Korkusuz
Can Ataklı

Gökkuşağını görünce, tıpkı boğalar gibi saldırıyorlar!

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

Gökkuşağını görünce, tıpkı boğalar gibi saldırıyorlar!


Geçen hafta orta öğretim okullarına imam atanacağı haberi üzerine yaptığım bir yorum nedeniyle sosyal medyada linçe uğradım, muhtemelen görmüşsünüzdür.

Bunlara çok alıştığım için aslında pek de aldırmıyorum.

Ancak güya eleştiri adı altında gelen bir mesajı anlamamıştım.

Gelen mesajda, “Buna da bir çift sözün olur mu, ama sıkar değil mi?” diyordu.

Mesajın altında bir fotoğraf vardı.

Sanıyorum bir ilkokul mezuniyet töreninde çekilmiş bir fotoğraftı.

Öğrenci önde karnesiyle duruyor arkasında öğretmen, çocuğun yüzü kapatılmıştı.

İlk bakışta ne olduğunu anlamadım.



Meğer arka planda süsleme yapılmış ve rengarenk konfetiler kullanılmış.

Sapık ruhlular, “bunun LGBT’yi destekleme amacı taşıdığını” düşünüyormuş.

Öğretmen aleyhine kampanya başlamış ve o fotoğraftaki öğretmen yine anında açığa alınmış.

Kepazeliğin dik alası bir durum.

Konuyla ilgili bir yazı yazmaya hazırlanırken Ayşe Arman’ın bu fotoğrafı kendi Instagram sayfasına koyduğu gördüm.

Altına da çok güzel bir yazı yazmış.

Bunu sizinle paylaşmak istiyorum.

Ve şu çağrıyı yapıyorum; “Türkiye’mize yazık etmeyin, bu öğretmeni görevine iade edin!”

İşte Ayşe Arman’ın yazısı:

Bitmişiz biz. Çok korkunç bir toplum olmuşuz. Yazık! Eski bir belediye başkanı hedef gösteriyor, 25 yıllık bir öğretmen apar topar görevden alınabiliyor!

Olay, 16 Haziran’da yani geçtiğimiz cuma, karne günü yaşanıyor. Veliler, çocukların fotoğrafları kara tahtanın önünden çekilmesin diye süslemek istiyor. Öğretmenin haberi bile yok.

Veliler de çocuklar küçük diye, tahtanın önünü rengarenk süslüyorlar. Fotoğraflar çekiliyor.

Bir veli de çocuğunun fotoğrafını Instagram’da paylaşıyor.

Veee kıyamet kopuyor.

Gökkuşağı teması sadece LGBT’nin tekelindeymiş gibi Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek, akıl almaz ithamlarda bulunuyor. Emirgan İlkokulu’nun 20 yıllık öğretmeni Emine Hoca, linçlerin hedefi oluyor.

Hem Emine Öğretmen hem de okulun müdiresi cumartesi günü öğleden sonra 4 gibi açığa alınıyor.

Çocukları mutlu etmek için süsleme yapmak isteyen velilerse kendilerini suçlu hissediyorlar.

Resmen ağlıyorlar. ‘Bizim yüzümüzden oldu, hocamızın haberi bile yoktu!’ diyorlar. Az önce bana ulaştılar. İnanmak istemedim yaşananlara. Ayrı ayrı birkaç veliyle görüştüm. Hepsi de aynı şeyi söylüyor.
“Öğretmenimiz kendini öğrencilerine vakfetmiş ve her zaman ahlaki duruşunu sergilemiş ve herkes tarafından sevilen saygı duyulan muhterem bir şahsiyettir. Okulumuz da çok köklü ve saygın bir kurumdur. Bu yaşananlara inanamıyoruz. Üstelik gökkuşağı teması kullanmak da velilerin tercihiydi. Ne öğretmenimizin ne de müdiremizin haberi yoktu. Kaldı ki olsa bile ne olur? Gökkuşağı sadece LGBT’nin mi? Bu, bir doğa olayı. Üstelik çocuklar, renklere ve gökkuşağına bayılır. Sırf rengarenk bir süsleme yüzünden LGBT ile suçlamak ne demek? Rengarenk bir fotoğraf panosu yapıldı diye alel acele açığa alınmak ne demek? Ayrıca LGBT’li olmak da suç değildir! Saygın bir öğretmenin de küçücük çocuklara LGBT’li mesajı verecek hali yok!”

Emine Öğretmen üzerinden oluşturulmaya çalışan LGBT algısı kabul edilemez. Bir hocaya bir okula bu haksızlık yapılamaz!

#emineöğretmeniçinADALET

BUNU YAZMAK GEREK

Can Atalay kimdir biliyor musunuz?


Milletvekili seçildiği hala hukuksuz biçimde hapiste tutulan Can Atalay, Gezi Davası sanıklarından.

Hakkındaki mahkumiyet kararı henüz onaylanmadı.

Yandaş medya, Can Atalay’ı Gezi Direnişi nedeniyle karalamaya devam ediyor.

Oysa Can Atalay adı sadece Gezi Direnişi ile anılamaz.

Atalay’ın dostları sosyal medyada “Can Atalay kimdir biliyor musunuz?” başlıklı bir yazı paylaşmışlar.

Sizler de okuyun istedim:

Mağdurların avukatıdır. Aladağ’daki kız yurdunda diri diri yanmış çocuklarımızın daha cenazesi kaldırılmamışken yurdun dolabında kalan 35 kilo eti isteyenlere, “Ben o eti sizin burnunuzdan getireceğim” diyendir.

301 madencimizin öldüğü Soma faciasında ve ardından Ermenek maden kazasında “adalet ve hak” peşinde koşandır.

Çorlu’daki tren kazasında hayatını kaybedenlerin avukatlığını üstlenendir.

Havai fişek fabrikası patlamasında hayatını kaybeden 7 işçinin, yaralanan 127 işçinin ailesinin avukatlığını yapandır.

Gezi Parkı planlarını iptal ettirendir.

Validebağ Korusu’nu, Emek Sineması’nı korumak isteyendir.

Seçilmiş milletvekilidir. Ait olduğu yere gelmelidir. Kim olursanız olun, hangi partiden olursanız olun ‘adalet ve hukuk’u herkes için istemezseniz insanlık hasar alır.

YENİ ÖĞRENDİM

Göstermek için dışarıdan getirdikleri TOGG’ların tanesine 155 bin 441 dolar ödemişler


İktidarın seçim kampanyasında halkta “ilk ve yerli milli otomobili biz yaptık” algısı oluşturmak için yoğun biçimde kullandığı TOGG otomobillerin bir kısmının yurtdışında imal ettirilerek getirildiği iddiaları var biliyorsunuz.

Ancak ne zaman bu konuyu gündeme getirsek saray medyası ayağa kalkıyor ve bunun yalan olduğunu ileri sürüyor.

Elbette Gemlik’te elektrikli otomobil fabrikası var.

Burada otomobil üretildiği de doğru.

Doğru olmayan iktidarın bunu kendine mal etmeye çalışması ve halkı kandırması.

Fabrikanın bitmesine ve üretime geçilmesine rağmen kapasite henüz kura çekiminde kazanan vatandaşların taleplerini bile karşılayacak düzeyde değil.

Resmi açıklamalara göre halen 300’e yakın kişiye otomobilleri teslim edildi.

Seçimden önce başta Cumhurbaşkanı’nın bindiği TOGG dahil bakanların kullandığı bütün araçlar dışarıdan getirildi.

İki yıl içinde Almanya, İspanya ve İsveç’te üretilen 63 araç, İtalya’da RO-RO’lara yüklenerek çok yoğun güvenlik önlemleri altında Gemlik’teki bir limana indirildi.

Araçlar seri üretim dışında özel olarak yaptırıldığı için Türkiye’ye araç başı maliyeti 155 bin 441 dolar oldu.

TOGG’ların 950 bin lira ile 1 milyon 300 bin lira arasında satılacağı belirtiliyor.

Göstermelik araçların birim maliyeti ise bugünkü kurdan 3 milyon 565 bin lira oldu.

ŞAŞIRDIM

Asgari ücreti ilk kez Erdoğan açıklamadı


İktidarın önemli özelliklerinden biri neredeyse her konunun açıklamasının mutlaka Erdoğan’a bırakılması.

Ekonomik kararlar, işçi memur maaşları, asgari ücret, eğer olursa bir terör eyleminde kaç kişinin can verdiği, aklınıza ne gelirse bunların açıklamalarını Erdoğan yapar. Öyle ki ilgili bakanların çoğu kez, “Açıklamayı sayın cumhurbaşkanımız yapacak” demekten de geri durmazlar.

Bir keresinde Maliye Bakanı kendi bakanlığının aldığı bir kararı Erdoğan’ın açıklamasıyla öğrenmişti.

Ancak son asgari ücret ilk kez Erdoğan tarafından değil, Çalışma Bakanı tarafından açıklandı.

Erdoğan açıklamanın yapıldığı gün Ankara’da değildi.

İnsan ister istemez merak ediyor, “Erdoğan bu kez neden geri planda kaldı?” diye.

Erdoğan hiç yapmazdı böyle şeyler.

Bakalım bugün ne olacak?

Malum Merkez Bankası faiz kararını açıklayacak.

Erdoğan hemen konuşacak mı yoksa yeni dönem biraz yetki paylaşımı yapmaya mı karar verdi?

Bİ SORALIM BAKALIM

Meclis Başkanı, Can Atalay hakkında ne düşünüyor?


Yeni Meclis oluştu ama bir eksiği var.

Seçimde aday olması bütün makamlarca onaylanan, hakkında yapılan itirazlar da YSK tarafından reddedilen, seçimi kazanan ve mazbatası da düzenlenen Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay hala hapisten çıkarılmadı.

Anayasa ve yasalarımıza göre Can Atalay’ın hemen tahliye edilmesi gerekiyor.

Herhangi bir mahkemenin ya da Yargıtay’ın bu konu hakkında bir karar vermesine bile gerek yok.

İnfaz kurumuna bir yazı yazılacak ve Atalay serbest bırakılacak.

Seçim sonuçlarının açıklanmasından bu yana bir aydan fazla zaman geçti ama ne Atalay serbest bırakılıyor ne de bu konuda bir açıklama yapılıyor.

Adalet Bakanı sessiz, Meclis Başkanı sessiz.

Çünkü bu konuda Erdoğan bir şey söylemedi, o konuşmayınca onlar da ağızlarını açamıyorlar.

Ancak ben özellikle Meclis Başkanı’nı çok merak ediyorum.

TİP milletvekilleri ve diğer muhalefet partilerinin yetkilileri her gün Meclis Başkanı’na gidiyor ve bu hukuksuzluğun giderilmesini istiyor.

Yapılan açıklamalarda partililerin taleplerini öğreniyoruz ama Meclis Başkanı bu taleplere karşı ne diyor bilmiyoruz.

TİP’ten ve diğer partilerden kamuoyu adına şunu talep ediyorum:

“Lütfen sadece kendi tepkinizi dile getirmeyin. Meclis Başkanı ve Adalet Bakanı’nın size verdiği cevapları da bizimle paylaşın. Özellikle çok demokrat ve hukuka bağlı Meclis Başkanı’nın, bir milletvekilinin zorla hapiste tutulması konusunda ne düşünüyor çok merak ediyoruz.