Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Heredot’un anlattığı muktedirler savaşı ve bugünküler

Heredot’un anlattığına göre...

O gün güneş gökyüzünde...

Her gün olduğundan daha farklı hareket ediyordu...

Çünkü...

[caption id="attachment_411731" align="alignnone" width="600"] Heredot[/caption]



Her sabah doğudan yüzünü gösteren o devasa enerji deposu o gün:

Batıdan doğmuştu....

Ve akşamüzeri...

Her gün olduğunun aksine...

Doğudan batmıştı...



Güneş’in doğudan battığı o sırada...

Miken krallığı tahtına Atreus oturuyordu...

Ama...

Daha ilk andan itibaren içinde...

Tahtını:

En yakınlarından...

Yeğenlerinden...

Ve...

Kuzenlerinden koruyamayacağına ilişkin bir:

Endişe vardı...



Beynini ve yüreğini kemiren bu endişenin ateşlediği içindeki sesi:

Atreus’a şöyle diyordu:

“Sakın gözlerini onlardan ayırma... Hatta... Daha da garantisi, onlardan kurtul...”.



Atreus...

İçinden gelen bu sesi dinledi...

Yeğenlerinin ve kuzenlerinin hepsinin:

Kafalarını uçurttu...



[caption id="attachment_411732" align="alignnone" width="600"] Agamemnon[/caption]

Sonra da...

O kafaları küçük parçalar halinde doğrattı...

Pişirtti...

Ve...

Öldürülenlerin babası olan kardeşi Tiestes onuruna düzenlediği ziyarette:

Ana yemek olarak ikram etti...

Atreus’tan sonra tahta oğlu Agamemnon oturdu...

Amcasının karısı Klytaimnestra’nın iyi bir kraliçe olacağını düşünüyordu...

Bu durumda Agamemnon’un...

Amcasını öldürmekten başka çaresi kalmıyordu....



Yıllar sonra...

Truva’nın sahibi olmak isteyen Agamemnon...

Bunun için savaşmalı...

Savaşmak için ise bir bahane bulmalıydı...

[caption id="attachment_411734" align="alignnone" width="600"] Helen[/caption]



Truva Kralı Priam’ın yakışıklı ve fakat bir o kadar da çapkın oğlu Paris’i:

Miken’deki sarayına davet etti...

Daha sonra...

Kardeşi Menelaos’un güzel karısı Helen’i...

Paris’le kaçması için adeta:

Tahrik ve teşvik etti...

[caption id="attachment_411733" align="alignnone" width="600"] Paris[/caption]



Artık:

Truva’yı işgal için bahanesi vardı...

Gemiler hazırlandı...

Ama...

Gemileri Truva sahillerine götürecek rüzgâr bir türlü çıkmıyordu...



Tanrıça Artemis’ten rüzgâr talep etti...

Artemis ise ondan:

Amcasının güzel kızı İfigenia’nın canını istedi...

Bunun üzerine Agamemnon:

İfigenia’nın kellesini uçurmak zorunda kaldı...



Artemis verdiği sözü tuttu...

Agamenon’un binden fazla gemisini taşıyacak güçlü rüzgârlara esmeleri emrini verdi...



Savaş sona erdikten sonra, Agmemnon dolunaylı bir gecede...

Savaş kazanmış olmanın verdiği kibirli adımlarla Miken Sarayı’na girdi...

Kraliçe Klytaimnestra ona:

“Hoş geldin” dedi...

Hazırladığı sıcacık banyoya davet etti...



Banyodan sonra onu kendi ördüğü kırmızı bir ağa sardı...

Bu ağ...

Agamemnon’un kefeni oldu...



Kraliçe Klytaimestra daha sonra...

Sevgilisi Aighistos’u çift taraflı bir kılıçla yere serdi...

Bir baltayla kafasını kesti...



Evlâtları Electra ve Orestes yıllar sonra...

Yine aynı baltayla...

Babalarının intikamını aldı...



O gün bütün yapılanlar:

İktidar olmak içindi...

Bugün eğer birileri:

Demokratik hukuk devleti yerine:

Totaliter bir rejim kurmayı hedefliyorlar...

Ve...



Seçimle geldikleri makamı...

Seçim kazananlara vermemeyi plânlıyorlar...

Seçimi ertelemek için bahaneler arıyorlarsa...

Bunun tek bir nedeni vardır:

Heredot’un anlattığı efsanelerdeki siyasetçilerin torunları olmak...

Tanrı bu işin neresinde


[caption id="attachment_411735" align="alignnone" width="600"] Albert Beveridge[/caption]

Tevrat’a göre İsrail oğulları...

Tanrı’nın evlâtlarıydı.

Ve Tanrı evlâtlarına:

Dünyanın hâkimi olacaklarını müjdelemişti...



Tevrat bunu bakın nasıl anlatıyor:

“İste benden; sana miras olarak, milletler vereceğim ve sen dünyanın sınırlarının sahibi olacaksın...”.

Ne var ki...

İsrailoğullarına bu müjdeyi veren Tanrı diğer yanda:

Meleklerine İsrailoğulları’nı şikâyet ediyordu...

Çünkü:

Nankördüler...

Çünkü:

Kadir kıymet bilmiyorlardı...



Pek çok tehdit...

Lânet ve cezanın ardından en sonunda...

Bu halkın “seçilmiş olma” özelliğini ellerinden aldı...

Başka halklara verdi...



Bunu nereden biliyoruz?..

1900 yılında...

ABD Senatörü Albert Beveridge’ın açıklamasından.

Baveradge bakın ne diyordu:



“Her şeye kadir yüce Tanrı, bugünden itibaren dünyayı yeniden yapılandırmamız için bizi seçilmiş halk olarak işaret etti.”.



Peki...

Gerçekten de Tanrı bu işlerin içinde mi?..

Bu konuda susma hakkımı kullanıyorum...

Günün ırkçısı




Ankara’nın üzerine 25 yıl kâbus gibi çöken Melih Gökçek...

Yalanlarına...

Ve...

Nefret suçu söylemlerine devam ediyor:

Bunu da ne yazık ki:

AKP siyaseti adına yapıyor...



Bu gördüğünüz tweetin sahibi:

Melih Gökçek...

Kimden torpilli?


Ey, milletin huzuruna kastetmiş... Kişisel çıkarı nedeniyle...

Mutlak değişim isteyen halkın:

Umutlarına göz dikmiş siyasetçi!



Ziya Paşa der ki:

“Ya bister-i kemhâda ya viranede can ver.

Çün bay-ü geda, hâke beraber girecektir.

Sen kimden torpillisin ki...

İpek döşekte uyuyorsun diye...

Fakirin gireceği topraktan...

Farklı bir toprağa:

Gireceksin?..

Güler misin?..


Erdoğan dedi ki:

“Diğer imtihanlar gibi şükürler olsun ki deprem imtihanının da altında kalmadık...”.



Güler misin?..

Ağlar mısın?..

Başına gelecek var




Canlarım...

Gerek tarihte...

Gerekse günümüzde...

Temelinden sökülüp atılmış dinler ve ırklar:

İnsanlığın baş belasıdır...



Ortadoğu’da tam da barış yakalanmak üzereyken...

İsrail’in Erdoğan-Bahçeli melezi:

Baskıcı...

Radikal ırkçı...

Ve radikal dinci Netanyahu...

Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin İran’la yakınlaşmaları üzerine...

İktidarını uzatabilmek için:

Mescid-i Aksa’ya...

Ve...

Lübnan’a saldırdı...



Ama lütfen not edin...

Netanyahu; cami duvarına işedi...

Yani:

Başına gelecek var...

Unutulmamalı


Toplumların kaderini:

Coğrafyaları değil...

Halkların:

İnsanî gelişmişlik düzeyi belirler...



İnsanî gelişmişliğini tamamlamış halkların sayısının...

İnsanî gelişmişliğini tamamlayamamış halklardan daha fazla olması...

Ülkenin: Demokratik hukuk devleti olmasını.



Demokratik hukuk devleti ise:

Özgürlüğü...

Adaleti...

Zenginliği...

Ve... Refahı getirir...

Tutarsız




Mehmet Akif Ersoy geçtiğimiz günlerde (HaberTürk) konuk ettiği Muharrem İnce’ye sordu:

“Cumhurbaşkanı seçilirseniz ülkeyi yönetecek kadrolarınız var mı?..”

Muharrem cevap verdi:

“Henüz yok...”



Yıl 2018...

Muharrem İnce, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı.

Cezaevinde tutulan HDP onursal Genel Başkanı Selâhattin Demirtaş’ı Edirne Cezaevi’nde ziyaret ettikten sonra şöyle demişti:
“Cumhurbaşkanı seçildiğimde HDP’ye bakanlık vereceğim...”



Yıl 2023...

Muharrem İnce kendisinin cumhurbaşkanı adayı...

HaberTürk TV’de iddia etti:

“Kılıçdaroğlu HDP’ye bakanlık verecek...”.



Allah da sana:

Akıl, fikir ve vicdan versin Muharrem...

Olmazsa olmaz


Canlarım...

Benim çocukluğumda öğretildiği gibi:

“Demokrasi, halkın kendi kendini idare etmesi” falan değil...



  1. yüzyıl demokrasisinde:


Hukuk...

Ve...

İnsan hakları:

Demokrasiden daha öncelikli...

Daha gerekli...



Ve...

Bireyin:

Düşünce, inanç, girişim ve cinsel tercih özgürlüğü...

Demokratik hukuk devletinin:

Olmazsa olmazı...