Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Günümüz Şinasilerine örnek olabilir mi?

Ünlü Osmanlı Şair ve yazarı Şinasi, kısa sayılamayacak bir süre:

Paris’te yaşadı...

Eğitimini tamamlayıp İstanbul’a döndüğünde...

Tanzimat’ı ilân eden Sadrazam Mustafa Reşit Paşa için dört kaside yazdı...





Şinasi, Reşit Paşa’ya hayrandı...

Onun:

Devlet yönetimine Batılı anlayışı getirmesi...

Yeni ve yenilikçi bir dönemi başlatması çok hoşuna gitmişti...

Reşit Paşa için yazdığı kasideden (Övgü şiiri) bir bölümü sizlerle paylaşmak istedim...

Şöyle:



Şem’idir kalbimizin cân ile mâl ü nâmus

Hıfz için bâd-ı sitemden olur adlin fânûs

Ettin âzâd bizi olmuş iken zulme esir

Cehlimiz sanki idi kendimize bir zencir

Bir ıtıknâmedir insana senin kanunun

Bildirir haddini sultana senin kanunun



Şair için:

“Mal, can ve namus” kalbimizin mumudur...

Mustafa Reşid Paşa ise adalet fanusu...

İşte o fanus:

O üç mumu:

Kötülük rüzgârından korumaktaydı...

Halk, cehalet zinciriyle (Sultan’a) esir olmuş iken...

Reşit Paşa, ilân ettiği Tanzimat Fermanıyla:

Kendilerini kulluktan çıkarmıştı...

Sonunda o kadar ileri gider ki Şair...

Reşid Paşa’nın çıkardığı kanunların Sultan’a bile haddini bildireceğini söyleyecek kadar arttırır övgü dozunu...



1865’de bir kez daha Paris’e giden Şinasi:

1871’de İstanbul’a döndüğünde...

Osmanlı’nın nasıl bir felâketin içinde olduğunu...

Saray’ın (Padişah Abdülaziz) kendi çıkarlarından başka hiçbir şey düşünmediğini...

Halkın sefalet içinde yaşadığını görür...

Bu duruma nasıl itiraz edeceğini de bilir...

Ama...

Saray’la arasını da bozmak istemez...



Yani canlarım...

Günümüzde Saray’a doğrudan yalakalık yapanlar olduğu malumunuz...

Ama bir de...

Yılmaz Erdoğan gibi:

Günümüz Şinasileri var...





Halkın çektiği çilenin farkındalar...

O çileleri anlatabilecek birikimleri de var...

Ancak...

Seçime de bir hafta var...

Hele şu seçimler bir geçsin...

Bay Kemal cumhurbaşkanı olsun...

Siz o zaman görün Yılmaz Erdoğan...

Ve...

Yılmaz Erdoğan’ları...

Zor olacak ama


14 Mayıs seçimlerini Erdoğan’ın kazanma ihtimali çok düşük...

Ama...

Kimi uzmanlara göre:

Sıfır değil...





Sadece bizler değil...

Tüm uygar dünya biliyor ki...

Seçime iki gün kala:

“Milletin iradesine ve demokrasimize gölge düşürmeyiz, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi hayatımız pahasına istiklâl ve istikbalimize sahip çıkarız...” diyen Erdoğan kazanırsa:

Siyasi rakiplerine...

Muhalif medyaya...

Ve...

Bağımsız STK’lara karşı...

Çok daha sert bir müdahale edecek...



Süleyman Soylu daha da ileri gitti:

“Tepelerinde tepineceğiz” dedi...



Peki...

Bu kötü olasılık gerçekleşirse ben ne yapacağım?..

Tabii ki:

Mücadeleme devam edeceğim...

Ancak...

Totaliter bir rejimde...

Beş sene daha muhalefet etmek...

Bugünkünden çok daha:

Zor olacak...



Soru:

Dayanabilir miyim?..

Cevap:

Dayanmalıyım...

Bu arada itiraf etmeliyim ki:

Tek güvencem sizlersiniz...



Elbette içinizde az sayıda da olsa:

“Yiğitsin” deyip canımdan...

“Cömertsin” deyip malımdan edenler çıkacak...

Ama...

Ben:

Bilhassa genç kuşakların gelecekleri için mücadeleme devam edeceğim...

İmkân yok


Soru:

“Rusların seçimi; Erdoğan lehine etkileyebilme güçleri var mı?..”.

Cevap veriyorum:

Rakamla: 0...

Yazıyla: Sıfır...





Etkileye-bilecek güçleri olsaydı...

Erdoğan’ı paraya boğarlar...

Putin, Akkuyu’daki açılışa bizzat gelir...

Esad’la el ele ve taze çekilmiş kahve kokusunda görüntülerini:

Yayınlarlardı...



Bunların hiçbiri, olmadığına göre...

Seçimi Erdoğan lehine etkileyebilmelerine de:

İmkân yok...

Günün haberi


Kemal ÖZKİRAZ

@avrasyaanket

Dünkü yazılarımdan birinin başlığı şöyleydi:

“İktidar beslemesi troller İnce’yi de mağdur ettiler...”.



Haklı çıktım...

Nasıl mı?..

Kemal Özkiraz’ın haberini okuyunuz lütfen...



Kumpas çöktü.

İnce’ye operasyon yapan hesap ve Ali Yeşildağ’ı taklit eden Ali_Yesilda hesabının id’si 1518344680739590145.

Bu hesap geçmişte “RTE sevdalısıyım” diyen sahte bir psikolog hesabı çıktı.

Dr. Tugrulcan Elmas (Bilgi İşlem Mühendisi) kumpası ortaya çıkardı.

Ali Yeşildağ dünkü videosunda hesabı Fahrettin Altun’un adamlarının açtığını ve sahte olduğunu iddia etmişti.

Günün mektubu


Türker Ertürk

@Orsatramola

 

Sayın Putin,

Seçim sürecine girmiş Türkiye’de hem içeride hem de dünya kamuoyunda itibarını ve kredisini yitirmiş bir iktidarı destekliyor olmanızı şaşkınlıkla izliyorum.

Türkiye ve Rusya arasında tarihi derinliği olan, karşılıklı güvene, çıkara ve saygıya dayanması gereken iş birliğimizi kısa vadeli çıkarlarınıza kurban etmeyiniz.

Sizden beklenen tarafsız kalmanız ve Türkiye’deki halk iradesinin demokratik olarak tecelli etmesini engelleyecek her türlü girişimden kaçınmanızdır.

Saygılar sunarım

Ne yapalım




YSK Başkanı Ahmet Yener dedi ki:

“Seçim günü enerji kesintisi ve siber saldırı gibi teknolojik altyapıya ilişkin tüm tedbirler alınmış, gerekli deneme testleri de yapılmıştır. Şu an itibarıyla YSK, il ve ilçe seçim kurullarımızca, seçimlerin sağlıklı ve güvenli bir ortamda yapılabilmesi için tüm önlemler alınmıştır.”



Soru:

İnanalım mı?..



Cevap:

İnanmayalım da ne yapalım?..



“Yalan söylüyorsun” deyip YSK’yı basalım...

Adamı mı dövelim?..



İnanmasak da en azından inanmış gibi yapıp...

Sandığa gitmeye...

Ve...

Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti için oy vermeye mecburuz...

Gönderilirlerse


Erdoğan’ı korumak...

21 yıllık iktidar döneminin en feci uygulaması olan mülteci işgalini savunmak isteyenlere göre...

Mülteciler gönderilirse:

Ekonomik kriz derinleşir/miş...



Aksine...

Mülteciler gönderilirse:

İstihdam...

Kira...

Ve...

Talep kaynaklı enflasyon sorunları çözüleceği için...

Olağanüstü bir rahatlama yaşanır...

Tıpış tıpış


Erdoğan:

“Milletin iradesine ve demokrasimize gölge düşürmeyiz, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi hayatımız pahasına istiklâl ve istikbalimize sahip çıkarız...”.



Tercümesi:

“Kaybedersem gitmem...”.



Milletin sesi:

“Gideceksin...

Hem de...

Tıpış tıpış gideceksin...”.