Türkiye’nin en güzel yerleşim yerlerinden birinde...
Neredeyse tamamına yakınının:
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere diğer büyük şehirlerden gelip yerleştiği:
“Emekliler beldesi” Akyaka’da yaşıyoruz...
★
Burada bile insanların:
Yüzleri gülmüyor...
İnsanlar gergin...
Bir kibrit atsanız:
Alev alacak:
Ocak gibi...
★
Dün sabah...
Uzunluğu 200 metreyi geçmeyen çarşı boyunca:
Yürüdüm...
★
Yurttaşlar arasında...
Selamlaştığım birkaç kişi hariç:
Yüzü gülen yoktu...
★
“İnsanı güldüren de ağlatan da söyleten de akıldır (Zihin)” demişti lise müdürümüz (Aynı zamanda (sosyoloji/psikoloji öğretmenimizdi) Selâhattin Ünsal...
★
Yüzleri gülmeyen, gergin insanları çaktırmadan gözlemlerken...
Önce öğretmenimizin söylediği o söz geldi aklıma...
Sonra da:
M.S. 121 – 180 yılları arasında yaşayan imparator filozof Marcus Aurelius’u...
Ve:
“Ruh ölümsüzdür, beden ise ancak akıl ile değerlidir. Kişi aklı ile bedenini yönetemez noktaya gelmişse, bedenini ruhuna yük yapmasının hiçbir anlamı yoktur” deyişini hatırladım...

★
Kendi kendime:
Ve acıyla:
Gülümsedim...
★
Filozof imparator diyordu ki:
“Tabiata uygun...
Ve fakat:
Ölüm gerçeğinden korkmadan...
Tasalanmadan
Olgunlaşmış bir yemiş gibi yaşa...
Unutma ki...
Mutluluğun en büyük engeli:
Ölüm korkusudur...”.

★
Bu kadar çok mutsuz insanın hepsinin...
“Ölümden korktukları için mutsuz” olup olamayacaklarını düşündüm...
Bana çok mümkünmüş gibi gelmedi...
★
Ama be canlarım...
(Geneli) Her sabah:
“Battık, bittik, biz adam olmayız, huzur yüzü görmeden öleceğiz” diye ağlaşarak uyanan...
★
Her gece ağlaşarak başını yastığa koyan bir toplum:
Huzur yüzü görmez...
Fakat...
★
“Mücadelemi yapabilmek için güçlü olmalıyım...
Güçlü olmak için sağlıklı olmalıyım...
Sağlıklı olmak için:
Kuruntu, endişe, kuşku ve kaygı yaşamamalıyım...
Yani:
Umutlu olmalıyım” diye başlanırsa güne...
★
Gece yatarken de:
“Allah’ım yarın çok işim var... Sağlıklı ve güçlü olarak uyanmama yardım et” diye konursa başlar yastığa...
O sesin mutlaka duyulacağına...
Ve...
Gereken yardımın geleceğine:
İnanıyorum...
Yine onlar kazandı
Gözleri göremeyen vatandaşlarım beni affetsinler lütfen...
Onlardan bir deyimi hatırlatarak başlayacağım yazıma...
“Körün istediği bir göz Allah vermiş iki göz...”.

★
2015 Haziran-2015 Kasım arasındaki seçim yenileme sürecinde...
Terörde kaybettiğimiz yurttaşlarımız...
AKP’yi yeniden tek başına iktidar yapmıştı...
★
Tabii ki:
“Terörü AKP yarattı” demiyorum...
Ama...
Teröristlerin katlettiği o şehitlerimiz:
AKP’nin bile beklemediği kadar büyük bir seçim başarısı getirmişti...
★
İsveç’te önce:
Erdoğan’ın maketini...
Sonra da...
Rusya yanlısı bir Danimarkalının:
Kuran’ı Kerim’i yakması...
Erdoğan’ın ve cumhur ittifakının yelkenlerini:
Doldurmuş olabilir...
★
Bu iki menfur olayı AKP planlamış olmasa da:
Yapılacak kamuoyu araştırmalarında(!).
Erdoğan...
Ve...
Cumhur İttifakı’nın kârlı çıktığını duyarsam:
Şaşırmam...
Bazen oluyor
[caption id="attachment_398351" align="alignnone" width="600"]

Agatha Cristie’nin roman kahramanı Hercule Poirot’ya söylettiği...
Ama...
Türkiye kamuoyunun ilk kez...
Prof. Mahir Kaynak’tan duyduğu ünlü teori:
“Cinayeti işleyen/işleten, cinayetten çıkarı olandır...”.
★
Bazen ise:
Hiç alâkası bile olmayanlar...
Başkasının işlediği...
Ya da işlettiği cinayetten:
Kazanabiliyor...
Sanıyor...
Devlet Bahçeli:
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar aday olamayacağını iddia edenler hukuk cahilidir”.
[caption id="attachment_398352" align="alignnone" width="600"]

★
Saygıdeğer hukukçular...
Lütfen gülmeyin:
Kimseye de söylemeyin...
O kendini halen:
“İktidar ortağı” sanıyor...
Kıskandı mı
Erdoğan için yaptığı dalkavukluklarıyla tanınan AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir:
“Tayyip ağabey Türkiye’nin başında, dünyanın lideri. Biz Tayyip ağabeye ihaneti bırak ayakkabısını yalamamız lazım...” diyen AKP Ordu Milletvekili Şenel Yediyıldız’ı:
“Haddini aşan bir konuşma” diyerek:
Eleştirdi...
[caption id="attachment_398353" align="alignnone" width="600"]

★
Yağcılıkta...
Kendisinden daha mahir...
Daha “sınır tanımaz” birisi çıktığı için:
Kıskanmış olabilir mi?..
Kime benzer
Çin’de bir adam tarlasını sürüyordu...
O sırada bir tavşan hızla yanından geçti...
Ve...
Tarlanın ortasındaki ağaca çarptı, öldü...

★
Çiftçi...
Pulluğunu bir kenara bıraktı...
Başka bir tavşanın gelip ağaca çarpmasını bekledi...
Günlerce aynı ağaca baktı...
Ama...
Bir başka tavşan asla gelip o ağaca çarpmadı...
★
Çiftçi...
Diğer köylülerin de:
Alay konusu oldu...
★
M.Ö. üçüncü yüzyılda yaşayan Çinli filozof Han-Fei-tzu bu kıssayı anlattıktan sonra şöyle dedi:
“Halkını eski krallıkların politikalarıyla yönetmek isteyen bir hükümdar, tavşanın çarpıp öldüğü ağaca bakan çiftçiye benzer...”.
Dünün tweeti
Bahadır Kaleağası
@Kaleagasi
Addis Ababa, 2015
Afrika Birliği toplantısı
Başkan Obama bazıları otoriter liderlerin gözlerinin içine bakarak konuşuyor:
“2. dönemim bitiyor, 8 yıl yeterli, aday olsam yine kazanırım ama Anayasa var, ülkeme başka türlü hizmet mümkün, uzayan iktidar demokrasiyi istismar eder...”.
Günün doğrusu
Sanırım Van Gogh söylemişti:
“Dünya kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden acı çekiyor...”.
★
Yaşadığımız bu süreçte...
Ve...
İlle de bizim için:
Ne kadar doğru...