Yüzde 20 komisyon almış...
Yani...
46 milyar dolar...
Malezya’nın yeni yönetimi bu paranın peşine düşmüş...
★
AKP iktidarı da son 18 yılda 230 milyar dolarlık kamu ihalesi yapmış ama...
Bunlar adil bir yarışma sonucu 1000 müteahhit arasında paylaşılmış...
Kimileriniz diyeceksiniz ki:
“Muhalefet partileri 230 milyar dolarlık ihalenin sadece 5 firma arasında pay edildiğini iddia ediyor...”.
★
Adı üstünde işte...
“İddia...”.
Hem Türkiye’de muhalefet böyle bir şey...
Dilinin kemiği yoktur...
Sürekli suçlarlar onlar...
Alkışlamayı bilmezler...

Onların ülkeyi yönettiği 50 yılda memleket buzdolabına hasretti...
Otomobil yoktu da...
İşe bisikletlerle gidip geliyorduk...
Ne çabuk unutuldu bunlar?..
★
20 yıl önce gaz veya ispirto ocağı kullanıyorduk...
Bir de bugüne gelin...
Bütün evlerde ankastre fırınlı ocaklar...
Hem de sudan ucuz...
★
Yani canım dostlarım...
İyi ki ülkemizde Malezyalılar gibi hırsız yöneticiler yok...
İyi ki koca yürekli halkımız Malezya Başbakanı Necip Rezak gibi bir soyguncu politikacıyı seçmedi...
★
İyi ki...
Bizimkiler asla yalan söylemez...
Beyt ül mala el sürmez...
Haram yemezler...
Çünkü...
★
Türk Müslüman siyasetçinin alnı secde görür...
Alnı secde gören politikacı namusludur...
Şereflidir...
Temiz ahlâklıdır...
Ya...
Halimize şükredelim...
Yatalım kalkalım şükredelim hem de...
BİRKAÇ GÜNDÜR YİNE KAPADILAR GÖZLERİNİ...
2-3 yaşlarındaki çocuklara “Hadi gel saklambaç oynayalım” deyin ve saklanmasını söyleyin...
Gözlerini kapadığını göreceksiniz...
Neden?..
Sizi görmeyince...
Sizin de onu görmediğinizi zanneder de ondan...
★
AKP Genel Başkanı, bakanları ve milletvekilleri işte o küçük çocuklar gibi...
Gözlerini kapadıklarında sorunları görmedikleri için...
Sorunların da kaybolup bittiklerini sanıyorlar...
★
Hatırlayın...
Bir buçuk ay öncesine kadar...
Ve hatta...
Yaklaşık iki buçuk yıl süreyle AKP Genel Başkanı ekonomik krizde gözlerini kapadığı için, bıçağın kemiğe dayandığını görmedi...
MB döviz rezervlerinin eksi 50 milyar dolara dayandığı gerçeğinden de keza...
Gözlerini kapayarak kurtulacağını zannetti...
★
Birkaç gündür yine kapadılar gözlerini...
Gözü açık olanların seslerini duyunca da “itiraz” ediyor...
Olan biten felâketi görmedikleri gibi duymak da istemiyorlar...
SOSYAL PATLAMAYA DAVETİYE ÇIKARMAKTIR...
Asgari ücretin yüksek tutulmasının daha çok işsizliğe sebep olacağı iddiası, ilkel bir kapitalist yalanıdır...
Çünkü...
Milyonlarca insanın açlık sınırının bile altında bir gelirle yaşamaya zorlanmasının sosyal maliyeti hiçbir iktisadi maliyetle ölçülemez...
★
103 yıl önceye dönmek mümkün olsaydı...
Ve...
Rus Çarına:
“1917 yılı Ekim ihtilalinden sonra ulusunuzun başına gelecek olanları bilseydiniz ne yapardınız?” diye sorulsaydı...
Vereceği cevap mutlaka:
“Sarayımın ve ordumun harcamalarını kısar; halkımın refahını arttırırdım” olurdu...
★
Liberal olarak bilinen sevgili dostlarım; “İşsizlik rekor düzeydeyken, asgari ücrete aşırı zam işsizliği daha da arttırır. Az sayıda insan daha çok kazanırken, çok sayıda insan hiç para kazanamaz” deyişi ilkel kapitalist düşünceden ibarettir...
Sosyal patlamaya davetiye çıkarmaktır...
OLAY TV NEDEN KAPANDI?..
OLAY TV 26 gün ve hem de harika bir merkez medya anlayışıyla yayın yaptıktan sonra kapatma kararı aldı...
Sebep?..
Saray’dan gelen talimat...
★
Bahane:
İP Genel Başkanı Barış Atay’ın konuk edilmesi...
Nevşin Mengü’nün kadroda yer alması...
Kanal 7’deki iktidar yanlısı tetikçilerin kanalda çalışmalarıyla ilgili verilen emrin kabul edilmemesi...
★
Oysa...
Tüm gelişmiş ülkelerde kabul edilir ki:
Gazetecilerin ve medyanın özgür olmadığı...
Kadroların saraydan atandığı ülkelerdeki rejimin adı faşizmdir...
SOSYAL FAYDA İKTİSADİ FAYDADAN EHEMMİYETLİDİR
İktisatta “fayda/maliyet” diye bir kavram vardır...
Buna “fonksiyonel olma” da diyebilirsiniz...
Sizin için 100 bin lira bile etmeyecek bir eve başkası gözünü kırpmadan 1 milyon lira ödeyebilir...
Çünkü...
★
Başkası için 1 milyon lira edebilecek olan evin sizin için hiçbir fonksiyonu yoktur...
O eve 1 milyon lira vermeyi göze alan için ise evin fonksiyonel değeri...
Belki 1 milyon liradan bile daha fazladır...
★
Sözün özü...
T.C. Anayasasının üçüncü maddesinde yer alan “Sosyal Devlet” kavramının amacı...
Ülkeyi yöneten siyasi kadroların sosyal faydayı iktisadi faydanın önüne almaları gerektiğidir...
Zira...
Sosyal faydanın fayda/maliyet çarpanı hemen her zaman, iktisadi faydadan yüksektir...
ERDOĞAN KARADENİZLİ DEĞİL Mİ?..
Sosyal medyada bir yurttaş, paylaşımında şöyle diyor:
“Karadenizliler kendi aralarındaki kavgayı bize din diye yutturuyorlar...”...
★
Ve sonra...
Türkiye’de tanınmış ve dini gündemi oluşturan isimleri ve doğum yerlerini sayıyor...
Hepsi Karadenizli...
★
Bunu yapan arkadaş sadece Erdoğan’ın adını saymıyor...
Neden acaba?..
Erdoğan’ın Karadenizli olduğunu mı bilmiyor?..
Din konusunda en etkin kişi olduğunu kabul mü etmiyor?..
HÜSMEN’İN ALDIĞI BÜYÜK DERS
Hüsmen ağır ve idam cezası gerektiren bir suç işlemiş...
İnfaz edilmeden önce görevli Savcı:
“Son sözün ne?” diye sormuş...
Hüsmen cevap vermiş:
“Bana ders olsun be yaaa... Bi da suç işlersem ekmek musaf çarpsın...”.
VERGİ TOPLAMAK BİR SANATTIR...
Fransız politikacı ve ekonomist Jean Baptiste Colbert 17. yüzyılda yaşadı...
Saray’ın vergi zulmüne karşı şöyle demişti:
“Vergileme sanatı, mümkün olduğunca fazla tüyü, mümkün olan en az bağırtıyla toplayabilmektir...”.
Colbert, “Ey Kral” demek istemişti, “Vergi toplayacaksan topla ama insanların canını yakma...”