Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Geçecek be bugünler de geçecek...

Muharrem Bayraktar, Mesaj TV’de yayınlanan programlarından birine; İlahiyat Profesörü Sabri Akdeniz’i davet ediyor...

Sabri Hoca; ağzına geleni söylemesiyle ünlü...

Yani...

Sözünü sakınmayan bir cesur yürek...



Elbette siyaset ve siyaset tarihi konuşuluyor...

Sabri Hoca bir ara Osmanlı’yı eleştiriyor...

Sonra söz; günümüz Türk politikacılarına geliyor...



Prof. Akdeniz; Türk politikacılarının, Türk kültürüne çok zarar verdiklerini örnekleriyle anlatıyor...

Ve işte o sırada:

“Mesela şu Çankaya’daki zat” deyip “ülkeyi mahveden adam” diye devam ediyor...

“Eyvah!” diye geçiriyor içinden Muharrem Bayraktar... “Şimdi felaketler zinciri başlıyor...”.



Neden öyle düşünüyor?..

Biliyor ki...

Prof. Akdeniz bunu söyledikten sonra...

Arkasından mutlaka bir de argo birkaç kelime gelecek...



Nitekim Prof. Akdeniz:

“Kılavuzu karga olanın.........” diyor...

Tam sonunu getirecekken; Bayraktar araya girip:

“Aman hocam” diyor nezaketle... “Lütfen cümlenin tamamını söylemeyin...”.

 





Hoca:

“Söylemeliyim” diyor...

Bayraktar:

“Lütfen söylemeyin” diye ısrar ediyor...

Ve sonunda...

Hoca; halk deyiminin tamamını söylemekten vazgeçiyor...



Birkaç gün sonra...

Cumhurbaşkanı Demirel’in danışmanlarından Prof. Bozkurt Güvenç arıyor telefonla...

Ses tonun çok neşeli...



Karşılıklı olarak hal ve hatır sorma faslı bitince:

“Sayın Cumhurbaşkanı programınızı izledi” diyor Prof. Güvenç...

“Hangi programı?” diyor Bayraktar, anlamamış gibi...

“Hangisini olacak, Sabri Bey’in sözünü kestiğin programı...”.

“Eyvah!” diyesi geliyor içinden Muharrem’in, “Çok mu kızdı?..”.

“Yooo aksine çok güldü...” diyor Prof. Güvenç... “Muharrem bıraksaydı da Sabri Hoca devamını getirseydi cümlenin... Biz de millet de gereken dersi çıkarttık, merak etmesin...”.

 





İşte böyle canlarım...

Kendisini kargaya benzeten...

Ve...

Milletin burnunu b.tan çıkarmadığını iddia eden kişinin sözünün kesilmesine üzülen:

Demokrat...

Hoşgörülü...

Eleştirinin her türüne (Hatta argo olanına bile) tahammül edebilen cumhurbaşkanından...

“Ben en çok Cem Yılmaz’a sonra da Erdoğan’a gülüyorum” diyen kişi için (O kişi bendeniz oluyorum) “hakaret davası” açan cumhurbaşkanına...



Geçecek be...

Bugünler de geçecek...

Ne günler geçmedi ki...

Bugünler geçmesin...

YAŞAYABİLECEĞİMİZ VATAN TOPRAĞI BULAMAYABİLİRİZ...


21.yüzyılda az gelişmiş ya da gelişmekte olan...


Ancak...

İktidarda din eksenli siyaset yapan hükümetlerin bulunduğu ülkeler için en büyük tehlike:

Silahlı, devletler arası savaş değil:

İlticalardır...



İngiltere, mültecilerin işgal ve istilasından korunabilmek için :

AB üyeliğinden çıkmayı göze aldı...



Türkiye, giderek...

Müslüman mülteciler tarafından istila ve işgal edilen bir ülke haline getiriliyor...



Tarihe baktığınızda...

Doğu Avrupa...

Orta Avrupa...

Batı Avrupa...

İtalya...

Balkanlar ve Trakya...

Daha Doğu’dan gelen baskıcı güçler...

Savaşçı topluluklar tarafından:

Yeniden şekillenmiştir...



Bugün tarih adeta:

Tekerrür ettiriliyor...



Daha Doğu’muzdan...

Ve...

Güneyimizden gelen Müslümanlar...

(Ki...

Hepsi moderniteye kapalı...

Aşırı dinci yığınlar...).

Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlıklar hedefine yürümekte kararlı ve ısrarlı Türkleri...

Ata yadigarı topraklarımızdan kaçırtmak için:

Üzerimizde baskı kuruyor...



Sadece muhalefetteki CHP ve İYİ Parti değil...

Tüm muhalefet partileri bu tehlikeli gidişin önüne geçmek için:

El ele verip...

Güç birliği oluşturmazlarsa...

Bilin ki...



Biz modern Türkler...

Kendimize...

Kendi hayat
tarzımızda yaşayabileceğimiz:

Vatan bulamayacağız...

ÜLKE UÇURUMA SÜRÜKLENİYOR...


Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Recep Bey dedi ki:

“Türkiye’nin, Taliban’ın inancıyla ters bir yanı yok...”.

 





Bunun üzerine Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid şu açıklamayı yaptı:

“Özellikle Müslüman ülkelerle birlikte çalışmak istiyoruz ve bilhassa Türkiye’yle iyi ilişkiler kurmayı arzu ediyoruz...”.



Atatürk’ün hedef gösterdiği:

Çağdaş Uygarlıklar yolundaki Türkiye’nin geldiği noktaya bakar mısınız?..



Namaz kılmamayı, “vatana ihanet” olarak tanımlayıp ölüm cezası veren...

Ve...

İnfazı...

Kişinin kafasını keserek yapan bir katil sürüsüyle:

“Yan yana yürümeyi” kabullenmek...



Bu duruma yüreği yanmayanın:

Ya yüreği yoktur...

Ya akıl tutulması yaşıyordur...

Ya da...

Bencil hesapları yüzünden ülkeyi:

Uçuruma sürüklemektedir...

BÖYLE KARARLAR NASIL ALINMALI?..


Mülteci kabul etme kararı...

Salt çoğunluğun alabileceği bir karar olmamalı...

Bu tür kararlar Meclis’te...

Ve ancak:

2/3 oy çoğunluğuyla alınmalı...



Çünkü...

Günümüz dünyasında bir ülkenin işgali:

Demografik değişikliklerle (Toplu göç, toplu iltica) olabiliyor...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenler...

İşgale giden bu tür kararları tek kişiye bırakmamalı...

En az 2/3 çoğunlukla almalı...

BAŞVURMAYI DÜŞÜNÜYORUM...


Zafer Şahin, havuz gazetelerinden Takvim’in Ankara Temsilcisi...

Yazarı...

Ve aynı zamanda:

CNNTÜRK’te yayınlanan “Tarafsız Bölge” programında...

Ahmet Hakan’ın:

Nöbetçi konuklarından...



İşsizlikten şikayeti olanlara:

“7.000 TL maaşla çoban aranıyor ama işi kabul eden yok” diyormuş.



Aslında güzel (!) iş...

Temiz hava...

Bol gıda...

Sağlıklı yürüyüş imkanı...

Maaş iyi...



Ben başvurmayı düşünüyorum...

APTALLIK ETMİŞ OLURUM...


Tamam...

Ben çobanlık yaparım...

Hem de...

Yazarlık ve YouTube içerik yayıncılığından bile daha iyi yaparım...

Ama...

Bu arada...

“Sevgili Zafer; sen neden yapmıyorsun bu güzel işi?” diye sormazsam da çatlarım...



Tabii ki o soruyu sorunca...

Aptallık etmiş olurum...

Zira...

Çobana verilen maaş Zafer’in birkaç günlük yevmiyesi...

Altında gazetenin arabası...

Cebinde gazetenin kredi kartı...



Ama...

Şöyle diyebilirim:



Sevgili Zafer...

Başkalarına 7.000 lira maaşlı çobanlık yapmalarını tavsiye edeceğine...

Senin yaptığın işi önersene...

Yani...

Köşe yazarlığı...

Ve...

İktidar kanallarından birinde nöbetçi kavgacılık...



İnanıyorum...

Senin yaptığın işi senden çok daha iyi yapacak...

Ve...

Senin yarı maşına çalışacak:

Milyonlarca yurttaşımız yaşıyor bu topraklarda...