Korkusuz

İmralı, ne zaman hesap sorma makamı oldu?..

İmralı, ne zaman hesap sorma makamı oldu?..
Geride bırakmaya hazırlandığımız haftada gelişen iç siyasi tartışmalara bakarsak, iki soruyu öne çıkarmak gerektiğini düşünüyorum:

-Tayyip Erdoğan, neyin peşinde?.

-Ahmet Davutoğlu, nereye koşuyor?..

Tartışmaları kısaca hatırlayıp, başlıkları açmaya çalışalım:

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen grup toplantısında “CHP’nin başını çektiği ittifakın bir cenahını oluşturan PKK’nın güdümündeki parti ne yapacağını, ne söyleyeceğini, nasıl davranacağını belirlemek için milletvekillerinin dağdaki eli silahlı sevgililerinden gelecek icazeti bekliyor. Bunların göğsündeki şeref madalyası dağa kaçırdığı yavrular, bunlardaki vicdan bu. Ama Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” dedi.

Edirne’deki kim? Cevap; HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş...

İmralı’daki kim? Cevap; Terörist başı Abdullah Öcalan...

Bu sözleri de sarf eden anayasaya göre devletin 1 numarası!..

“Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” kafaları epeyce yordu.. Ortalığa,  “Öcalan’dan yeni mektup gelebilir” haberleri düştü. İsmini açıklamak istemeyen üst düzey bir AKP’li yetkili, DW’ye yaptığı açıklamada İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’ın önümüzdeki süreçte yeni bir mektup kaleme almasının gündeme gelebileceğini söyledi. Adının açıklanmasını istemeyen AKP’li bir yetkilinin değerlendirmesi şu şekilde yansıdı:

“Öcalan’ın, çözüm sürecinde HDP’nin sorumlu davranmadığını düşündüğü ve sürecin bitmesinden Demirtaş’ı da sorumlu tuttuğu zaten bilinen bir şey. Muhtemelen Öcalan ile İmralı’da yapılan görüşmelerde bu konu yeniden gündeme gelmiş olabilir ve Sayın Cumhurbaşkanı da bu raporları okumuş olabilir.”

Haber şaşırtıcı değil. “Çözüm süreci” denilen ihanet sürecinde olup bitenleri unutmayanlar için hiç şaşırtıcı değil!.. İstanbul Belediye seçiminde gelen Öcalan mektubunu da unutmadığımızdan, İmralı’dan bir cankurtaran simidi gelebileceğini de tahmin etmek güç değil... Çünkü, Cumhur İttifakı’nın işleri iyice sarpa sarıyor. (Aşağıdaki satırlarda bir anket sonucu vereceğim. O zaman ne demek istediğim ortaya tam olarak çıkacak) Esas peşine düşülmesi gereken soruydu; İmralı’da yatan bebek katili ne zamandan beri hesap sorma mercii oldu?.. Hangi anayasada hangi kanunda yazıyor?.. Anayasaya göre Cumhurbaşkanı sıfatını kullanan zat nasıl böyle bir açıklama yapabiliyor?.. Bu açıktan bir suç işleme fiili değil mi?.. Es kaza bu açıklamayı, muhalefet liderlerinden biri yapsaydı, Cumhuriyet Savcıları ne yapardı?.. Anında soruşturmayı yapıştırmaları gerekmiyor muydu?..

★★★

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu bir süredir, Millet İttifakı bileşenleri arasında mekik diplomasisi yürütüyor.  Bir dönem yakın tanıma fırsatı bulduğum için bilirim, Ahmet hoca, sürekli kamuoyunun gündeminde olmaktan büyük keyif alır. Davutoğlu, bir Meral Akşener’e gidiyor bir Kemal Kılıçdaroğlu’na... Sürekli turluyor... Turladıkça gündemde kalıyor!.. BBC Türkçe’nin kulis haberine göre Davutoğlu, önümüzdeki seçim için partisinin de içinde yer alacağı “yeni bir ittifak tasarımı” için mesai yapıyor... İddiaya göre, Akşener ve Kılıçdaroğlu’na yeni ittifak modeli ve bunun sağlıklı işlemesi için de bir mekanizma kurulması önerisi götüren Davutoğlu, liderlerin uzlaşması halinde bunun en kısa sürede bir deklarasyonla kamuoyuna açıklanmasını istiyor.

Yine aynı habere göre:

Gelecek Partisi kaynakları, parlamenter sistemi savunan muhalefet partilerinin “iktidar ve sistem değişikliği” iddiasıyla yola çıktığını ve bunun için seçmene güven verecek bir ittifak modelinin ortaya konulması gerektiğini belirtirken, mevcut Millet İttifakı’nın yapısının bunun için yeterli olmadığını söylüyor:

“Millet İttifakı bir yere geldi ama tıkandı, durdu. Aralarında bir senkronizasyon sorunu var. Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli görüşmesi bile liderler zirvesi gibi oluyor. Fakat Millet İttifakı’nın liderleri onlardan daha az bir araya geliyor. İktidara aday olan ittifakın ortakları daha fazla bir araya gelmeli.”

Aklıma düşen soru şu:

Acaba, Ahmet Davutoğlu, ne şekilde yeni bir ittifak modelinin peşine düştü?.. Örneğin; İYİ Parti, SP, Demokrat Parti, Yeniden Refah Partisi ve Gelecek Partisi’nin birlikte olduğu... CHP, HDP ve Deva Partisi üçlüsünün de farklı bir blok oluşturacağı bir tasarım mı var kafasında?.. Ahmet Davutoğlu’nun yakın çevresine bu düşüncesini anlattığını ve Cumhurbaşkanı adaylığı için Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkmasını pek uygun görmediğini dile getirdiğini net biliyorum.  Ahmet Davutoğlu’nun kafasındaki Cumhurbaşkanı adayı kim olabilir?.. Kendisi midir?.. “Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa, diğer partilerin genel başkanları da aday olsun” diyor mudur?..

Ahmet hoca, yeniş stratejik derinliklere girmiş olabilir!..

★★★

İmralı’ya bel bağlayan Cumhur İttifakı gerçekten darda... Saraya son ulaşan “kişiye özel”  İstanbul anketinin sonuçlarına yer vereyim:

AKP:28. CHP:25,2. İYİ Parti: 16,4. HDP:8.

Bence, anketin en ilginç yanı, Cumhur İttifakı’nın İstanbul’da oy erimesi yaşadığı bölgelerde “İYİ Parti yükseliyor” tespitinin yapılaması... İYİ Parti’nin üzerine HDP sopası daha fazla sallanacak gibi görünüyor...

★★★

Sanatçı Bülent Ersoy’un Anıtkabir’i ziyaret ettiği sırada bir subayın şemsiye tutarak kendisine eşlik ettiğine ilişkin görüntüler tartışmalara neden olmuştu. Görüşlerimi dünkü yazımda aktarmıştım. Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Hakkında inceleme başlatılan Anıtkabir Komutanı ve Takım Komutanı görevinden alınmıştır” denildi. Görevden alınan Anıtkabir Komutanı’nın yakın çevresine ulaştım. Komutan çok üzgün ve şaşkın. Büyük bir ihtimalle emekliliğini isteyecek. Dünkü yazıdakilere ilaveten, meraka sebep olan başka soruları da gündeme getireyim:

-Şemsiyeden daha önce Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı kızdıran başka nedenler olabilir mi?..

-Komutanı görevden almak için fırsat bekleyen Hulusi Akar için şemsiye bir fırsat yaratmış olabilir mi?..

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.