İmamoğlu gençlere seslendi: Değişin, değiştirin, değişime katkı sunun
İBB'nin tamamladığı 9'uncu Kent Lokantası ve 6'ncı Gençlik Ofisi Rumeli Hisarüstü semtinde Boğaziçi Üniversitesi’nin güney kapı girişinin karşısında açıldı. Kent Lokantası ve Gençlik Ofisi'nin açılışına katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de eşlik etti. İmamoğlu ve beraberindekiler, Boğaziçili öğrenciler ile bölge halkının yoğun ilgisiyle karşılaştı. İmamoğlu, ilk olarak öğrenciler ve Boğaziçili akademisyenlerle Gençlik Ofisi’nde bir araya geldi. Buradaki sohbetin ardından lokanta katına geçen İmamoğlu, öğle yemeğini de öğrenciler ve akademisyenlerle birlikte yedi.
Kent lokantalarını, 2022 yılının temmuz ayından itibaren açmaya başladıklarını belirten İmamoğlu şunları söyledi:
"KENT LOKANTALARININ ANA HEDEF KİTLESİ, ÖĞRENCİLER VE ÇALIŞANLAR: Gördüğünüz yemeğimiz, 29 TL olarak insanlarımıza servis ediliyor. Bunun önemi çok büyük. İstanbul Planlama Ajansı'nın yaptığı araştırmaya göre; ‘Dönem dönem evimde yiyecek bulunmuyor’ diyenlerin oranı, neredeyse yüzde 20’ye dayanmış İstanbul'da. Toplumun böyle bir sıkıntısını yaşadığımız noktada, İBB olarak, halkımızın yanında farklı çalışmalarımızla, sosyal yardımlarımızı artırarak katkı sunmaya ve onları desteklemeye gayret ediyoruz. Kent Lokantalarının ana hedef kitlesi öğrenciler, çalışanlar ve esnaf. Bu noktada biz, üniversitelere yakın noktaları seçerek, Avcılar'dan Sultanahmet'e veya diğer noktalara varıncaya kadar, oralarda Kent Lokantası hizmeti ağımızı büyütüyoruz.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDE AYLARCA TOMA’YI GÖRMEKTEN UTANÇ DUYDUM: Türkiye'nin göz bebeği ve dünya ölçeğinde önemli üniversitelerimizden birisi olan Boğaziçi Üniversitesi, ne yazık ki son dönemde, eğitimin dışında birçok konuyla toplumun gündeminde. Ve bu konu, asla bizi mutlu edecek bir gündem değil. Ne yazık ki okuldaki usule uygun olmayan, geleneğine uygun olmayan, zoraki atamalarla üniversitenin yıllardır ortaya koymuş olduğu o güçlü gelişimini tıkayan, başka bir yöne eviren öğrencilerini, akademisyenlerini yok sayan bir akılla, siyasi iradenin üniversiteye hükmetmesiyle kötü bir sürece doğru sürüklendi. Ben, ne yazık ki burada aylarca TOMA'yı görmekten utanç duydum. Ama yaptığımız Hisarüstü-Aşiyan fünikülerinden sonra, oradaki çevre düzenlemesiyle ve oradaki emniyet güçlerinin de anlayış göstermesiyle en azından orayı makul bir düzene ve sisteme kavuşturduk. Bundan dolayı mutluyum.
SİYASİ İRADENİN KURUMLARA HÜKMETMESİNİN SONA ERMESİ LAZIM: Bütün bunların iyileşmesi için, bu siyasi iradenin kurumlara hükmetmesinin sona ermesi lazım. Üniversitelerin özgürlüğünü, bağımsızlığını, oradaki o özgün aklı, gençlerin kendilerini ifade edebilmelerindeki engellerin kaldırıldığı bir sürecin, aslında gelişime nasıl katkı sunduğunu biliyoruz. Bunların olması, bunların daha yoluna koyulması için, tarihi bir pazar gününe geldik. Burada hem gençlerin hem toplumun her kesiminin çok ciddi düşünüp, bu şekilde her kuruma müdahaleyi kendine yol ve yöntem olarak tespit etmiş bir sistemi artık bu ülkenin gündeminden kaldırmanın ve değişimin zamanının geldiğini düşünüyorum. Ve bu tabii ki ekonomimizi de iyileştirsin. İnşallah ülkemizin her gencinin ekonomik sorunlarının kalmadığı günleri görürüz. O zaman Kent lokantalarını başka bir misyonla vatandaşımıza sunarız. Ama bugün gerçekten ciddi bir ihtiyacı görüyoruz.”
“BU SEÇİM, ÜLKEMİZE DAYATILAN, İFLAS ETMİŞ BİR SİSTEMİN DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKEN BİR SEÇİM"
İBB Başkanı İmamoğlu, yemek sırasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. İmamoğlu, gençlerin seçimdeki rolüyle ilgili soruya şu yanıtı verdi:
“Gençler, istediği her şeyi söyleyebilir. Bizi de eleştirebilirler. Öneride de bulunabilirler. Elbette ki onların düşüncelerine bir şey eklemek veya onlar adına konuşmak istemem. Ama şunu ifade etmek isterim. Tarif açısından buna ihtiyaç var. Bu seçim, bir rejimin ülkemize dayatılan bir sistemin iflas ettiği, herkesin huzursuz ve mutsuz olduğu bir ortamda bunun değiştirilmesinin gerektiği bir seçim. Bu herhangi bir seçim değil. Bir partinin gidip, bir partinin geleceği bir seçim ya da bir kişinin gidip, bir kişinin geleceği bir seçim değil. Bu bir sistemin, -bence iflas etmiş bir sistemin- ekonomik, eğitim, sosyal, yaşam, ilişki, diyalog, yargı her türlü iflas etmiş bir sistemin çöpe atılıp, gerçekten gençliğin hayatının bundan sonraki dönemini çok daha iyi yaşayacağı bir sürecin elde edilmesinin sağlanmasının önünün açılacağı bir seçim.
“LÜTFEN DEĞİŞİN, DEĞİŞTİRİN, DEĞİŞİME KATKI SUNUN VE KENDİ GELECEĞİNİZİN KARARINI VERİN”
O bakımdan bu seçim, aslında gençlerin seçimi. Sıradan bir seçim olsa, 4-5 yıllık bir dilimi konuşuruz. Ama bir sisteme son vermek ve güçlü bir sistemi halkın özgürlüğünün, demokratik haklarının savunulduğu kimsenin kutuplaştırılmadığı, kimsenin başkalaştırılmadığı, oylarıyla beraber insanların bölünmediği bir sürecin elde edilmesini istiyorsak, -ki bu bir zaman dönemi kapsıyor- bu tercih onlar için hayati olacak. İnşallah biz diyoruz ki; ülkemizin en az 30-40 yılını tasarlayacak, kurtaracak, ihtiyaçlarını giderecek bir sistem inşa edeceğiz ve bu gençlerle de olacak. Onların da sözleriyle olacak. O bakımdan, bugün bu masada oturan 18-19-20 yaşındaki gençlerimiz, aslında önümüzdeki süreçte 50-60 yaşına kadar olan dönemlerini tariflemiş olacaklar. O bakımdan bu tercih, gençlerin tercihi. Lütfen değişin, değiştirin, değişime katkı sunun ve kendi geleceğinizin kararını verin. Kendi geleceğinizi tasarlayın. Bu sisteme ‘Hayır’ deyin. Yeni bir döneme ‘Evet’ deyin. Biz, onun için Sayın Kılıçdaroğlu'na, gençlerin de huzurunda her yerde oy istiyoruz.”
“YASAMA VE YÜRÜTMENİN AYRI ELLERDE OLMASI, SİSTEMİN BİRBİRİNE HESAP VERMESİNİ SAĞLAYACAK”
İmamoğlu, “Gençler, denge-denetim modelinden haberdarlar mı? Genç seçmen bunu biliyor mu” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Tabii ki. Gençler çok takipçi. Ben, bugün pazardaydım Çobançeşme'de. Pazarda, lisede okuyan 3-4 gencin benimle ne konuştuğunu duyduğumda, aslında her şeyin farkında olduklarını, takip ettiklerini gördüm. Ki bunların ikisi oy kullanma yaşında, ikisi değildi. Ona rağmen takip ediyorlar. Ben, başka bir şey daha görüyorum. Belki bir kısım hemşerimiz bize oy vermeyecek: vermeyebilir. Ama selam bile vermemeyi ona ikna etmiş akıldan ne kadar kurtulmaları gerektiğini de görüyorum. Çok enteresandır. Üç-dört kadın mesela pazarda yürüyorlar… Kafaları, başları önde. Bana selam vermek istemiyorlar. Öyle öğretmiş onlara televizyonlarda. Hiç hoş değil. Ben ona zorla selam verip, alıyorum. Bazen benden kurtulamıyorlar. Eğilip yüzlerine bakıyorum. ‘Selamlar’ diyorum, saygımı iletiyorum. Hiç fırsatı kaçırmamaya çalışıyorum. Ama peşinden yürüyen çocuklar bile bizim farkımızda 10-12-13 yaşında. Onun için ben, gençlerin her şeyi bildiğini düşünüyorum. Ama yine de meselenin kitlendiği bu konuyu anlatmak lazım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Meclis’in çoğunluğu muhalefette. Başkanlık bizde. Dolayısıyla biz ne yaşadık 4 yılda? Aslında bir denge sistemi yaşadık. Evet, Meclis orada. Orası Türkiye’ye uyarlarsak, Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama. Başkanlık sisteminde, Cumhurbaşkanlığı ne? Yürütme. Yürütmenin başka birinde, yani Sayın Kılıçdaroğlu'nda olması, yasama tarafının ise, -oradaki her partinin farklı milletvekili sayısı var- başka birinde olması, bu ülkenin önünü tıkayacak bir şey değil. Tam aksine, dengeleyecek. Yani sistemin birbirine hesap vermesini sağlayacak.
DENGE-DENETİM SİSTEMİNE DE OY VERİN: Bir yanlış yapıldığında, hesabının verildiği bir mekanizmanın kurulmasını sağlayacak, gerçek demokrasinin bir anahtarı gibi duruyor. O bakımdan birileri, ‘Efendim Meclis şöyle, oylarınızı bize verin, yoksa ülke şöyle olur, böyle olur…’ Sakın inanmayın. Aksine; her şeyin, her yetkinin bir kişide olmasının karşılığı ne biliyor musunuz? Boğaziçi'nin düştüğü durum. Karşılığı ne biliyor musunuz? İstanbul'da Kanal İstanbul gibi bir sefaletin, rezaletin bu şehre yaşatılmasının önünün açılması. Çünkü, mesela Kanal İstanbul üç aydır konuşmuyorlar. Niye? Ağızlarını düğümlemişler. Niye? Kelime edemiyorlar. Niye? Çünkü toplumun yüzde 65-70’i istemiyor. Onu söylerlerse başına iş alacak. Unutturuyorlar. Bu kadar da kötü niyetliler. İşlerine geleni unutturuyorlar. Ama uydurma, kumpas, yalan ifade ettikleri bazı şeyleri de ne yazık ki çekinmeden, milletle, gerçekmiş gibi paylaşabiliyorlar. İşte bütün bu iktidar hırsının bertaraf edildiği, yöneticilerin insanlarına hesap verebildiği bir sistemin de varlığı açısından, böylesi bir denge düzeninin, yürütmenin bir cumhurbaşkanında ya da onun heyetinde olması ama yasamanın farklı siyasi partilerinin meclis üyelerinin olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde olması, bu ülkenin çıkışının ışığıdır. Bunu lütfen böyle bilin. Ve o denge-denetim sistemine de oy verin.”
İmamoğlu, Kent Lokantası çıkışında da kendisini bekleyen coşkulu kalabalığa yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"SİZİ ZORA SOKAN, UMUTLARINIZI YERLE BİR EDEN, MUTSUZ EDEN BU KÖTÜ SİSTEMİ, BU PAZAR GÜNÜ ÇÖPE ATIN: Kent Lokantamız özellikle Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerimize hayırlı olsun. Tabii burada çok ticari işletme var, hepsinin işleri hoş olsun. Ama bu başka bir şey, özellikle bu imkânı gençlerimize sunmanın bir zaruret olduğunu biliyorum. Bu bir ticari amaçla yapılmış bir şey değil. Tümden öğrencilerimize ve vatandaşlarımıza hizmet eden bir sistemin 9'uncu şubesi. Tam 700 bin yemek sunmuşuz diğer 8 şubemizde, geçtiğimiz ortalama 5-6 ay içerisinde. Demek ki bu büyük bir ihtiyaç. Umuyorum, ekonomik zorlukları aştığımız günler çok yakın. İnşallah, pazar gününden sonra çok güzel bir dönemi hep birlikte başlatırız. Özellikle Boğaziçi Üniversitesi'nin yaşadığı sıkıntıları, haksızlıkları, hukuksuzlukları, akademisyenlerimizin düştüğü durumu, öğrencilerimizin hak ve hukukuna uygun olmayan atamaları bir kayyum düzeni ve buna dönük birtakım uygulamaları görüyoruz. Türkiye'nin gözbebeği, dünyanın en önemli üniversitelerinden birisi olan Boğaziçi Üniversitesi'nin de bütün üniversitelerimizi de bilimin teknolojinin, eğitimin ve bütün branşların en üst seviyede akademisyeninden öğrencilerine kadar özgür ve özgür alanlarında hizmet sunmalarını sağlayacağımız bir dönemi inşallah biz size sunacağız. Bunu bilmenizi istiyorum. Bu seçim, özellikle gençlerin seçimi içeride de söyledim. Bu seçim, gençlerin en 25-40 yılının seçimi. Bu seçimdeki size tavsiyem şu: Bir, sizi zora sokan, umutlarınızı ne yazık ki yerle bir eden, mutsuz eden, bu kötü sistemi, bu pazar günü çöpe atın. Bu sistemin yerine demokrat bir dönemin ve herkesin sözünün kıymetli olduğu bir dönemin ve herkesin düşüncesinin özgürce söylenebildiği bir ülke olacağının teminatı olacak olan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verin.
"İYİLİK KAZANACAK, GÜZELLİK KAZANACAK"
Bunu yaptığınız takdirde göreceksiniz Allah'ın izniyle çok güzel bir döneme hep birlikte adım atacağız. En önemlisi ne biliyor musunuz? Kumpastan kurtulacaksınız, yalandan kurtulacaksınız, baskıdan kurtulacaksınız, iftiradan kurtulacaksınız, kötülükten kurtulacaksınız. İyilik kazanacak, güzellik kazanacak. Yolumuz açık olsun. Kent Lokantamız Boğaziçi Üniversiteli öğrencilerimize akademisyenlerimize hayırlı olsun. Aynı zamanda arka tarafta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Ofisi'ni açtık. Orada yasaklanmış akademisyenlerimizden faydalanmak, fikirleriyle bir arada olmak isteyen öğrencilerimizin buluşacağı bir gençlik, ofis alanını oluşturduk çok güzel bir terası da var. Orayı da akademisyenlerimiz yönetecek. Biz de İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak onlara destek olacağız.”
KENT LOKANTALARINDAN BUGÜNE KADAR 700 BİN KİŞİ FAYDALANDI
İBB, öğrenciler, asgari ücretle çalışan işçiler ve esnafın uygun fiyatlarla sağlıklı beslenmesine katkı sağlamak hedefiyle, ‘Kent Lokantası’ projesini hayata geçirdi. Çapa, Bağcılar, Sultanbeyli, Ümraniye, Üsküdar, Avcılar, Sultanahmet ve Küçükçekmece’nin ardından Rumeli Hisarüstü'nde 9'uncu İBB Kent Lokantası açıldı. İBB Lojistik Destek Merkezi’nin hijyenik mutfaklarında, deneyimli aşçılarca hazırlanan ve 4 çeşitten oluşan menü, 29 TL fiyatla tabldot usulü servis edilecek. 9 kişilik kadrosuyla, aynı anda 45 misafir ağırlayacak kapasiteye sahip Kent Lokantası’nın açılış menüsü ise şöyle oldu:
"Ezogelin çorba, sebzeli saray kebabı, bulgur pilavı, mevsim salatası, içecek ve cevizli baklava." (ANKA)