Korkusuz
İbrahim Daş

İhvan-ı Müslimin zayıflıyor, BOP Ortadoğu’da geriliyor!

Tunus’ta 2010’da; seyyar satıcı Bouazizi, kendisini yakınca, Yasemin adlı sözde devrim gerçekleşmişti.

Böylece BOP’un parçası olan Arap baharının da fitili ateşlenmiş oldu.

Tunus’ta başlayan yıkım süreci ile Libya, Mısır, Sudan, Yemen, Fas, Cezayir ve Suudi Arabistan’da, iktidara BOP’ta baş aktör olan İhvan-ı Müslimin üyeleri getirildi.

Bize ise sözde bahar, 3 Kasım 2002’de seçim ile gelmişti!

2011’de Tunus’un başına İngiltere’den ihvancı Raşid Gannuşi getirildi ve Ennahda Partisi’ni kurarak girdiği seçimleri kazandı.

Gannuşi döneminde; suikastlar, seçimde hileler, yasadışı zenginleşme, ülkeye kaynağı belli olmayan finansman girişi, haksız yargılamalar, muhalif medyaya açılan davalar, yargı reformu adı altında adaletin tasfiyesi, kamudan zimmete para geçirilmesi, çok sayıda yandaşını kamuda istihdam etmesi gibi başlıklar gündemdeydi.

Ne kadar benzer durumlar yaşadık dediğinizi duyar gibiyim… Neyse Tunus’a dönelim.

Tunus halkı 2014 yılına gelindiğinde ise uyandı.

Bunu gören Gannuşi, Tunus’ta İhvan’ın yok olmaması için kendisi seçimde aday olmadı.

Seçimlerde partisi ikinci parti olmuştu. Laik, demokrat Kays Said % 55’in üzerinde oy alarak Tunus cumhurbaşkanı seçildi.

2019 seçimlerinde de aday olan Said, % 70’in üzerinde oy alarak seçimleri tekrar kazandı.

17 Nisan 2023’te; Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Tunus cumhurbaşkanı Kays’ı ziyaret ettikten sonra Raşid Gannuşi tutuklandı.

Gerekçesi olarak; Suriye’yi parçalamak ve Esad’ı düşürmek için 12 bin milis güç gönderdiği ve birlikte hareket ettiği partilerle yaptığı gizli toplantıda da gerek partisi Ennahda gerek kullanışlı İslamcı partilerin ortadan kaldırılması durumunda, iç savaşın planlanması gerektiği şeklindeki konuşması gerekçe gösterildi.

Hatırlarsanız 2013’te Tunuslu genç kızların da Suriye’ye seks kölesi olarak gönderildiği, dönemin Tunus Dışişleri Bakanı Lütfi bin Ceddo tarafından açıklanmış ve baştaki Gannuşi hükümetini, sessiz kalmakla suçlamıştı.

2013’te Mısır’da İhvan üyesi Mursi’nin yıkılması ile başlayan İhvan’ın gerilemesi, 2014’te Tunus ile devam etmişti.

Gannuşi’nin tutuklanması ile de Tunus’ta İhvan iyice zayıflamıştır.

Devamında Yemen’de zayıflayan İhvan çöküş yaşayınca, BOP’un sadık ülkesi Suudi Arabistan’ın devreye girip ateşkes sağlamaya çalışması da yine İhvan’ın gerilediğinin göstergesidir.

Son olarak da İhvan ile yönetilen Sudan’da çıkan iç savaşla, İhvan zordadır.

2015 yılında Abdüllatif Şener’in de içinde bulunduğu bir heyet, Suriye’ye giderek Esad ile görüşmüşlerdi.

Esad; Erdoğan’ın kendisinden, İhvan’ı hükümete almasını istediğini söylediği, giden heyet üyeleri tarafından da açıklanmıştı.

AKP’nin İhvan ve BOP ile ilişkisi bu kadar açık bir şeklide ortadayken hala yerli ve milli tezi ise komiktir.

Yaklaşan seçimlerde kaybedeceğini gören AKP ise seçime 19 gün kala, kazanmak için her türlü yolu deniyor ve deneyecek…

Millet İttifakı; sakin kalıp hazırladıkları mutabakat metni dışında hiçbir konuya girmeden yoluna devam etmelidir.