Mahkemenin, gazeteci Fatih Altaylı’ya verdiği 4 yıl 2 ay hapis cezasını dinleyen de, duyan da, öğrenen de ŞOK oldu. Kamuoyundaki müthiş şaşkınlığı tarif etmek zor! Fakat…
Ben şahsen şaşırmadım. Çünkü, hukukun olmadığı, düşünce ve fikir özgürlüğünün rafa kaldırıldığı, demokrasiden uzak bir ülkede her şey olur!
Bu ülkede 50 bin kişinin katili terörist başı Öcalan ve onun binlerce katil militanı için af çalışmaları yapılırken, Fatih Altaylı, Merdan Yanardağ gibi yurtsever gazeteciler içeri atılıyor.
Bu nasıl bir çelişkidir, anlamak mümkün değil!
Fatih Altaylı’nın suçu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tehdit ve saldırıymış!
Ne yapmış Altaylı? Üzerine mi yürümüş? Tekme mi atmış, silah mı çekmiş?
Bunların hiçbirini yapmamış… Peki, ne yapmış Altaylı?
YouTube kanalındaki programında anlattığı Osmanlı tarihinden bir bölüm, “Cumhurbaşkanı’na tehdit” şeklinde yorumlanmış.
Objektif bir gözle değerlendirildiğinde, anlatılan olayın tehditle bir ilgisi olmadığını, tarihi bir vakanın nakli olduğunu görürüz.
Tüm tarafsız hukukçular da böyle söylüyor, fakat…
Dava siyasi olunca işler değişiyor, konuşma hukuk dışı anlayışla değerlendirilince bir “hukuk dramı” ortaya çıkıyor! Bu karar, medyaya “gözdağı” vermekten başka nedir ki?