Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Hapsedilmiş para nedir?

Kübalı göçmen ve petrolcü Charles G. Rebozo:

ABD Başkanı Richard Nixon’ın:

“En yakın arkadaşı” olarak biliniyordu...

Hatta:

“Sırdaşı...”.



Nixon bu kankasını asla politikaya sokmadı...

Ne Temsilciler Meclisi’ne girmesine izin verdi...

Ne de Senato’ya...

[caption id="attachment_405052" align="alignnone" width="600"] Nixon[/caption]



Kimilerine göre Rebozo:

Kirli işler için:

“Güvenilir...”.

“Sadık...”.

Ve daha da önemlisi:

“Becerikli...”.

Ve hatta...

“Yüzsüz” bir iş arkadaşıydı...



Rezobo bir gün...

Kendisinin en az Başkan kadar yakın arkadaşı, Amerikalı milyarder iş insanı Howard Hughes’dan...

Nixon’a teslim edilmek üzere:

100.000 dolar aldı...



Nixon, Watergate skandalı nedeniyle istifa etmek zorunda kaldığında...

Bu “borç alma” eylemi ortaya çıktı...



Senato’da hesap veren Nixon...

Parayı aldığını...

Ancak...

3 yıl kasada tuttuktan sonra:

Hughes’a iade ettiğini söyledi...



Amerika demokratik hukuk devleti için...

Paranın alınmış...

Ve sonra...

Hiç kullanılmadan iadesi:

Sorun değildi...



Mesele:

100 bin dolar gibi büyük bir meblâğın (Yıl 1970, yıllık enflasyon %20 idi...).

Ekonomide işlem görmesi yerine...

Üç yıl kasaya hapsedilmesiydi...



36 ayda ortalama 36 kez satın alma işlevi görmesi muhtemel bu 100 bin dolar...

Amerikan ekonomisini 3 milyon 600 bin dolarlık işlem hacminden...

Ve...

Asgari 1.5 milyon dolarlık da tüketim ve gelir vergisinden mahrum bırakmıştı...



Ve ve ve...

Yıllık % 20 enflasyon...

100 bin Amerikan dolarının
satın alma gücünü:

51.200 dolara düşürmüştü...



Paranın rüşvet olarak alınıp alınmadığından daha önemli olan...

Dünyanın en büyük ekonomisini yöneten bir Başkan’ın...

Böylesine aptalca hareket etme hakkının olmamasıydı...



Ne demek mi istedim?..

Mevcut Hükümet...

Ya da:

Müstakbel hükümet...

Lütfen...

Milli paramızı...

Ya da...

Rezervlerimizi:

Hapsetmeyin...

Bırakın:

Ekonomiyi çevirsinler...



Yeter ki...

Paraya özgürlük verirken:

Dürüstlükten...

Ve...

Temiz ahlâktan:

Vazgeçmeyin...

Açıklama


İçinizde:

“Yanlış düşünüyorsun” diyecek olanlar vardır...

Lütfen:

“Bana göre” diye şerh düşün...

Çünkü...



Fikrin yanlışı olmaz...

Bilginin yanlışı olur...

Yazımdaki Nixon’la ilgili olan kısım:

Bilgilerim (John. K. Galbraith. “PARA nereden gelir nereye gider”. Altın kitaplar. Sayfa 9...).



Daha sonrakiler ise:

Tezlerim...

Kişiler yanlış


John Maynard Keynes’in para politikası anlayışından bir cümle:

“Ekonominin durgunluk yaşadığı dönemlerde para arzı arttırılır, normal dönemde ise para arzı sıkı şekilde kontrol altında tutulur...” (Para Üzerine Bir İnceleme. Hasan Âli Yücel. Klasikler Dizisi...).

[caption id="attachment_405053" align="alignnone" width="600"] Keynes[/caption]



Keynes’in liberal ekonomi anlayışını...

Milton Friedman’ın “sıkı paracı” ekonomi politika anlayışına tercih ediyorum...



O nedenle...

Mevcut iktidarın bazı konularda...

Ve çok seyrek:

Doğru yapmak istediğini düşünüyorum...

Ama...



Doğru politikaların ancak...

Doğru kişilerle uygulanacağına inandığım için:

Destek vermiyorum...

İnanıyorum


Karşısından yürüyerek gelen bir adam Nasrettin Hoca’yı görünce durdu...

“Selamünaleyküm” dedikten sonra sordu: “Falanca köye ne kadar zamanda giderim...”.

Hoca cevap vermedi, yoluna devam etti...

Birkaç dakika sonra, adamın arkasından seslendi:

“İki cigara içimlik yolun var...”.

Az önce cevap alamayan adam şaşırdı...

“Demin neden söylemedin?..”.

“Yürüyüş hızını görmek istedim de ondan” dedi Hoca...



Bu kıssayı neden mi anlattım?..

Söyleyeyim...





Dün:

“SÖZCÜ TV için neden bir şeyler yazmadın?..” diye eleştiriler geldi...

Onlara:

“Cuma günü yazacağım” diye cevap verdim...

Çünkü...



Bu yazıları yazarken SÖZCÜ TV’nin ilk günüydü...

Sabah – öğlen arası, Çağla ile Murat’ın “Sabah Şerifleri” programını izledim...

Çağla tam bir ekran yüzü...

Ses tonu da vurgulamaları da çok iyi...



Murat için ne diyeyim ki?..

Zaten kendini kanıtlamış...

Youtube içerik üreticileri arasında da en iyilerden biri...



Ana haberi ise henüz izlememiştim...

Siz bu satırları okurken izlemiş olacağım...

Ve haliyle...

Görüşüm oluşacak...

Sosyal medyada ve kendi Youtube kanalımda SÖZCÜ TV için başarı dileklerimi iletmiştim...

Buradan bir kez daha iletiyorum...

Ve...

Başaracaklarına:

İnanıyorum...

Halk masum mu?


Atatürk demişti ki:

“Her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır...”.



Ey:

“Neden, kariyer üzerinde bu kadar çok duruyor, neden iktidardan çok milleti eleştiriyorsun?” diyenler!..

Cevap veriyorum:

Atatürk’e inandığım için...

Yıllardır hapiste


Selçuk Bayraktar, yaşamadığı ama kayınpederinden dinlediği 28 Şubat’ı şöyle kınıyor...

“Sadece dindar oldukları için eğitim ve iş imkanları elinden alınan genç kızlar...

Mesleğinden ihraç edilen askerler...

Başörtüsü yasağı, ikna odaları, katsayı engeli...

Hak ve özgürlükleri gasp edilen milyonlarca insan...

Unutmadık, unutmayacağız!..”.

[caption id="attachment_405055" align="alignnone" width="600"] Bayraktar[/caption]



İyi ama Selçuk...

O süreçte ben...

Yargının mağdur ettiğine inandığım kayınpederini koruduğum için...

“Suç olan fiili övme suçlamasıyla” bir savcılık soruşturması geçirdim...

“Kovuşturmaya gerek yok” kararı verildi...



Bir de yine kayınpederini koruduğum için:

“Yargıya hakaret iddiasıyla” ağır ceza mahkemesinde yargılandım...

İlk duruşmada beraat ettim...



Kayınpederinin 20 yıldır yönettiği Türkiye’de...

Bizzat kayınpederinin şikâyeti üzerine kaç defa yargılandığımın ise:

Sayısını unuttum...



Hatta...

“Erdoğan da Putin’le birlikte dondurmayı yalayarak yedi” dediğim iddiasıyla...

1 yıl 20 gün hapis cezasına mahkûm edildim...



Daha da ilginci Selçuk...

“... Dindar oldukları için eğitim ve iş imkanları elinden alınan genç kızlar” diyorsun ya hani...



28 Şubat sürecinde...

Hiçbir genç kız...

Hiçbir kadın...

“Dindar ve başı örtülü” olduğu için hapse atılmadı...

Ama Selçuk...



Kayınpederinin 20 yıldır yönettiği Türkiye’de...

Binlerce...

Dindar...

Ve...

Başı örtülü...

Kızımız...

Kadınımız:

Yıllardır hapiste...

Dünün tweeti


Dahiliye Doktoru

@DahiliyeDoktoru

DHY kurası az önce sonuçlandı.

Sayın @drfahrettinkoca tebrikler...

Binası enkaz, kalacak yeri olmayan, barınamayacağım yere beni Gastroenteroloji uzmanı olarak atadınız.

Beni orada nasıl değerlendireceksiniz bakalım? Bu arada destek olan arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Dünün talebi


E.Can G.

@edosigo

Üstüne düşeni yapıyorsa, o halde neden/nasıl bu korkunç sürece maruz kalıyor. Biri anlatsın. Kimse istifa etmiyorsa eğer demek ki tek bir suçlu bile yok. Binlerce insanın ölümü doğal bir durum olarak karşılanıyor. Yani biz bunu “kader” deyip geçecek miyiz? BANA AÇIKLAMA YAPIN!