Korkusuz

Erdoğan, “Yeni anayasa”ya Biden’ın cevabını bekliyor!..

Erdoğan, “Yeni anayasa”ya Biden’ın cevabını bekliyor!..
Döndük dolaştık yine geldik aynı durağa!..

Yeni anayasa tartışması...

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan “Yeni anayasa” dedi... Ortağı MHP’nin desteğini şart koşar gibi yaptı. “Gibi” yi bilerek kullandım. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yaptığı açıklama ile Erdoğan’ın yeni anayasa önerisine destek verdi ama saray kulislerinde ve Ankara’nın derin koridorlarında farklı bir hava esiyor.

★★★

Matematik denen bir gerçek var. Cumhur İttifakı’nın Meclis’teki sandalye sayısı anayasayı değiştirmeye yetmiyor. Bırakın onu, referanduma götürecek sayıya bile ulaşamıyor. Bu, gün gibi ortadayken Erdoğan neden “Yeni anayasa” tartışmasını gündeme soktu?.. Gündem değiştirmek, biraz rahat nefes alabilmek için mi?.. Olabilir... Bana sorarsanız, yan nedenlerden biri... Gittikçe dar alana sıkışan Erdoğan, çıkış yolu arıyor. Dikkatlice bakıldığında önerisi bir masayı işaret ediyor. İYİ Parti lideri Meral Akşener’in önerdiği, Devlet Bahçeli’nin şiddetle reddettiği “Memleket masası”nı... Daha açık izah edeyim;

Eğer Erdoğan, “Yeni anayasa”da samimiyse en azından matematik olarak İYİ Parti ve CHP’nin desteğine ihtiyacı var. Onu da bir tarafa bırakın... Söz konusu olan anayasa değişikliği... Milletin, devletin en temel yasası... Büyük bir toplumsal uzlaşı gerektirir. O yüzden adı ne olursa olsun bir masanın etrafında toparlanılacak. O masanın etrafında bütün siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri olacak.

Pekii...  İYİ Parti lideri Meral Akşener, bir ortak masa kurulduğunda CHP’nin bu masanın olmazsa olmazı olacağını ilan etmişti. MHP, masaya oturabilecek mi?.. Ankara kulislerinde o kadar çok soru dolaşıyor ki... Kurulan denklemlere ve oradan çıkarılan sonuçlara değme matematikçinin bile aklı yetmez... Neyse!... Çok fazla detaya girip işi arap saçına çevirmeyelim...

★★★

Ee, ama MHP destek verdi?..

Tamam da... Bir süredir, Erdoğan her “reform” dediğinde yaptığı sert çıkışlarla ve gündemi daha gerecek eylemlerle ona aba altından sopa gösteren Bahçeli ve arkasını dayadığı labirentler hamleyi gördü de ondan... Güvenlikçi politikaların daha da arttırılması ve rejimin daha da otoriter bir yapıya bürünmesini arzulayanlar, Tayyip Erdoğan’ı ellerinden kaçırmak istemiyorlar.

Diğer cepheden bakıldığında da, Erdoğan top çeviriyor. Esas hedefi, en azından mart- nisan aylarına kadar süre kazanabilmek. Hâlâ, ABD’nin yeni Başkanı Biden ile istediği diyaloğu kuramadı ve kanallara ulaşamadı. Bakmayın siz, İbrahim Kalın’ın, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Sullivan ile yaptığı telefon görüşmesine... İçeriği boş!.. Erdoğan, Biden’dan telefon bekliyor. Vee, saraya ulaşan, “Biden ocak ayında, annesi ölen terörist Mazlum Kobani’yi telefonla aradı ve başsağlığı diledi” haberi sarayı çıldırtıyor.

Tayyip Erdoğan, “Yeni anayasa” tartışmalarını bir süre daha gündemde tutarak hem ABD’nin yeni yönetiminin kendisine karşı yöneleceği her türlü tavrı görmek için süre kazanır hem de ortağı MHP’den gelecek beklenmedik çıkışları önleyebilmek için topu çevirir. Ya sonra?.. Çıkabilecek olası sonuçlara göre, farklı denklemler kurulup senaryolar yazılıyor. Onlardan bahsetmek için henüz vakit erken. Bir de, bazıları, sizleri ve bizleri rahatsız edecek türden!..

★★★

Daha somut bilgi beklediğiniz muhakkak...

Tayyip Erdoğan’ın “Yeni anayasa”sında ne var?... Ulaşabildiğim kadarı ile sarayda çok dar bir kadro ile yürütülüyor çalışma. Saray kaynaklarım, MHP dahil hiçbir yere  çalışma ile ilgili henüz bilgilendirme yapılmadığını söylüyor. AKP kulislerinde ise sadece tahminler var. Nedir onlar?..

- “Başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere yüksek yargının yapısında yapılacak düzenlemeler.”

- “Siyasi Partiler ve Seçim Kanunları ile ilgili düzenlemeler.”

- “Siyasi Partilerin kapatılması ile ilgili düzenlemeler.”

- “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği kararların bağlayıcılığının kaldırılacağı düzenleme.”

- “Cumhurbaşkanının sadece 2 dönem seçilmesini ortadan kaldıracak düzenleme.”

★★★

Yeni anayasa tartışmasının sonu daha öncekilerine benzer mi olur?.. Başkent koridorlarında çok renkli (!) tahminlere şahit oluyorum. Çok değerli bir siyasetçi dostumla sohbet ederken, çalışmalara şimdiden katkıda bulunmak için kendi önerisinden bahsetti. Geniş sohbetimizin sadece o bölümünü aktarayım;

“Mevcut anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilemeyeceğini hatırlatmama gerek yoktur sanırım.

MADDE 5- Devletin temel amacı ve görevi Türk Milleti’nin refah, huzur ve mutluluğunu sağlamaktır. Bu görevin bir icracısı olarak seçilen hükümet aşağıdaki durumlarda düşer ve normal seçim zamanına kadar hükümetin görevlerini Meclis’teki tüm siyasal partiler birlikte eşit olarak icra eder.

- Bir yıl içinde işsiz kalanların oranı %15’i aşarsa,

- Bir yıllık enflasyon oranı %15’i aşarsa,

- Tüketici kredisi faizleri ortalaması %15’i aşarsa,

- Kişi başına milli gelir 15 bin doların altına düşerse.

Bu maddeye ilaveten ilk 5 maddeyi müteakip diğer maddelere de aşağıdaki koşulların eklenmesi icap eder:

- Siyasi parti liderleri, bakanlar kurulu üyeleri ve milletvekilleri için 65 yaş sınırı vardır.

- Cumhurbaşkanı tarafsız, partisiz ve üniversite mezunudur. Seçilme sınırı yoktur ama iki dönem üst üste aday olamaz.

- Tüm kamu kurumlarının isminin başına Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen T.C. ifadesi yazılır.

- Okullarda her sınıfta ilk ders öncesi ANDIMIZ okutulur.

- Yabancılara toprak satışı yasaktır, hazır fabrika satışı yapılamaz. Menkul edinebilirler, yeni fabrika yatırımı yapabilirler.

- Ülkede bulunan mültecilerin sayısı ülke nüfusunun on binde beşini geçemez.

- Bürokratlar siyasi söylem ve faaliyette bulunamaz, muhalefete karşı da sorumludurlar.

- Devletin imkanları parti veya partilerin ihtiyaçları için kullandırılmaz.

- Tüm devlet görevlilerinin toplu taşıma kullanması mecburidir. Özel aracı olsa bile işe gelip giderken kullanamaz.

- Bir medya sahibinin başka sektörde işi olamaz, ihalelere giremez. Devlet televizyonu TRT bağımsızdır, denetimi uluslararası bağımsız bir denetim organı tarafından yapılır.

- Asgari ücretten vergi alınmaz, hiçbir koşulda verginin vergisi alınmaz.

- Seçim barajı %10’dur. Bu oranı aşan partiler 500 milletvekilini paylaşır. Geri kalan 100 milletvekili ise, oyları oranında barajı aşamayan partilere verilir ve seçime girmeye hak kazanan her parti en az bir vekil ile temsil edilir.  “

★★★

Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.