Korkusuz

Erdoğan'dan İsveç'e 'NATO' mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç’in NATO’ya üyelik sürecine ilişkin, “Başta terörizmle kararlı mücadele olmak üzere, ittifakın temel değerlerine sadakat gösterecek herkesi bağrımıza basmaya hazırız. Finlandiya’nın üyeliğine onay vererek ilkesel duruşumuzu ortaya koyduk. Ama teröristleri himaye edenlere ve terörle mücadelede gerekli tedbirleri almayanlara da tepkimizi göstermekten çekinmedik. ‘NATO çatısı altında dayanışma sergileyelim’ diyenlerin Türkiye’de darbeye kalkışmış, 40 yılda binlerce insanımızı katletmiş canilere kucak açmasının hiçbir makul gerekçesi olamaz” dedi.

Erdoğan'dan İsveç'e 'NATO' mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç’in NATO’ya üyelik sürecine ilişkin, “Başta terörizmle kararlı mücadele olmak üzere, ittifakın temel değerlerine sadakat gösterecek herkesi bağrımıza basmaya hazırız. Finlandiya’nın üyeliğine onay vererek ilkesel duruşumuzu ortaya koyduk. Ama teröristleri himaye edenlere ve terörle mücadelede gerekli tedbirleri almayanlara da tepkimizi göstermekten çekinmedik. ‘NATO çatısı altında dayanışma sergileyelim’ diyenlerin Türkiye’de darbeye kalkışmış, 40 yılda binlerce insanımızı katletmiş canilere kucak açmasının hiçbir makul gerekçesi olamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İstanbul’da Milli Savunma Üniversitesi’nin mezuniyet törenine katıldı. Erdoğan, törende şöyle konuştu:

“ESKİDEN KENDİ GÖREV ALANI DIŞINDA HADİSELERLE ANILAN KURUMLARIMIZ, BUGÜN VATANIMIZA YAPTIKLARI KATKILARLA GÜNDEME GELİYOR”

“Milletimizin Cumhurbaşkanı, devletimizin başı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin başkomutanı olarak siz genç teğmenlerimize sonuna güveniyorum. Değerli arkadaşlar; bu sene 7’nci kuruluş yılını kutlayacak Milli Savunma Üniversitemiz, eğitim müfredatıyla ihtiyacınız olan vazife şuurunu sizlere zaten kazandırıyor. Üniversitemizi bitiren subay ve astsubaylarımız, kahraman ordumuzun çeşitli birimlerinde başarılarıyla göz dolduruyor. 15 Temmuz ihaneti sonrasında yeniden yapılandırdığımız kurumların hemen hepsinde benzer gurur tablolarına şahit oluyoruz. Eskiden kendi görev alanı dışında farklı hadiselerle anılan kurumlarımız, bugün artık vatanımıza yaptıkları müstesna katkılarla gündeme geliyor. Emniyet teşkilatımız, asayiş hizmetleri ve terörle mücadelede, istihbarat birimlerimiz devletimizin iç ve dış güvenliğinin temininde, askeri unsurlarımız vatanımızın her türlü tehdide karşı savunulmasında, diğer kurum ve kuruluşlarımız kendi görev sahaları içinde mesuliyetlerini en güzel şekilde yerine getiriyor. Ödediğimiz nice ağır bedeller sonrasında ulaştığımız bu aşamayı ülkemizin geleceği adına çok kıymetli buluyorum. Geldiğimiz nokta, önemli olmakla birlikte elbette yeterli değildir. Güncel şartlara ve yeni meydan okumalara göre kurumlarımızın sürekli bir tekâmül içinde olması gerekiyor. Türkiye’nin mevcut ihtiyaçlarına odaklanırsak hata yaparız. Başarıyı sadece geçmişle kıyasla ararsak yerinde saymaktan kurtulamayız. Eski hantal yapıyı terk ederken yeni yapının durağanlaşmasına izin veremeyiz. Değişim ve yenilenme ihtiyacının uzun soluklu bir süreç olduğunun bilinciyle hareket etmeliyiz.

Tarih boyunca TSK, sadece yurt savunmasında değil, dünyada barış ve istikrarın korunmamasında da önemli roller üstlenmiştir. Ordumuz, nerede olursa olsun, deruhte ettiği her vazifeyi zorluklarına rağmen büyük bir titizlikle yerine getirmiştir. TSK hem dünyanın en güçlü hem de en güvenilir orduları arasında yer alıyor. Birleşmiş Milletler’den NATO bünyesinde yürüttüğümüz misyonlara, nerede görev aldıysak hepsinin de üstesinden alnımızın akıyla geldik. Ne milletimize ne ordumuza ne de çatısı altında hizmet verdiğimiz uluslararası örgütlerin itibarına asla halel getirmedik. Kimsenin malına, mülküne zarar vermedik. Hiç kimsenin namusuna el uzatmadık. Hiçbir masumun canına kıymadık. Kimseye haksızlık, hukuksuzluk yapmadık. Bize sığınan hiçbir mazlumu, katillerine teslim etmedik. Güvenliğin sağlanması, huzurun tesisi, barış ve istikrar ortamının yeniden inşası noktasında hep samimiyetle çaba harcadık. Güney Kore’den Afganistan’a pek çok yerde bu uğurda nice evladımızı şehit verdik.

“‘NATO ÇATISI ALTINDA DAYANIŞMA SERGİLEYELİM’ DİYENLERİN TÜRKİYE’DE DARBEYE KALKIŞMIŞ, 40 YILDA BİNLERCE İNSANIMIZI KATLETMİŞ CANİLERE KUCAK AÇMASININ HİÇBİR MAKUL GEREKÇESİ OLAMAZ”

Türkiye’nin son 71 yılda NATO’ya yaptığı katkıları çok az müttefik yapmıştır. Bu gerçekler apaçık ortadayken bir süredir ülkemiz aleyhine yürütülen kampanyaları esefle karşılıyoruz. Yerleşik teamülleri bozma pahasına atılmak istenen adımları gördükçe, ittifakın geleceği adına endişe duyuyoruz. Ülkemizin ittifakın genişlemesine müzahir tavrını herkes çok iyi biliyor. İttifakın Açık Kapı Politikası’nı destekledik, destekliyoruz. Başta terörizmle kararlı mücadele olmak üzere, ittifakın temel değerlerine sadakat gösterecek herkesi bağrımıza basmaya hazırız. Finlandiya’nın üyeliğine onay vererek ilkesel duruşumuzu ortaya koyduk. Ama teröristleri himaye edenlere ve terörle mücadelede gerekli tedbirleri almayanlara da tepkimizi göstermekten çekinmedik. ‘NATO çatısı altında dayanışma sergileyelim’ diyenlerin Türkiye’de darbeye kalkışmış, 40 yılda binlerce insanımızı katletmiş canilere kucak açmasının hiçbir makul gerekçesi olamaz. Terör ile demokrasi, terör ile güvenlik, terör ile insanlık yan yana duramaz. İttifakın özü, karşılıklı güven ve dayanışma ikliminin tesisidir. Bu olmadan diğer konuları konuşmanın bir anlamı yoktur. Bize tavsiyede bulunanlar, öncelikle şu sorulara açık yüreklilikle cevap vermelidir. Türkiye, sokaklarında teröristlerin cirit attığı bir ülkeye nasıl güvenebilir? Terör örgütleriyle arasına mesafe koymayan bir devlet, NATO’ya nasıl bir katkı yapabilir? Terörizmle mücadele etmeyenler, ittifakın hasımlarıyla nasıl mücadele edebilir? Biz, her işimizde olduğu gibi burada da dürüst davranıyor, gizli bir gündemle değil, şeffaf bir şekilde hareket ediyoruz.

Madrid’de ülkemize verilen sözlere riayet edilmesini bekliyoruz. Bağcı ile hiçbir işimizin olmadığını, tek amacımızın üzüm yemek olduğunu burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Salı günü Vilnius’ta yapılacak Liderler Zirvesi’nde tüm bu hususları tekrar ittifak ortaklarımızın dikkatine getireceğiz. Ülkemiz, milletimiz ve güvenliğimiz için en hayırlı karar neyse inşallah onu hayata geçireceğiz.

“29 EKİM 2023 TARİHİNDE, CUMHURİYET’İMİZİN ŞANINA YAKIŞIR BİR KUTLAMA YAPACAĞIZ”

Bu sene, Cumhuriyet’imizin 100’üncü kuruluş yıl dönümünü idrak ediyoruz. 29 Ekim 2023 tarihinde, Cumhuriyet’imizin şanına yakışır bir kutlama yapacağız. Tarihimizin en önemli dönüm noktalarından olan bu yıl dönümünü sosyal, beşeri, iktisadi ve siyasi olarak tüm yönleriyle ele alacağız. Kapsamlı bir değerlendirme neticesinde, güçlü ve zayıf yanlarımızla gelecekte atacağımız adımları belirleyeceğiz. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılını, her bakımdan ülkemiz, milletimiz ve kurumlarımız için yeni bir dönemin mukaddimesine dönüştürmek istiyoruz. 28 Mayıs gecesi itibarıyla inşasına başladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonu, işte bu yeni dönemin yol haritasını ifade ediyor.

Her alanda olduğu gibi, savunma sanayinde de tüm bağımsız, tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar bu çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz. Tarihi şanlı zaferlerle dolu, mazlumların umudu olan ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne mutlaka çıkaracağız. Bunu da 85 milyon olarak hep beraber başaracağız. Oyuna gelmeyeceğiz. Kardeşliğimize leke sürdürmeyeceğiz. Kışkırtmalara prim vermeyeceğiz. Umutsuzluk girdabına sürüklenmeyeceğiz.”

(ANKA)