Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Hükümette de dayıları var...

Çocukluğumun Yeşilçam filmlerinde, esas oğlan ya da esas kız, film icabı birden zengin olur...

Tabii ki senarist bunun nasıl olduğunu bir sahnede anlatmak zorundadır...

Nitekim biraz merak ettirdikten sonra...

Senaryoda sıra o sahneye gelir...

Kahramanımız nasıl zengin olduğunu şöyle anlatır:

“Meğer annemin Mısır’da yaşayan bir dayısı varmış ve çok zenginmiş... Öldüğünde annemden başka kimsesi olmadığı için mirası bize kaldı...”.



Günlerdir vergi denetim elemanları ve savcılar hariç herkesin sorguladığı bir hanımefendi var:

Dilan Polat...

Henüz çok genç...

Ama...

Günde 750 bin lirayı...

Kendi özel zevkleri için harcayacak kadar zengin olmuş...



Nasıl olup da bu kadar kısa sürede böylesine sengin oldukları sorulduğunda...

İlk başlarda oldukça zor işler yaptıklarını anlattıktan sonra bir ara şöyle dedi:

“Kimse bilmiyor ama Gebze’de çok zengin bir dayım var, çok yardım etti...”.



Hanımefendi’yi dinlerken bir yandan da gülümsüyordum...

Zira...

Aklıma o ünlü fıkra geldi...





Genç gazeteci, lüks malikanenin bahçesinde kendisini konuk eden ve sorularını cevaplamaya hazırlanan ünlü zengine:

“Böylesine büyük bir servetin sahibi oluncaya kadar çok acılar çekmiş olmalısınız” diye başladı söyleşiye...

Purosundan derin bir nefes aldıktan sonra genç gazetecinin yüzüne doğru savuran ünlü zengin:

“Tabii ki kolay olmadı” deyip anlattı...



Çocukluğu ve hatta delikanlılık yılları yoksulluk içinde geçmiş...

Babası öldüğünde 13...

Annesi öldüğünde 16 yaşındaymış...

Gece, tek oda evlerine gittiğinde annesinin yastığını kaldırmış...

Ve...

Tesadüfen:

Hayatını değiştiren yüz lirayı bulmuş...

Ya karnını doyuracakmış...

Ya da...

O parayı kendisine sermaye yapacakmış...



İkinci yolu seçmiş...

Erkenden kalkıp hale gitmiş, bir sandık elma almış...

Önce eve uğrayıp elmaları güzelce parlatmış...

Pırıl pırıl olmuşlar...

Pazara gitmiş, bir sandık elmayı 200 liraya satmış...

Ertesi gün iki sandık elma almış...

Onları da parlatıp 400 liraya satmış...

Para kazanmak hoşuma gitmiş...

Her seferinde bir öncekinin iki misli daha çok kazanıyormuş...

Genç gazeteci, ünlü zenginin sözünü kesti:

“Yani elma satarak mı zengin oldunuz?..”.

“Elbette hayır” diye cevap verdi adam ve anlatmayı sürdürdü...

Bir sabah elmaları parlatırken kapı çalmış...

Gelen postacıymış...

Mısır’dan bir mektup getirmiş...

Üzerinde Türkçe “Noterde açın” yazıyormuş...

Elmaları bırakıp notere gitmiş...

Tercüme edilmiş...

Meğer, Mısır’da yaşayan ve çok zengin olan bir dayısı varmış...

Ölünce:

Tek yakını o olduğu için...

Tüm serveti ona miras kalmış...



Yani canlarım...

Ayda 22 milyon beş yüz bin...

Yılda 270 milyon lirayı özel zevkleri için harcayabilecek kadar varlıklı olan Hanımefendi’nin:

Cömert bir dayısı varmış meğer...

Dostlar başına...

Günün sözü


“İnsanın en büyük hatalarından biri, doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır. Oysa doğru olan; doğru zamanda, doğru kişilerle, doğru yerde bir arada olmaktır...”.

Laedri


Türkiye’de hâkimler var


CHP eski Milletvekili Aykut Erdoğdu, 2014 yılında...

Kamuoyunun “Beşli Çete” olarak tanımladığı gayrı resmî organizasyonun üyelerinden biri olduğu iddia edilen Cengiz Holding’in Sayıştay raporlarında yer alan “yolsuzluk” iddialarına ilişkin eleştirel bir yorum yapmıştı...

Holdingin patronu Mehmet Cengiz, savcılığa şikâyette bulundu...

Savcılık, ifade sonrası hazırladığı iddianameyle kovuşturma talep etti...

Yerel mahkeme savcının bu talebini (hangi akla hizmet ise) kabul etti...

Erdoğdu yargılandı...

Hapse mahkûm oldu...

İstinaf ve Yargıtay da cezayı onadı...

Ancak...

Anayasa Mahkemesi hapis cezası veren mahkemeyi hatalı buldu:

“Hak ihlali” kararı verdi...



Mehmet Cengiz, Erdoğdu’ya:

Tazminat ödeyecek...



Haydi hep birlikte ve bir kez daha:

Enseyi karartmayın...

Türkiye’de hâkimler var...


Alkışlıyorum...


Netflix’te yayınlanacak yeni filminin galasında:

“Ozan Güven’i ne zaman aranızda göreceğiz?” sorusuna:

Ozan’ı biz de merak ediyoruz. Elbette olay çok ciddi bir konu. Üzerinden 3 sene geçti. Biz de arkadaşımızı hasretle bekliyoruz. Ozan bu konuda ortaya bir prensip koydu. Başına gelen tatsız hadise bir neticelensin ve mahkeme kararı çıksın diye bekliyor. Bence çok edepli de bir şey yapıyor. Bir oyuncu arkadaşı olarak onunla oynamayı özledim” cevabını vererek:

Sanatta:

Kin, nefret ve öfke olmaması gerektiğini...

Ama...

Sanatçı ahlâkının aynı zamanda...

Bir yargı kararına saygılı olmayı gerektirdiğini çok güzel anlatan Cem Yılmaz’ı:

Alkışlıyorum...

Düzelmek zorunda...


Haberi SÖZCÜ.COM.TR’de okudum...

Kısaca şöyle:



Uluslararası Organize Suç İnisiyatifi isimli kurumu her yıl:

“Küresel Organize Suçlar Raporu” hazırlıyor...

Raporu yayımlayan SÖZCÜ.COM.TR editörü, 2023 yılı için hazırlanan raporda...

Türkiye’nin sıralamadaki yeri ve detayları için şöyle diyor:

“Endişe yarattı...”





Listede ülkelere, 1 ile 10 arasında puan veriliyor...

1 puan alan ülke:

İnsan kaçakçılığı...

Silah ve eroin ticareti...

Mafyavari suç gruplarının faaliyet rahatlıkları ve sıklıkları gibi konularda:

Tertemiz...



Puan arttıkça ve hele yedinin üzerine çıktığında...

O ülke:

Yasa dışı kişiler için adeta bir tür:

“Suç işleme cenneti...”.



Türkiye’nin insan kaçakçılığı konusundaki puanı: 9...

Silah ve eroin ticareti ile...

Mafyavari suç gruplarında: 8,5...

İnsan ticaretinde ise: 8...



Peki...

Türkiye böyle bir ülke miydi?..

Tabii ki değildi...



Düzelecek mi?..

Bu siyasi ve bürokratik kadrolarla düzelmez elbette...

Ama...

Düzelmek zorunda...

Yani:

Her şeye rağmen:

Düzelecek...

Ne maaşmış be...


Rahmetli Orhan Boran sahnede anlatırdı...

Benim kuşağımdan olup da Orhan ağabeyi sahnede izleyen herkes hatırlayacaktır...



Orta yaşlı ve güzel bir kadın belediye otobüsüne biniyor...

Bir durak sonra da kendisiyle aynı yaşlarda bir adam geliyor; arkasına geçip tüm bedeniyle yaslanıyor...

Hatta o kadar yaslanıyor ki...

Kadın kendisine yönelik bir baş kaldırıdan şikâyetçi olup:

“Beyefendi lütfen elinize sahip olun” diyor...

Adam pişkin:

“Maaş aldım da cebimdeki parayı sayıyorum...”.

Kadın alaylı ama öfkeli:

“O nasıl bir maaş ki saydıkça artıyor...”.

Dünün tweeti


Prof. Dr. Bengi BAŞER

@bengibaser

Günaydın,

“Bir saniyesine bile hâkim olamadığımız bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın âlemi yok...”.

Muhsin Yazıcıoğlu