Korkusuz
Memduh Bayraktaroğlu

Erdoğan ve PPK üyeleri dün doğru yaptıysa önceki 3 yılın hesabını kimden soracağız?

Yıl 1996...

Amerikan FED’in unutulmaz başkanlarından Alan Greenspan, Francis Boyer ödül töreninde...

Ödülünü almak için platforma çıktığında...

Kendisinden bir konuşma yapması istendi...

Katılımcıların pek çoğu da zaten:

Greenspan’i dinlemek için oradaydılar...





Öncelikle...

O günlerde Amerika’da gayrimenkul satışlarındaki düşüşten söz etti...

Benzer durumu yaşayan Japon ekonomisinin bu nedenle nasıl çöktüğünü hatırlattı...



Gayrimenkul gibi güçlü varlıkların fiyatlanmasının ne kadar zor olduğuna dikkat çekti...

Ayrıca...

Gayrimenkul fiyatlarının ani düşmesinin ekonominin bütünü için:

Ne zaman...

Ve...

Nasıl bir felâkete dönüşeceğini önceden görmenin:

Hiç kolay olmadığını söyledi...



Gayrimenkul fiyatlarının nasıl olup da bir anda yükseldiği...

Ve...

Nasıl olup da bir anda düştüğü sorusuna cevap veremedi...

Tek söylediği şuydu:

“Mantıksız taşkınlık...”.



FED Başkanı’nın “mantıksız taşkınlık” yapmakla suçladığı kişiler:

Yatırımcılardı...





Türkiye’de ise mantıksız taşkınlığın tek müsebbibi var:

AKP Genel Başkanı Erdoğan...





Son üç yılda...

Gösterge faizini:

%19’dan %8.5’a düşüren...

1 doları 8.32’den, 23.50’ye...

Yıllık enflasyonu %19’dan (Bir ara%90’a) %49’a yükselten TCMB’da...

Sadece Başkan değişti...

Para Piyasası Kurulu diğer üyelerinin hepsi görevde...

Onları yöneten Cumhurbaşkanı da yine Saray’da...

Şaşırmayın


Geçen sene haziran ayı itibariyle asgari ücret 4500 lira idi.

Yeni asgari ücret 11.500 TL...

Artış: %130...

Demek ki...

Hükümete ve işverene göre yıllık enflasyon da: %130...



Geçen sene bugünlerde 1 $ = 16,70 TL...

Bugün 1 $ = 23 TL...

TL’nin dolar karşısında değer kaybı ise: %30 ...



Soru şu:

TL, mal ve hizmet fiyatları karşısında %130 değer kaybederken...

Nasıl oluyor da dolar karşısında sadece %30 değer kaybına uğruyor?..

Cevap:

Rezervleri eksiye düşürerek...





Ne demek mi istiyorum?..

Söyleyeyim:

Seçimlerden sonra 1 dolar 60 lira olursa:

Şaşırmayın...

Geçen sene haziran ayı itibariyle asgari ücret 4500 lira idi.

Yeni asgari ücret 11.500 TL...

Artış: %130...

Demek ki...

Hükümete ve işverene göre yıllık enflasyon da: %130...



Geçen sene bugünlerde 1 $ = 16,70 TL...

Bugün 1 $ = 23 TL...

TL’nin dolar karşısında değer kaybı ise: %30 ...





Soru şu:

TL, mal ve hizmet fiyatları karşısında %130 değer kaybederken...

Nasıl oluyor da dolar karşısında sadece %30 değer kaybına uğruyor?..

Cevap:

Rezervleri eksiye düşürerek...



Ne demek mi istiyorum?..

Söyleyeyim:

Seçimlerden sonra 1 dolar 60 lira olursa:

Şaşırmayın...

Günün sözü


Walt Disney dedi ki:

“Başarmanın yolu, konuşmayı bırakıp işe koyulmaktır...”.

Gitse n’olacak?


Halk arasında eskilerin bilhassa söylediği çok güzel bir deyim vardır...

Şöyle:

“Ver yiyeyim, ört yatayım, bekle canım çıkmasın...”.



Kimse gücenmesin ama...

Her 100 kişiden 52’si...

Bu deyimi doğrulamak için yaşıyor gibi...



O, yan gelip yatacak...

Başkaları:

Ona hizmet edecek...

Onu beslemek için çalışıp:

Vergi ödeyecek...

O ise:

“Bekle canım çıkmasın ben de sana yardımcı olayım” diye adeta kafa bulacak...



Yapabilecek bir şeyimiz yok...

Gelişmiş ülkelerden:

Seçmen ve politikacı ithal edemeyeceğimize göre...

Erdoğan gitse n’olacak?..

Danışmanı kuyucu


Adamın biri yüksekçe bir evin damına çıkmış, aşağıya inemediği gibi indirilemiyormuş da...

Nasrettin Hoca’ya birini gönderip yardım istemişler...

Az sonra Hoca olay mahalline gelmiş...

Damdaki adama baktıktan sonra:

“Bana uzun ve kalın bir urgan bulun getirin” demiş...

Az sonra urgan gelmiş...

Hoca damdaki adama:

“Şunun ucunu beline sıkıca bağla” deyip urganın bir ucunu fırlatmış...

Adam urganı beline bağlamış...

Hoca elindeki diğer ucu hızla çekmiş...

Damdaki adam aşağı inmiş...

Ama...

Ahalinin yarısı yüzü koyun yere yapışan adamın yanına...

Diğer yarısı da Hoca’ya koşup öfkeyle bağırmış:

“Ne yaptın Hoca?.. Biz senden adamı kurtarmanı istemiştik sen adamı öldürdün?..”.

Hoca mahcup...

Boşta kalan eliyle başını kaşımış:

“Ben bu mübarek urganla daha önce birini kurtarmıştım ama kuyudan mıydı damdan mıydı işte onu tam bilemedim...”.



Türkiye ekonomisi krize neden girdi?..

Faizleri yükseltmek yerine düşürdüğü için...

Türk Lirası neden bu kadar çok aşındı?..

Dalgalanmaya bırakmak varken baskılandığı için...



Demek istemem o ki...

Büyük Ekonomist, krizden çıkmanın yollarını birilerinden dinlemişti...

Ama...

Dinlediği kişi büyük ihtimalle ekonomist değil:

Kuyucu idi...

Dünün tweeti


Ertuğrul Günay

@ErtugrulGunay

Bunca ekonomik ve toplumsal sorun, pahalılık ve partizanlık ortamında, yorgun ve yıpranmış iktidar hala işbaşında kalıyor ve muhalefet 2014’ten beri gücünü 2-3 puan arttıramıyorsa, bu iktidarın başarısı değil, muhalefetin başarısızlığıdır.

Bakan’ın tahmini




Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır demiş ki:

“TOGG’da dünyanın büyük bir ilgi ve gıptayla izlediği bir başarı hikayesini ortaya çıkardık. İşte önümüzdeki dönemde aslında Türkiye en az 12 TOGG’la tanışabilir...”.



Mucize şu kelimede:

“Tanışabilir...”.



“Tanıştı” diyemiyor çünkü henüz ortada seri üretilmiş bir otomobil yok...

“Tanışacak” diyemiyor çünkü o zaman da “taahhüt” etmiş olacak...



En kolayı:

Tahmin...

O nedenle öngörüde bulunuyor:

“Tanışabilir...”.



Tanışamazsak...

Bahane hazır:

“Tahmin ettim yanıldım...”.



Aslında Reis de:

“Faiz sebep enflasyon netice bir tahmindi ama tutmadı” diyebilir...

Dananın kuyruğu koptu mu?




TCMB Para Piyasası Kurulu “ne şişi yaktı ne kebabı...”.

Yani...

Ne Erdoğan’ı fazla üzdü...

Ne bankacıları üzdü...

Yani:

Gösterge faizleri:

“Komşular alışverişte görsün” misali arttırıldı...



% 8.5 olan politika faizi:

6.5 puan artışıyla:

%15’e çıkarıldı...



Bu faiz artımı ekonomiyi kurtarır mı?..

Kurtarmaz...

Çünkü...



Ekonominin sorunu:

Yüksek ya da düşük faiz değil...

Kaldı ki:

Ekonomi biliminde yüksek faiz yok...

Sadece “faiz” var...



Yükseklik ya da düşüklük izafidir...

Yıllık %10 faiz Japon ekonomisi için yüksek...

Türkiye ekonomisi için düşüktür...



Yüksek faizden maksat reel faizdir...

Ve Türkiye eksi reel faizi sürdürmekte kararlı...

Olabilir mi?


1837 yılı Amerika ekonomi tarihinin en berbat yıllarından biriydi...

Ülkeyi yönetenler...

Fakirliğe ve işsizliğe çözüm bulamayınca...

İnsanlara:

Daha çok dindar olmalarını...

Daha çok ibadet ederek...

Cennette yer kapmalarını öğütlüyorlardı...



1857’de 37’dekine benzer bir kriz daha yaşandığında...

Journal of Cmmerce (Ticaret Dergisi) şu dizeleri yayımladı:

“Bir süre uzak dur Wall Street’ten...

Dünyevî dertlere boş ver...

Her gün en az bir saatini:

Umut dolu dualara ver...”



Erdoğan’ın ekonomistliği...

Journal of Conners’in 1857 nüshalarını okumuş olmasından geliyor olabilir mi?..