Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Faiz artışları devam edecek mi?

İzninizle 5 yıl öncesine gideceğim...



Erdoğan:

“Enflasyona sebep olan para arzındaki artışı önlemenin yolu, faiz oranlarını yükselterek kredi kullanımını ve tüketimi caydırmaktan geçer” diyen Ortodoks danışmanlarının tavsiyelerine uydu...



MB Başkanlığı görevine...

Genç akademisyen Murat Çetinkaya’yı getirdi...



Çetinkaya kendisinden istenileni yaptı...

Faiz hadlerini...

Dönemin enflasyon oranlarına göre birden...

Ve...

Acayip arttırdı...



Bir süre sonra...

Kendine ait inandığı bir bilgisi olmadığı için:

“Faiz sebep enflasyon netice” diyen saray danışmanlarının aklına uyan Erdoğan...

“Laf dinlemiyor” diyerek:

Çetinkaya’yı görevden aldı...



Yerine...

“Faiz sebep enflasyon netice” diyen saray danışmanlarınca tavsiye edilen Murat Uysal’ı getirdi...

Uysal da öylesine uysaldı ki...

Piyasaların ve merkez bankacılığının gereklerini değil...

Saray’ın emirlerini yerine getirip:

MB politika faizini birden...

Ve...

Acayip düşürdü...



Yine başarı gelmedi...

Erdoğan...

Kendi atadığı Murat Uysal’ı da görevden aldı yerine:

“Enflasyona sebep olan para arzındaki artışı önlemenin yolu, faiz oranlarını yükselterek kredi kullanımını ve tüketimi caydırmaktan geçer” görüşünde kararlı ve ısrarlı olan danışmanlarının tavsiye ettiği fazla Ortodoks:

Naci Ağbal’ı getirdi...



Yine olmadı...

Hem enflasyon oranları düşmedi...

Hem de...

Kurdaki oynaklıklar durmadı...



Erdoğan suçu:

Kendi atadığı Ağbal’a yükleyip onu da görevden aldı...

Yerine:

Ne derse yapacağından emin olduğu...

“Faiz sebep enflasyon netice” diyenler tarafından desteklenen bir köşe yazarını (Kavcıoğlu) Merkez Bankası Başkanlığına atadı...



Yeni Başkan’ın da:

İlk icraatı faizleri acayip düşürmek oldu...

Ve canlarım...

İp bir daha koptu...



Seçimler beklendi...

MB Başkanı (Kavcıoğlu...).

Ve ekürisi:

Maliye – Hazine Bakanı (Nebati) şutlandı...

Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Mehmet Şimşek...

Merkez Bankası Başkanlığı’na da:

Hafize Gaye Erkan atandı...



Ve ben bugün açıklanan (Aslında umurumda bile değil ama Erkan kararlı) faiz oranlarından sonra:

Hafize Hanım’a köstek olmamaya karar verdim...



Neden en başından beri değil de şimdi?..

Bir fıkrayla anlatayım...

Günün sözü


“Zorluk, yeni fikirlerin anlaşılmasında değil, çoğumuzun yetiştirilmesi çerçevesinde, zihnimizin her köşesinde dallanıp budaklanmış eski fikirlerden uzaklaşılmasında yatmaktadır...”.

John M. Keynes

Kararımı verdim


Adam bir köye doğru yürüyordu...

O sırada bir başkası da kendisine doğru geliyordu...

Adam, karşıdan gelenle yan yana olduğunda:

“Falanca köyden misin?..” diye sordu...

“Evet...”

“Buradan sizin köye ne kadar zamanda yürürüm?..”

Adam cevap vermedi yoluna devam etti...

Az sonra aynı adam:

“İki cigara içimliği” diye seslendi...

Yolcu, adama yüzünü döndü...

“Demin sorduğumda neden söylemedin?..”.

“Yürüyüş hızını görmeden cevap vermek istemedim de ondan” dedi adam...



Merkez Bankası Başkanı’nın:

Ne yapmak istediğini...

Nasıl yapacağını...

Ve...

Ne yaptığını görmek için bekledim...

Ve kararımı verdim...



Şimdi...

Şu sorunun cevabını arıyorum:

Erdoğan:

İtibarı mı tercih edecek?..

İktidarı mı?..



Ne alâka mı?..

Bir diğer yazıda anlatayım...

Hangisini tercih edecek?


Erdoğan:

Başkan’ın ayaklarına:

Pranga olmaz...

MB Başkanı’nı özgür iradesiyle karar almaya (Buradaki özgür irade: Bilgi, beceri, deneyim, piyasaya saygıdır) bırakırsa...

Hem ekonomi kurtulur...

Hem de...

Erdoğan kaybettiği itibarının bir kısmını geri alır...

[caption id="attachment_425380" align="alignnone" width="600"] Erdoğan[/caption]



Yani...

Erdoğan itibarı tercih ederse...

Başkan’a müdahale etmeyecek...

Sıkıntı çekmesi gerekenler çekecek...

Batması gerekenler batacak...



Milyonlarca seçmen bu defa Erdoğan’dan kalıcı olarak vazgeçecek...

Ama...

Erdoğan da giderayak:

“Çok hata yaptı...

Çok inatlaştı...

Meğer hiçbir şey bilmiyormuş...

Sonunda...

Hiçbir şey bilmediğini kabul edip...

İşi bilene havale edince:

Seçmen kaybetti ama...

Millet, devletini ve ülkesini...

Erdoğan da itibarını kazandı” denilerek, onaylanacak...



Canlarım...

Merkez Bankası Başkanı’na bu modelle (Müdahale değil, gereğinin yerine gelmesine izin verme) yürüdüğü sürece:

Destek vereceğim...

Başkan’a mektup


Sayın, TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan:

Lütfen vazgeçmeyiniz....

Çünkü...



Dünyada hiçbir şey:

Kararlı ve ısrarlı olmanın yerini alamaz...


[caption id="attachment_425381" align="alignnone" width="600"] Gaye Erkan[/caption]



Dünyada çok sayıda:

Yetenekli...

Ama...

Başarısız...

Hiçbir baltaya sap olamamış insan var Sayın Başkan...



Dünyada çok sayıda:

Çok okuyan...

Çok bilen insan var....

Ama...

Tıpkı tango gibi...

Pratiği olmayan bilgi:

Hiçbir işe yaramaz...



Okuyarak herkes tangoyu öğrenir...

Ama...

Çalışmadan...

Denemeden hiç kimse:

Tango yapamaz...



Sözümün özü Sayın Başkan:

Israrlı ve kararlı olmak kişiyi:

Tek başına bile:

Güçlü yapar...



Başarabilirsiniz...

Lütfen:

Vazgeçmeyin...

Yükselişi sürecek ama


Merkez Bankası faiz hadlerini 2.5 puan daha yükseltti...

Ama...

Medyadaki yaygaracı finansçıların...

Ve...

Muhalif görünümlü paradan para kazananların dedikleri olmadı...

Yani:

Dolar:

Ne patladı...

Ne de çatladı...

Ne 38 oldu...

Ne 88 oldu...

Sadece biraz yukarı doğru oynadı...

Ya da:

Oynatıldı...





Canlarım...

John M. Keynes’in ekonomi modelinin başarısının altında:

Mali politikalarla para politikalarının birlikte:

Aktif...

Ve...

Bilinçli olarak kullanılmasının yattığını zaman zaman anlatmaya çalışıyorum...



Eğer Erdoğan takoz olmaz...

Finans medyası vicdanlı (Adil) davranır...

Üretimden değil (Hisse senetleri...).

Faizden, kurdan, enflasyondan para kazananlar:

Panik havası yaratmazsa...

Hiç kimse:

Endişelenmesin...

Bundan sonra da döviz kurları bir süre daha çatlamayacak...

Patlamayacak...

Ama...

Enflasyonla birlikte dengeli yükselişini sürdürecek...

Gerçek sorumlular


Ülkeyi önce işgal noktasına getirip...

Sonra da:

“İşgalcilerle savaşmak zorundayız” diyerek askere savaş emri veren politikacılar:

İnsanlığın yüz karasıdır...



Yaklaşık 80 yıldır dünya savaşı yok...

Bu başarının sahibi:

Politikacılar değil:

Bilim insanları...

İş insanları...

Eğitimli diplomatlar...

Ve...

Aklı başında...

Savaşın nasıl bir felâket olduğunu bilen:

Generallerdir...



İç savaşlar ve komşu ülkelere saldıranlar ise:

Aptal...

Muhteris...

Halklarının hayatlarını hiçe sayan:

Politik liderlerdir...

Dünün tweeti


Aydın Sezer

@AydinSezer06

Müjdemi isterim, Rusya, stratejik ihraç ürünümüz domates için ithal kotasını arttırdı. Dün, BAE’den gelecek 50.7 milyar dolardan sonra bu da ilaç gibi geldi.

Bu arada, alakası yok ama yine de yazacağım. Kısa kollu gömlek üzerine sakın kravat takmayın.