Korkusuz
Ümit Zileli

Ha gayret neredeyse bitirdiniz!..

Tarımdan hiç hazzetmediler...

İktidara gelmeden önce üçlü koalisyon döneminde çıkarılan ve “Kemal Derviş Yasaları” olarak bilinen 15 yasa içinde tarımla ilgili olan kısımlara ayrı bir özen gösterdiler, sıkı sıkıya riayet ettiler!

Mesela, çiftçinin kendi tohumunu ekmesini yasaklayan bölüme özel önem verdiler; orada kendi ürettiği tohumu kullanmaya kalkışan çiftçiye hem hapis hem de para cezası verileceği yazıyordu! Bunun yerine İsrail’den yalnızca bir kullanımlık tohumlar ithal ettiler!

Zamanın ABD Başkanı Bush’un özel ricasıyla dünya devi Cargill şirketine kucak açtılar; bu şirketin Bursa yakınlarında Nişasta bazlı şeker (NBŞ), diğer adıyla “zehirli şeker!” üretmesi için fabrika kurmasına bile izin verdiler.

Diğer taraftan şeker fabrikalarını özelleştirip, şeker pancarı üretimine ölümcül darbe vurdular; küspesi bile besi hayvancılığı için altın değerinde olan şeker pancarının da böylece köküne kibrit suyu ekilmesine öncülük ettiler!

Özelleştirilen fabrikaların arazileri AVM’lere, lüks sitelere, villalara meze oldu! Binlerce insan işsiz kaldı, sosyal hayat gözetilerek 1925’lerden itibaren kurulan şeker fabrikalarının kapısına da kilit vurulmuş oldu!.. Daha geçenlerde NBŞ üretimine yüzde 100’e varan oranda artırım izni de verdiler!

-Bunların yalnızca başlangıç olduğunu yıllar içinde anlayacaktık!

Çiftçiye üreticiye büyük zulüm!


Mesela, dünyanın en iyi ve açık ara en fazla fındık üretimini yapan üreticiye etmediklerini bırakmadılar!

Dünya fındık rekoltesinin yüzde 70’ini karşılayan Türk üreticisi, bir zamanlar emeğinin karşılığı ile insanca yaşayabilirken, ev, araba alabilirken öyle taban fiyatlar verip, gübreden mazota öylesine zamlar yaptılar ki, o üretici kendi bağında, bahçesinde ırgat durumuna düşürüldü! Üretici bağını bahçesini satmak, sonra da aynı bahçede ücretli işçi olmak zorunda bırakıldı!

Fındığın “kaymağını” da italyan çikolata devi Ferrero Spa yedi, yemeğe de devam ediyor! Gidin Karadeniz’e bakın bakalım; Ferrero’nun girmediği, sömürmediği yer kaldı mı?

Yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en verimli ovalarından Gediz Ovası’nda neredeyse üretim yapılamaz hale gelindi. Dünün üreticisi bugün madenlere mahkum! Pamuğun kralını üreten, “pamuk merkezi” olarak anılan, üzerine kitaplar yazılan, filmler çekilen Çukurova’ya, Söke’ye bir uğrayın bakalım ne kadar pamuk göreceksiniz?

-Artık pamuk ithalatçısıyız!

Dünyanın buğday, arpa deposu Anadolu, yüzlerce çeşit tohumun anayurdu Türkiye bugün dünyanın neredeyse her yerinden her şeyi ithal eder duruma düştü! Mercimeği Kanada’dan, patatesi hem de savaş halindeki Suriye’den, alıyoruz! İthal etmediğimiz ne hububat cinsi, ne de bakliyat kaldı!

-Yahu, bildiğimiz samanı bile Bulgaristan’dan ithal ediyoruz, iyi mi!

Alay eder gibi ithalatta gümrük vergisi de sıfırlandı!


Bu iktidar, yaklaşık 20 yıldır yönetimin başında...

20 yılda bu ülkede çiftçilik, üreticilik yapan kaç kişi kaldı biliyor musunuz?

-Yaklaşık 500 bin!

Koskoca ülkede yalnızca 500 bin kayıtlı üretici! Milyonu aşkın üreticinin yarısı ağır şartlar nedeniyle toprağını terk etmiş, kentlere el kapılarında çalışmaya gitmiş durumda!

Bakın, toplumun temel gıda maddelerinden ayçiçek yağı bir yıl içinde tam yüzde 60 zamlandı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar açıkça uyardı:

-Bu gidişle ayçiçek yağı lüks tüketim maddesi olarak raflardaki yerini alacak!

Uyarılar, feryatlar, ekim yapmayı bırakan yüzbinlerce üretici, bunların hiçbiri bu iktidara hiçbir şey anlatmıyor, ne yazık ki... Ülkenin tarım bakanı “Paramız var ki ithalat yapabiliyoruz” diyebiliyor!

Son olarak, daha dün Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile nohut, yeşil ve kırmızı mercimek, buğday, mahlut, tohumluk çavdar, beyaz ve maltlık arpa, tohumluk yulaf, mısır ve buğdaygiller ailesinden bir bitki tohumu olan sorgum tohumu ithalatında gümrük vergisi 31 Aralık 2021’e kadar sıfır olarak uygulanacak, iyi mi!

Bu ürünler, bu yıl kuraklıktan etkilenen ve dikkat edin üretimi düşen ürünler? Niçin düştüğünü yazı boyunca anlatmaya çalıştım! Bu sıfır vergiyle birlikte Türk üreticisinin elindeki ürünü de yok pahasına gasp edilecek, hiç kuşkunuz olmasın! Söylenecek çok şey var ama bir cümleye sığdırmaya çalışayım:

-Ha gayret, giderayak tarımı bitirmenize ramak kaldı!..