Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Hem kendisi hem de partisi eriyor...

Erdoğan, siyaset yapmayı...

Hatta...

Cumhurbaşkanlığı görevini:

“Sadece kendisine oy verenlere hizmet etmek” olarak algılama...

Ve algılatma ısrarını sürdürüyor...



Meselâ...

Devletin sahibiymiş gibi...

Ya da...

Devletin parası şahsi parasıymış gibi davranıyor...





Kendisine ve partisine oy veren kent belediyelerine Hazine’den:

%97 pay verirken...

Kendisine ve partisine oy vermeyen seçmenlerin yaşadığı kentlere sadece:

%3 pay veriyor...



Son örneğini İyidere – İkizdere – Erzurum yolu ve tünelleri açılışı töreni öncesi yaptığı konuşmasında verdi Erdoğan...

Bakın ne dedi:



“Türkiye’nin değişik yerlerinden ne kadar sol varsa, komünist varsa, alıp buraya geliyorlar. Neymiş bizim önümüzü kesecekler. Siz bu milletin önünü kesemezsiniz. Kesemeyeceksiniz. Bu tesisleri yapacağız. Bu yolları yapacağız. Sizin gücünüz bunların önünü kesmeye yetmez...”.



Erdoğan...

Bu ülkede komünistler de olacağını...

Olması gerektiğini...

Onların da...

Ulusun bir parçası olduklarını:

Kabul etmeli...



Ama...

Kabul etmiyor...

Etmedikçe de...

Hem kendisi...

Hem de partisi:

Siyaseten eriyor...

EVET AMA...


O yolların yapılması, tünellerin açılması konularında Erdoğan gibi düşünüyorum...

Ama bu...

Komünistlerin...

Görüşlerini...

Ve...

Protesto yöntemlerini:

Aşağılamamı gerektirmiyor...

ÇÖKÜŞ BİTECEK ÇÜNKÜ BATIŞ BAŞLAYACAK...


Gün gelecek...

Futbol veya basketbol...

Ya da voleybol maçlarına gidemeyecek...



Çünkü...

Giderse...

Aynen Rize’de olduğu gibi...

Protestolarla karşılaşacak...



Sözün özü...

Erdoğan...

Ulusun Cumhurbaşkanı olmak yerine...

Sadece AKP ve MHP’li seçmenlerin reisi olmayı tercih edince...

Siyasi hayatının son demlerini yaşamaya başladı...



Bu ısrarını devam ettirdiği sürece...

Çöküş bitecek...

Çünkü...

Batış başlayacak...

MANDELA’DAN İNSANCA SİYASET DERSİ...


Topraklarında “işgalci” olarak bulunan Hollandalılara karşı:

“Özgürlük ve bağımsızlık” mücadelesi verdi...

O nedenle ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı...



27 yıl hapis yattıktan sonra...

Dönemin Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı De Klerk’in özel kararıyla tahliye edildi...



1993 yılında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde...

Kendisini tahliye eden Cumhurbaşkanı De Klerk’le yarıştı...

Seçimi...

Ezici bir çoğunlukla kazanınca...

Güney Afrika Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı görevine başladı...



Kim mi?..

Nelson Mandela...



İşte o...

Hayatı siyasi savaşlarla...

Egemenlere karşı koymakla geçen Mandela...

Konuşmalarından birinde şöyle demişti:

“Bir insanla (Toplumla) iletişim kurmak istiyorsanız; kendi bildiğiniz dili değil, onun (Onların) anladığı dili kullanacaksınız...”.



Nereden mi çıktı bu örnek?..

Hiiiççç...

Birden aklıma geldi işte...

EKONOMİDEKİ BÜYÜMEYE ŞAŞIRMAMAK LÂZIM...


Yaşı seksenin çok üzerinde bir Lort, kendisinden 60 yaş kadar küçük bir kızla evlenmiş...

Balayını Güney Afrika’da safari yaparak geçirmek istemişler...

Lort hazretleri...

Kendisine yardımcı olsun diye...

30 yaşındaki yeğenini de yanlarında götürmüş...

Balayı seyahatinden dokuz ay kadar sonra:

Genç gelin hamile kalmış...

Lort sevinmiş ama...

Diğer yandan da...

Genç ve güzel eşiyle hiç beraber olmadığı gelmiş aklına...

Merakını gidermek için...

Yeğenini çağırtıp durumu anlatmış:

“Oysa hiç yatmamıştık... Buna rağmen nasıl hamile kaldığını merak ettim...” demiş...

Genç yeğen:

“Amcacığım” diye başlamış söze... “Hani bir gün aslan avına gitmiştik, hatırladınız mı?..”.

“Hatırlamam mı?..”.

“Siz önden yürüyordunuz ve elinizde sadece şemsiye vardı...”.

“Evet evet aynen öyle...”.

“Ve bir aslan çıkıverdi önünüze...”.

“Tabii dün gibi hatırlıyorum...”.

“Amcacığım, şemsiyeyi aslana doğru tutun ve ‘buuuummm’ diye bağırın” dediğimi de hatırlıyor musunuz?..

Lort; “Evet, hatırlıyorum ve aynen öyle yapmıştım... Aslan da birden yere yığılmıştı” dedikten sonra durmuş, düşünmüş...

Çenesini kaşıyarak sormuş:

“Sahi ya... Ateş etmediğim halde sadece ‘boom’ deyince aslan neden ölmüştü?..”.

Genç yeğen açıklama getirmiş:

“Ben arkanızdan hakiki silahla ateş etmiştim de...”.



Demek istemem o ki...

Ekonomideki büyümeye şaşırmamak lâzım...

EKONOMİ NASIL BÜYÜDÜ?..


Biliyorsunuz...

Ekonomik büyümede tarihi rekor kırıldı...

Biraz daha büyüseydik...

Kafamız uzaydan çıkacaktı...



Peki...

Nasıl oldu?..

Ne yaptık da büyüdük?..

Anlatayım...



Diyelim ki...

2019 yılında...

20 katlı bir apartmanın onuncu katındaydık...



2020 yılında...

Zemin kata indik...

2021 yılında bu defa...

  1. kata kadar çıktık...




Eğer...

2019 yılında bulunduğumuz 10. katı değil de...

2020 yılında indiğimiz zemin katı:

“Başlangıç noktası” olarak alırsanız...

Bir yıl içinde 20 kat birden çıkmış olursunuz...



Ama...

2019 yılında bulunduğunuz 10. katı başlangıç noktası kabul ederseniz...

Bir yıl dinlendikten...

Yani...

Bir yılı boşa harcadıktan sonra çıktığınız 10 katı...

Başarıymış gibi sunarsanız...

Gelişmiş ülkelerin yatırımcıları:

Ağızlarıyla gülmezler...

ÇOK AYIP...


Selahattin Demirtaş...

Figen Yüksekdağ...

Osman Kavala...

28 Şubat generalleri...

KHK ihraçları...

Servetlerine çökülen iş insanları...

Ve...

17/25 operasyonlarını yapan:

Polisler...

Polis müdürleri...

Ve savcılar...

Halen (Hem de aileleriyle birlikte) hapiste...



Ve hem de...

Erdoğan Bayraktar’ın net açıklamalarına rağmen halen hapiste...

Çok ayıp...

PATATES KAŞARI DÜMBÜĞÜ...


Adam kendisini, İkinci Abdülhamit’in torunu olarak yutturuyor...

Ve sanki...

  1. Abdülhamit’in
    torunu olduğunu kanıtlaması
    için...


Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmek şartmış gibi:

Aptalca konuşmalar yapıyor...



Bakın...

Bedenindeki deliklerden biri olan alttakinden neler fırlamış:

“Dedem Fatih Sultan Mehmed Han İstanbul’u besmele çekerek aldı, birileri gibi kafa çekerek değil...”.



Ülen hergele...

Ülen patates kaşarı dümbüğü...

Senin:

“Kafa çeken birileri” dediğin o muhteşem insan...

Ve arkadaşları olmasaydı...

Sen bugün...



Bırak besmele çekmeyi...

Burnunu bile çekemeyecek...

Yunanlıların ırgatı olacaktın ya...