Korkusuz
Ümit Zileli

Geliyor gelmekte olan!

İktidarın, seçime uzanan “korku yaratma” atakları dört koldan sürüyor!

Öncelikle, uzun süredir sözü edilen sosyal medya ve internet haberciliği alanlarına ilişkin yeni düzenlemeler içeren yasa teklifi TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

AKP ve MHP’nin ortak imzasıyla Meclis’e gelen bu yasa tasarısının içeriğinde ne var peki?

-Hapis cezası var mesela!

Yasa teklifinin 29’ncu maddesi bu cezayı “1 yıldan 3 yıla kadar” şeklinde düzenliyor. Ancak “Suçun, failin kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde” cezayı yarı oranında artırıyor!

Peki bu ceza nasıl verilecek; onu da görelim:

-Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili bilgiyi, kamu düzenini bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Aslında bu madde Türk Ceza Kanunu’nun 217’nci maddesinde tüm heybetiyle duruyor zaten; bu teklifin 29’uncu maddesi işte tam da o maddenin sonuna eklenecek... Başlığı da şöyle:

-Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma.

Dikkat ederseniz, bu tür maddeler birbirine çok benziyor! Valiliklerin koyduğu yasaklardan mahkemelerde yargılanan aydınlar, gazeteciler, akademisyenler için hep aynı sözcükler kullanılıyor:

“Ülkenin iç ve dış güvenliği”, “kamu düzenini bozmaya elverişli...”, halk arasında endişe, korku, panik yaratmak!”

Böylece, sosyal medya ve internet ortamının da da tam anlamıyla zapturapt altına alınması hedefleniyor!

-Şunun şurasında seçimlere ne kaldı, değil mi ama!

Umut ve neşeden bile korkuyorlar!


İnsanlar hayat pahalılığından can çekişiyordu...

Şimdi buna bir de yasaklar, baskılar, tehditler eklendi! İktidar, kültür ve sanattan bile haz etmiyor; insanların biraz rahatlaması, gülümsemesi, neşelenmesi bile adeta batıyor en büyük Türk büyüklerine...

Yıllar içinde, insanların anayasal hakkı olan grev, yürüyüş, miting gibi haklarının adeta kopartılarak nasıl ellerinden alındığına tanık olduk. Şimdi sırada müzik var, sanatçılar var, konserler var... Valilikler zincirleme biçimde yasaklar koyuyorlar. Gericiler “milli manevi değerler” adına şikayetçi oluyor, şak yasak geliveriyor! Şayet kısaca söylemek gerekirse durum gayet net ortada:

-Halkın bir araya gelmesi iktidarı fena halde endişelendiriyor! 

Bir akademisyen, Doç. Dr. Galip Yalman bakın bu durumu nasıl özetliyor:

-Yukarıdan aşağıya doğru zincirleme alınan kararlarla karşı karşıyayız. İktidar gündelik yaşamı kontrol etmek istiyor. Son zamanlarda çok yoğunlaştı, giderek de yaygınlaşacak!

Mesela, Melek Mosso’nun Isparta’da vereceği konser ilan edilmiş, afişleri bile asılmıştı. Valilik yasaklayıverdi, iyi mi! Keza Niyazi Koyuncu ve Ece Seçkin’in konserleri de AKP’li belediyelerce yasaklandı.

Melek Mosso’nun, sosyal medyadan yaptığı müthiş açıklamanın ardından Isparta’da konser verecek olan Funda Arar ve Derya Uluğ, “O yoksa biz de  yokuz” diyerek birlikte olma, baskıya karşı durma duygusunu yücelttiler...

-Atalarımızın, “Korku dağları bekler” özdeyişi, sanırım yaşanan kepazeliğe cuk oturuyor!

Sandıkta teslim etmezlermiş!


Milleti sindirme, korkutma projesinin bir ayağında da SADAT duruyor!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, militan yetiştirdiğini, suikast ve bombalama eğitimleri verdiğini açıkça ilan eden SADAT’ı hem de  kapısının önünde “Sakın ola, seçime müdahaleyi aklınızdan bile geçirmeyin” diyerek ifşa etmişti!

İşte bu örgütün Yönetim Kurulu Üyesi Ersan Ergür isimli zat, sosyal medya hesabından şu mesajı paylaştı:

-Bu vatan kanla alındı, kanla savunuluyor. Bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz, etmeyeceğiz. Vatan sağ olsun.

Kim Türkiye düşmanı, sen kimsin, vatan niçin sağ olacak? Bunları satır aralarından çıkarmak olası. Ancak şu cürete, şu kendini önemseme haline bakar mısınız?

Peki, sonra ne oldu? Tepkiler çığ gibi yükselince muhterem, o tweeti sildi. Yerine yenisini koydu; onu da paylaşayım:

-Bu vatan kanla alındı, kanla savunuluyor. Yüce Türk milleti bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta oy vermeyerek cennet vatanınımızı teslim etmeyecektir. Vatan sağ olsun.

Nasıl, şahane değil mi!  Muhterem çok zeki, cin gibi, herkes salak! Bu zata şöyle bir nasihat lazım:

-Bak muhterem, ya yazacaklarının ardında durmayı bileceksin, öyle bir yürek yoksa da hiç yapmayacaksın!

Son söz: Bu atakların, saldırıların ardı arkasının kesilmeyeceği belli oldu artık... Ancak yılların deneyimine sığınarak söylemeliyim ki, artık çok geç, “Atı alan çoktaaan Üsküdarı geçti!” O, çok hoşuma giden sloganla bitireyim:

-Geliyor gelmekte olan!