Korkusuz

Hayret!.. Kelepçe zorlarına gitmiş...

Hayret!.. Kelepçe zorlarına gitmiş...
O pırıl pırıl, Türkiye’nin göz bebeği gençlerin haklı protestolarına saygı duyduğum için bugüne kadar sustum. Ancak, dayanmanın da bir sınır var!.

Sözlerim gençlere değil. Sakın ha üstlerine almasınlar...

Tepkim, başta CHP olmak üzere bazı malum çevrelere;

Oyların çalındığı referandumlar ve seçimler zorunuza gitmedi,

AKP’li Cumhurbaşkanı zorunuza gitmedi,

AKP’li hakim ve savcılar zorunuza gitmedi,

AKP’li Genelkurmay Başkanı zorunuza gitmedi,

AKP’li Anayasa Mahkemesi Başkanı zorunuza gitmedi,

AKP’li Diyanet İşleri Başkanı zorunuza gitmedi,

AKP’li YÖK Başkanı zorunuza gitmedi,

AKP’li YSK Başkanı zorunuza gitmedi,

AKP’li spor federasyonları başkanları zorunuza gitmedi,

AKP’li Merkez Bankası Başkanı zorunuza gitmedi,

AKP’li MİT Başkanı zorunuza gitmedi,

AKP’li Savunma Sanayi Başkanı zorunuza gitmedi,

AKP’li Emniyet Genel Müdürü, Jandarma Genel Komutanı, il emniyet müdürleri zorunuza gitmedi,

Saymakla bitmez...

Elleri kelepçeli gazeteci, yazar, sanatçı, aydın, bilim insanları emniyete götürülürken zorunuza gitmedi. Bir üniversitenin demir kapısına takılan kelepçe mi çok zorunuza gitti!.. O canım Boğaziçi Üniversitesi’ne ilk defa mı AKP’li rektör atanıyor?.. Bu bir üniversitenin başına ilk defa mı geliyor?.. Daha önce diğer üniversitelerde olup bitenler neydi?..

Bugüne kadar beyinlerimize, yüreklerimize, insanlık onuruna, nefes alma, hayatta kalma, namusluca yaşama haklarına kelepçeler vurulurken nerelerdeydiniz?..

Konuşuyordunuz... Unutuyordunuz... Unutturulmasına yardımcı oluyordunuz !..

Düşün o tertemiz gençlerin yakasından... Siyasi entrika ve dümenlerinizle onların onurlu mücadelesine  gölge düşmesine bari sebep olmayın...

Cumhuriyetin simgelerinden CHP’den bir yol olmayacağı artık ayan beyan ortada... Bırakın da ATATÜRK’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni emanet ettiği gençler, demokratik yollardan, hür iradelerini kullanarak bir şeyler yapabilsinler. Tertemiz seslerini, haykırışlarını siyasetçiler kirletmeden tüm ülkeye duyurabilsinler...

Çekilin kenara ki önleri açılısın!..

★★★

Darbe mi deniyor?..

Acı acı gülüyorum içimden...

Ters köşe siyaseti tam gaz devam ediyor...

Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un bir açıklamasından nem kaparak aldılar sazı ellerine...

Ki, o İlker Başbuğ döneminde kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kumpaslar kuruldu... En fazla subay İlker Başbuğ döneminde kodeslerde çürütüldü... Türk Ordusu’nun mahremine girildi, kozmik oda faş edildi... Türk Ordusu’nun şerefli subayları CIA maşalarının kontrolündeki mahkemelerde yargılandı. Anayasa Mahkemesi askerlerin sivil mahkemelerde değil askeri mahkemelerde yargılanmasına karar vermesine rağmen İlker Başbuğ bunu uygulatamadı. Başbuğ, askerleri Balyoz kumpasında sivil mahkemelere göndermeye devam etti.

Kumpaslar boyunca TSK’da namusuna bunalıp intihar eden askerlerin sayısına ve bunların hangi Genelkurmay Başkanı’nın görevi sırasında meydana geldiğini bir bakın!.. Bir zahmet arşive girin... Sadece bir örnekle hatırlamanıza yardımcı olabilirim belki;

Yarbay Ali Tatar... (Mekanı cennet olsun. Nur içinde yatsın)

Eli kanlı katil, terörist Şemdin Sakık, kimin döneminde askerlerin yargılanması için gizli tanıklık edebildi?..

Ege’deki Türk adaları Yunan tarafından birer birer işgal edilirken, İlker Başbuğ, şoförler federasyonu başkanı mıydı?..

Tüm bu olup bitenlere ve hatalarına rağmen İlker Başbuğ’un “terörist” olarak yargılanmasına ve hapis yatmasına da itiraz etmişimdir ve hâlâ bu isyanım devam ediyor...

Ancak gerçek olan şu ki;

Saray iktidarı ve küçük ortakları, gerçekler konuşulmasın diye fırsatı ganimete çeviriyor...

Millet geçim sıkıntısı içinde inim inim inlerken saltanat konuşulmasın...

Açlıktan insanlarımız intihara sürüklenirken kimse duymasın, görmesin...

Antalya’da plaja çekilen araştırma gemilerimizi kimse hatırlamasın...

İflas bayrağını çeken dış politikamızı kimse eleştirmesin...

Ege’de Akdeniz’de işgal edilen adalarımızı kimse yazıp çizmesin...

İşçi, memur ve emekliye layık görülen sadakadan kimse bahsetmesin...

Sahte işsizlik ve enflasyon verileri hiç kimsenin aklının ucundan dahi geçmesin...

Kadın cinayetleri, tacizler, tecavüzcüler unutulsun...

Suriyeli sığınmacılara harcanan milyar dolarlardan hesap sorulmasın...

Yandaşlara ve Araplara yağmalatılan varlıklarımız konuşulmasın...

Burnumuzun dibinde kurulan sözde Kürt devleti hazmedilsin... Kimse ileri geri laf etmesin, akıllara dahi getirmesin...

Vaktiyle kendi askerinin haklarının zerresini bile koruyamayan bir GenelKurmay eski Başkanı üzerinden fırtınalar koparılıyor. Öyle mi?..

Çook üzülüyorum... Üzülmekten öte kahroluyorum!..

Çook karanlık günlerden geçiyoruz...

Akılların firar ettiği bir memlekette, yaşananlar çok acıklı oluyormuş meğerse!..

★★★

Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar.  Mekanları cennet olsun.