Korkusuz

“Genç mebuslar rahatsız”

“Genç mebuslar rahatsız”
Yazıya attığım başlıktan dolayı başımı herhangi bir rahatsızlığa sokacağımı düşünmüyorum. Sonuçta, siyaset takip ediyor, siyaset konuşuyor ve siyaset yorumluyoruz. Alakasız çağrışımlar peşinde de değiliz!..

Kapatılan Refah Partisi’nde “gelenekçiler” ile “yenilikçiler” arasındaki rekabeti ta en başından çok yakından ve dikkatle takip etmiş bir gazeteciyim. Başlarda, o parti içi çekişme gibi görünen kavganın hâlâ perde arkasında kalan büyük sırları var. Elbette bir gün gelecek ve o sırlarda ortalığa dökülecek. Türkiye’nin o gerçekleri kaldırabilmesi için biraz zamana ihtiyacı var.

Mutlak otoriteye başkaldırış ilk başlarda Refah Partisi’nde saman altından su yürütülür gibi götürülüyordu. Abdullah Gül beraberindeki kozmik isimlerle çok ince bir siyaset takip etti. Görünürdeki parti içi eleştiriler doğrudan Necmettin Erbakan’a yöneltilmiyor ama parti içindeki “ak saçlılar” olarak adlandırılan ve Milli Görüş hareketinin kurucuları ve Refah Partisi’nin yönetim kadrolarında hiç değişmeyen isimleri hedef tahtasına oturtuluyordu.  Ancak, esas kavga Refahyol iktidarı döneminde patladı ve iyice su üstüne çıktı. Sonraki safahatlar işin sonuç bölümüydü.  Refahyol iktidarı döneminde Tayyip Erdoğan’ın İstanbul’dan kalkıp Ankara’ya yaptığı çıkarmalar yazılsa kalın bir kitap olur. ”Ak saçlıların” merhum nice isimlerinin Tayyip Erdoğan’a ikna odalarında ne diller döktüğünü bilirim... Tayyip Erdoğan ile yapılan sonuçsuz görüşmelerin aktarıldığı “politbüro” toplantılarında merhum Necmettin Erbakan’ın yaptığı değerlendirmeleri de...

★★★

Bugüne geldiğimizde benzer bir durum mu var?..

Saray iktidarının yapısı malum... İçerdeki rahatsızlıklar da belli... İktidarın yıpranmışlığı ve gidici olduğunu görmek için üstün teknolojik aletlere de gerek yok!..

Ee, ne oluyor peki?.. Neden yukarıdaki hatırlatma satırlarını kaleme aldık?..

Önceki gün, AKP’den bir grup Meclis danışmanı ile sohbet ediyordum, gündem maddelerini tahmin edersiniz... Sohbet, mevcut gidişattan duyulan rahatsızlıklara gelince bazı arkadaşlar, AKP içini kastederek ”genç milletvekilleri rahatsız” cümlesini üst üste kurdu. İtina ile yapılan vurgunun üstüne gidince bunun yaşla alakalı olmadığını anladım. İsim, isimler istedim “abi yazarsan bizi yakarsın” dediler. AKP içinde “rahatsız genç milletvekilleri”, “külliye ve AKP’nin hantal yapısından” şikayetçilermiş... AKP’nin taa kuruluşundan beri hem  parti genel merkezinde hem de “külliye”nin içinde ve Tayyip Erdoğan’ın en yakınında bulunan değişmeyen isimler, hantal yapının değişmesine müsaade etmiyorlarmış.

AKP içindeki “rahatsız genç milletvekilleri, “hiç muhatap alınmamaktan” şikayetçilermiş...”Külliyeden randevu alamıyoruz. Bakanlarla görüşemiyoruz. Milletin yüzüne çıkamıyoruz. Kendi memleketimize yol bile götüremiyoruz...” diyorlarmış. Ha, bir de genel merkez ve saraydaki yapıyı politbüroya benzetiyorlarmış..

★★★

Şu andaki gözlemime göre, söz konusu “rahatsızlıktan” bir lider çıkar mı?.. Ali Babacan veya Ahmet Davutoğlu’nun partilerine bir kayma olur mu?.. Yarının ne getireceğini kestirmek kolay değil ama sorulara vereceğim cevap: Çok zor. Bu, aile içi dırdırlanma olarak kalır bence... Abdullah Gül’ün İstanbul ofisinden yürüttüğü faaliyetleri de dikkate alarak bir ihtiyat payı bırakıp bu faslı burada noktalayalım.

★★★



Sosyal medyada dün dolaşan bu kare bir yazı dizisine bedel olduğu için görmenizi istedim.

Şu, Katar ile yapılan anlaşmalar masalına dün bıraktığım yerden biraz daha devam edeyim.

İnsanın çok ağrına gidiyor... Katar, bize taşeron muamelesi yapıyor. Para veriyor askerimiz emrinde... Para veriyor polisimiz emrinde...

Asıl soru şu; Katar’da ABD’nin çok büyük bir üssü var, Fransız üssü de var. Katar, ABD, Fransa, İngiltere bütün ülkelerin silahlarını kullanıyor.  Katar onları bırakıp bizim yanımızda yer alır mı?

Katar emiriyle kurulan özel ilişki, ikisi arasında kalır mı yoksa “reis”in neler yaptığı ABD Fransa İngiltere’ye uçar mı ?...

Ve sanırım Katar veya Birleşik Arap Emirlikleri’ne satılacak savunma sanayi şirketlerinin durumunu aynen tank palet fabrikasında olduğu gibi hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.

İnşallah yanılırım!..

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.