işlerine yaramadığı inancıyla...

Küreselleşmeyi reddettiler...

Ama...

Aynı ülkelerin yerel/geleneksel halkları...

Taşrada ya da kırsalda yaşamayı bırakıp:

Şehirlere doluştular...

Tarihle arası iyi olanlar bilirler ki:

1789 Fransız ihtilali öncesinde Paris sokakları:

Kırsaldan gelmiş ama iş bulamamış on binlerce aç/sefil Fransız ile doluydu...

Sokaklarda:

“Ekmek” diye haykıranlar onlardı...

Devletin gücünü ele geçirebilmek için aristokrasiyi yenmek gerektiğini bilen aydınlar ise...

Kendi talepleri olan:

“Özgürlük, kardeşlik, eşitlik” kavramlarının en başına “ekmek” talebini de eklediler...

Bastil’i (Hapishane) de Versay’ı (Saray) da:

İşte bu, öncelikle “ekmek” diye haykıran işsiz güçsüz köylüler bastı...

Ekmek isteyen köylüler için:

“Makarna yesinler” diyen Kraliçe Marie Antoinette’in bu sözü...

Tahrik gücü yüksek olduğu için:

“Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” diye aktarıldı o insanlara...

Sonuçta:

Sözde:

Özgürlük, kardeşlik ve eşitlik isteyenler Saray’a çıkarken...

Ekmek isteyenler (Sefiller...).

Ekmeği bile zor bularak yaşamaya çalıştılar...

Ama...

Bulduklarındaysa...

Sayelerinde Saray’a çıkan aydınlara şükrettiler...

Sözümün özü...

Aradan geçen 235 yılda değişen tek şey:

Teknoloji...

İnsan yine aynı insan...

Ne demek mi istiyorum?..

2002 seçimlerinden önce gecekonduda oturup:

“Hukukun üstünlüğü” diye haykıran...

Çay-simit hesabıyla fukaralık üzerinden siyaset yapanlara bir de bugün bakın...

Ne demek istediğimi anlarsınız...

GÜNÜN SÖZÜ

“Bilgisayar devrimi dünya tarihinde yaşanan en sesli devrimdir, komik olan onun etkilerini hâlâ küçümsememiz.”

Herman Kahl

DEVLET ADAMI

Siyasal İslamcı bir gazeteci, Alia İzzet Begoviç’e yorumlu bir soru yöneltti:

“Batı medeniyeti bitti zira onlarda sadaka kültürü yok, ihtiyarlara bakmıyorlar, çocuklara bakmıyorlar; bu konudaki düşünceniz nedir?..”.

Alia İzzet Begoviç:

“Yanılıyorsunuz” dedi gülerek ve devam etti, “Batı, bütün kurumları ile dimdik ayakta olduğu için sadakaya ihtiyaçları yok... Yaşlıları ve çocukları da Devlet garantisi altında...”.

Türk ve İslâm dünyası sadece hayal üretiyor...

Çetin Altan rahmetlinin dediği gibi:

Türk’e Türk, İslâm’a da İslam propagandası yapıyor...

Alia İzze Begoviç Müslüman bir Boşnak’tı...

Ve...

Avrupalıydı...

Akıllıydı...

Boş böbürlenmelere karnı tok olan bir devlet insanıydı...

Bugün, onun yanında görünmeye çalışan pek çok Siyasal İslâmcı ise:

Kof kafa oldukları için...

Medeniyetin, yerel kültürden daha değerli olduğunu halen göremiyorlar...

ACABA NEDİR?..

17 bakan ve bir cumhurbaşkanı, iktidar partisi belediye başkan adaylarına:

Siyasi ahlâkı ayaklar altına alarak:

Meydanlarda destek veriyor...

CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise sessiz...

Kendi adına:

“CHP’ye oy yok” pankartı asıldığında bile uzun süre:

Sessiz kalıyor...

Sosyal medyada tepki çığ gibi artınca “lütfen” bir açıklama yapıyor...

CHP Genel Merkezi ise...

Yanlarına eski genel başkanlarını da alıp:

Canlı yayımlanabilecek bir basın toplantısı düzenleyemiyor...

Ve...

Atı alıp Üsküdar’ı geçmeye alışık olanlar...

Kumpaslarını sürdürmeye devam ediyor...

Muhalefet sadece “muhalif” değil...

“İktidarın halefi” demektir...

Yani: Umut demektir...

CHP’li belediye başkan adayları (Adeta) içeride 17+1 düvelle boğuşurken...

Eski ve yeni genel merkezin bu pasifliğinin sebebi:

Acaba nedir?..

YÜREĞİM YANDI...

Adı: Gökhan Ünyeli...

Mesleği: TSK Yarbay...

Son 1 yıldır hakkında “onur kırıcı tedbir kararları” alındı...

12 yıl önce telefonuna gelen bir cevapsız çağrıdan yola çıkıldı ve hakkında:

Soruşturma açıldı...

Dayanamadı...

Arkasında bir mektup bırakarak intihar etti...

Ne ilk...

Ve büyük ihtimalle...

TSK bu zihniyetle yönetildiği sürece:

Ne de son olacak...

Haber yüreğimi yaktı...

Vicdan sahibi herkesin...

Öncelikle de:

TSK’yı yöneten ve yönlendiren siyasilerin yüreğini yakmalı...

Mekanı cennet olsun...

ALKIŞLIYORUM

Rusya’nın Tver bölgesinde Rusya Savunma Bakanlığı’nın ordu havacılık eğitim merkezini ziyaret eden Putin, askerî pilotlara hitaben yaptığı konuşmanın bir yerinde şöyle dedi:

“Bazı şovenistler Rusya’nın sadece Ruslar için olduğunu söylediklerinde endişeye kapılıyorum. Ülke topraklarında 190 etnik grubun yaşadığını ve bazı milletlerin milyonlarca kişi tarafından temsil edildiğini aklımızda tutarsak, burada herkesin yabancı olduğu yönündeki bu yıkıcı düşünceleri hayata geçirmeye başladığımız andan itibaren ülkeyi yok edeceğiz ve asıl kurbanlar Rus halkı olacak...”.

Putin’e kızabilirsiniz...

Nefret bile edebilirsiniz...

Ama...

Akılcı bir laf ettiğinde de:

Alkışlamayı bilmelisiniz...

KARA MİZAH

Pamuğu yaraya basan hemşire 38 bin lira maaş alıyor...

Pamuğu ölü k.ç.na tıkayan İmam 42 bin lira maaş alıyor...

Pamuğu üreten çiftçi: İCRALIK...

Türkiye ekonomisinin en kısa tarifi...

İşte bu kara mizah sözde yatıyor...

ÇEKTİĞİMİZ ÇİLE

Yeni nesil zenginlerden birinin ilkokula giden oğlu Abdülkadir, coğrafya dersi çalıştıktan sonra babasına sordu:

“Afrika ne tarafta?..”.

“Bilmiyorum” demeyi gururuna yediremeyen baba cevap vermeye çalıştı:

“Yakınlarda bir yerde olmalı zira bizim şirkette çalışan Afrikalılar işe bisikletle gelip gidiyorlar...”.

Erdoğan zamanında:

“Bunların kafaları basmaaaaz, ben ekonomistim” demek yerine:

“Ben muhasebeciyim ekonomiden anlamam” deyip...

İşi ehline bıraksaydı...

Şu son 6 yıldır çektiğimiz çileyi çekmeyecektik...

YOZLAŞMA

Ülkenin despot başkanı henüz siyaseti mahalle bazında yaptığı dönemde:

“Gerçek, Allah’ın birliği ve tekliğidir” diyordu...

Başkan olarak ülkesini 20 yıl yönettikten sonra, “gerçek nedir?” diye sorulduğunda şu cevabı verdi:

“Gerçek, benim söylediğim şeydir...”.

Ne demişti Lord Acton?..

Bir kez daha hatırlayalım:

“Güç yozlaştırır, gerçek güç mutlak yozlaştırır...”.

BELLİ OLDU

Açlık sınırının altında yaşayan dar gelirli emekliler için:

“Her şeyi devletten bekleme, simit sat su sat” tavsiyesinde bulunan MHP Aksaray Milletvekili Ramazan Kaşlı’nın, kamudan milyonlarca liralık ihaleler aldığı ortaya çıktı...

Bu partinin genel başkanı ve milletvekillerinin Erdoğan’a neden:

“Bizi bırakıp gidemezsin!” diye yalvardıklarının sebebi...

Bu adamın emeklilere verdiği tavsiyedir...