Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

İçişleri Bakanlığı AKP’li iki bürokrata “Cööö” diyerek onları korkuttu...

Rahmetli Zeki Müren anlatırdı sahnede...

Adamın biri uzun iş seyahatinden biraz erkence dönünce evde karısını bir başkasıyla yakalamış...

Çok kızmış tabii...

“Çabuk giyin ve düş peşime” demiş karısının dostuna...

Kadının dostu korkuyla kalkmış, giyinmiş...

Kadının kocası önde, kadının dostu arkada odadan çıkıp yürümeye başlamışlar...

Koca önde, dost arkada bir süre yürümüşler...

Dik ve uzun bir bayırı çıkıp ana yola varmışlar...

Koca, karısının dostuna dönüp işaret parmağını sallamış...

“Bana bak” demiş... “Bir dahaki seyahat dönüşü seni yine evimizde görürsem bu defa vallahi bayırı da çıkarmam, bizim kapının önünde bırakıveririm... Hadi bakiyim şimdi defol git...””...

Sonra hızla eve dönmüş...

Bu sırada kadın giyinmiş, mutfağa işinin başına dönmüş...

Adam sessizce sızmış mutfağa...

Tezgahta işini yapan karısının kulağına “cöööö” diye bağırmış...

Kadın yüzünü dönüp kocasını görünce şaşırmış ve korkmuş gibi yapıp cilveli bir ses tonuyla:

“Ay şekerim çok korktum vallahi” demiş...

Koca bu sefer karısına sallamış işaret parmağını...

“Bir dahaki seyahat dönüşü o adamı yine evimizde görürsem” demiş... “Bu defa vallahi üç defa cöö der, ödünü koparırım senin...”.



Nereden mi çıktı?..

Ali Ekber Ertürk’ün dünkü SÖZCÜ’de “Kızılay yöneticilerine ‘güven’ cezası kesildi” başlığı altında yayımlanan haberini okuyunca hatırladım fıkrayı...



Peki, cezalar kuruma mı kişilere mi kesilmiş?..

Tabii ki kişilere...

Kim bu kişiler?..

Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ile...

Deniz Feneri Derneği’nden transfer edilen Genel Müdür İbrahim Altan...



Cezayı kesen kim?..

İçişleri Bakanlığı...

Cezanın gerekçesi ne?..

O halde...

Önce olayı hatırlayalım hatırlatayım...



Başkentgaz isimli özel sektör kurumu Kızılay’a 8 milyon dolar (Bugünkü kurdan yaklaşık 60 milyon lira) bağış yapar ancak...

Bir şartla...

Bağışın 7.50 milyon doları; yurtlarında kalan çocuklara tecavüz edilmesiyle tanınan Ensar Vakfı’na devredilecektir...

Kızılay şartı kabul eder...

8 milyon dolar Kızılay’ın hesabına yatırılır...

Oradan da gözyaşı olur Ensar Vakfı’nın hesabına akar...



İşte bu nedenle Kızılay Başkanı ve Genel Müdürüne sadece “güven cezası” kesildi...

Yani...

İçişleri Bakanlığı bu AKP’li iki bürokrata “cööö” dedi...

TÜRKİYE’DE YARGILANMASINI İSTEMEZ


Ahmet Davutoğlu’na göre, Erdoğan ve bakanları; ABD’de görülmekte olan Halkbank davasının nisan ayına ertelenmesi karşısında sessiz...

Ayrıca...

“Zarrab denilen sahtekâr da derhal Türkiye’de yargılanmalı...”.

[caption id="attachment_6065897" align="alignnone" width="500"] Ahmet Davutoğlu[/caption]

İlahi Davutoğlu...

Sesini çıkarıp da ne yapacak?..

Amerika’ya tükürse sakal...

Muhalefete tükürse bıyık...



Zarrab’ın Türkiye’de yargılanması konusuna gelince...

İktidarın, iki kişinin Türkiye’de yargılanmasını asla istemeyeceğini bilmeniz lazım:

Fetullah Gülen...

Reza Zarrab...



Çünkü...

Bu ikisi Türkiye’de...

Vicdanlı yargıçlar tarafından...

Kamuya açık şekilde yargılanırsa...

İktidar, muktedirliğini bir gün bile sürdüremez...

ERKEN SEÇİMLERE KADAR OYALANIRSINIZ...


Şimdi sizlerle bir öngörümü paylaşmak istiyorum...

Amacım yalancıktan bile olsa sizi önce umutlandırmak...

Sonra da mutlu etmek...



Canlarım...

Çok yakın bir zamanda Sayın Reisicumhurumuz ilk defa verdikleri bir sözü tutacak...

Ve...

3600 ek göstergeyle ilgili yasayı bir KHK yayımlayarak yürürlüğe sokacaklar.



Ancak ve tabii ki tüm KHK’larda olduğu gibi 3600 ek göstergeyle ilgili KHK da resmi gazetelerde yayımlanmasıyla yürürlüğe girecek.



Buradaki “Resmi Gazeteler” tanımı dikkatinizi çekmiş olabilir...

Lütfen bunları “En Resmi Gazete” ile karıştırmayın...

KHK’nın yayımlanacağı gazeteler sabah akşam hürriyet yeni özlem gibi resmi gazeteler olacak...



En resmi gazetede yayımlanıp yayımlanmayacağını bilemem...

Benim sarayda kaynağım yok...

Ama olsun...

Diğer resmi gazeteler de iyidir be...



Onlarda yayımlanınca maaşlarınız artar mı bilmem...

Ama...

En azından erken seçimlere kadar oyalanırsınız...

Yetmez mi?..

İYİ Kİ VARSIN BE SULTAN...


Milli Eğitim Bakanlığı Denetim Raporu: “Şanlıurfa’da zorunlu eğitim çağındaki 86 bin 121 öğrenci, maddi yetersizlik, evlilik, kızları okutmama, mevsimlik işçilik gibi nedenlerle okulu terk etti.”



Napoleon Bonaparte demişti ki:

“Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim.”...

[caption id="attachment_6065903" align="alignnone" width="500"] Napoleon Bonaparte[/caption]

Gelişmiş, ekonomisini büyütmüş, demokrat, başarılı, modern, hukuk ahlakıyla eğitilmiş ülkeleri yaratanlar; işte o iyi analardır...

İyi analar ise...

Şiddet görmeyen...

Özgüvenli...

Özgürlükler içinde eğitilen analardır...



İyi ki varsın be Sultan kızım...

İyi ki halkımızın gerçek gündemini ve sorunlarını kamuoyuna duyuruyorsun...

ATASÖZLERİ BANA SENİ ANLATIYOR


Japon atasözü: 

“Senin değilse alma. Doğru değilse yapma. Gerçek değilse söyleme. Bilmiyorsan sus...”.

İngiliz atasözü:

“Allah’a, cennete, cehenneme inanmadan iyi olmak marifettir, öteki türlüsü alışveriş oluyor, pazarlık oluyor...”.



Türk atasözü:

“Üzümünü ye bağını sorma...”.

“Devletin malı deniz yemeyen keriz (ya da domuz)...”.

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın...”..



Memduh sözü:

“Söyle bana atasözünü... Söyleyeyim sana gelişmişlik dereceni...”.