Günlerdir herkes NTV Washington Temsilcisi Hüseyin Günay’ın, Anadolu Ajansı kameramanı Yasin Öztürk’e söylediği sözleri konuşuyor.

Trump ile Erdoğan’ın görüşmesi hakkında arkadaşına bilgi veren Hüseyin Günay’ın Amerikan haber ajansı AP’nin kamerasına tesadüfen yansıyan sözleri, bize “tüm anlatılanların” ne büyük yalan olduğunu kanıtlıyor.

Yok görüşme son derece başarılı geçmiş, yok Türkiye ne istediyse almış; geçiniz bunları!

Gerçek, yandaş medyada çalışmak zorunda kalan bir gazetecinin dudaklarından süzülerek, tarihin duvarına bir tuğla gibi eklendi bile...

★★★

Hüseyin GünayBeyaz Saray’ın bahçesinde kameraman Yasin Öztürk’e aynen şunları söylemiş:

“Hiçbir s.kim alamadılar, yani biz bir şey alamadık.”

“Biz aldık ama babayı aldık.”

“Hakan Fidan’ın üstüne oynuyorlar.”

“Bilal, damat, Hakan Fidan kavgası var. Üç ekibin kavgası.”

★★★

Dediğim gibi bu sözler, AP’nin kamerası tarafından tesadüfen kaydedilmiş...

Peki; Hüseyin kardeşimizin NTV’ye geçtiği haber de böyle olumsuz mu?

Elbette hayır...

O da yandaş medyada çalışan tüm gazetecilerin yaptığı gibi gerçekleri kendisine saklayıp, halka masal anlatmış...

★★★

Peki; ya sonra?

Sonrası ne olacak?

Herkesin tahmin edebileceği gibi Hüseyin Günay işten atıldı!

Ne acıdır ki iktidara yakın Doğuş Holding’in sahip olduğu NTV’nin yönetimi, bu kararı çocuğunun doğduğu ve “Bana artık Hüso Baba diyebilirsiniz” diye paylaşım yaptığı gün kendisine tebliğ etti.

★★★

Babalığın hayırlı uğurlu olsun Hüso Baba...

Gördüğün gibi asıl haberi kendine saklaman bile seni kurtaramadı.

Bir kameraya tesadüfen yakalanınca işinden oldun.

Keşke; bildiklerini halktan saklayan biri olarak değil de gerçekleri canlı yayında takır takır anlatan bir gazeteci olarak “işten atılma” onurunu yaşasaydın.

★★★

Sözüm sadece sana değil Hüso Baba, senin gibi gerçekleri kendilerine saklayıp halkı yanıltıcı haber yapan tüm genç meslektaşlarıma:

Açlıktan ölünmüyor kardeşler!

Gelin, yalancılıktan vazgeçin...

Çocuklarınıza haram lokma yedirmeyin!

GÜNÜN SORUSU

Sorum “Başımıza bir şey gelir” telaşıyla NTV Washington Temsilcisi Hüseyin Günay’ın işine son veren ya da verilmesine göz yuman Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk’e:

Bu sayede yıllık iş hacminiz kaç milyon dolar daha artacak?

Boşu boşuna 248 gün!

Menajer Ayşe Barım dün nihayet adli kontrol şartıyla tahliye edildi.

Barım önce dizi ve film sektöründeki tekelleşmenin sorumlusu olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı.

Sonradan Gezi Direnişi’nin organizatörü olduğu iddiasıyla tutuklandı.

Tam 248 gün boyunca Silivri’deki cezaevinde hasta hasta yattı.

İşin ilginci ne biliyor musunuz?

Kendisini ihbar eden sabıkalı Sedat Gül, dün verdiği ifadede Barım’ı tanımadığını ve neden ihbar ettiğini hatırlamadığını söyledi.

Geriye ne kaldı?

Asla iyileşmeyecek kocaman bir yara!

Şimdi bu davayı açanları vicdanlarıyla baş başa bırakma zamanı...

Barrack ne olacak?

Herkes günlerdir, ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ın, “Başkan Trump dahice bir şekilde ‘Erdoğan’a meşruiyet vermeliyim’ dedi. Şu an bu oluyor” şeklindeki açıklamasını konuşuyor.

Konuşmayan sadece Erdoğan’dı, dün o da Meclis’in yeni yasama yılına başlaması nedeniyle yapılan toplantıda, ABD Büyükelçisi’ne yanıt verircesine şunları söyledi:

“Türkiye’de siyasi meşruiyetin bir tane kaynağı vardır. O da bizzatihi milletin iradesidir. Milletin verdiği meşruiyettir.”

★★★

Madem böyle düşünüyor; o zaman neden Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimine ve kendi otoritesine gölge düşüren bu açıklamayı yapan Barrack’ı istenmeyen adam ilan etmiyor? Neden en azından karşısına alıp, “Sen ne saçmalıyorsun arkadaş?” demiyor...

Necati Zincirkıran...

Türkiye’nin yaşayan efsane gazeteci ve denizcilerinden Necati Zincirkıran’ı dün 96 yaşında kaybetmişiz...

Yıllarca Hürriyet’i, Günaydın’ı, Anadolu Ajansı’nı yönetti. Sabah’ta yazarlık yaptı.

2003 yılında mesleği bırakınca kendisini, çocukluk aşkı olan denizciliğe verdi.

Dünyanın çevresinde defalarca döndü.

Kısacası, Türk medyası bir çınarını daha kaybetti.

Huzur içinde uyusun!