Erdoğan: Ekonomide sıkıntı varmış; yok, biz yolumuza devam ediyoruz
İstanbul Finans Merkezi'nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "CHP'nin sözcüsü olan zat ve bir de ortağı olan, bir ara hazinenin başında olan zat, birlikte bunlar ne yaptılar? Gittiler kapalı kapıların ardında otelde oturup bunlarla IMF adına pazarlık yaptılar. Bize de tavsiyede bulundular. IMF'den destek almadan bu işi yürütemeyeceksiniz diye. Niye? Ekonomide sıkıntı varmış. Yok. Biz gayet iyiyiz, yolumuza devam ettik ve ediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, yaptıkları şehir hastaneleriyle dünyaya meydan okuduklarını söyledi.
Yabancı ülkelerden gelen yabancı liderlerin şehir hastanelerine hayran kaldığını anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Fakat Bay Bay Kemal ne diyor biliyor musunuz? 'Yap-işlet-devret nedir bunu bilelim.' Ya öğrenemediysen ne yapayım? Bir de seninle mi uğraşacağım? Yani biraz azmin varsa, biraz kararlılığın varsa aç kitapları bir karıştır. Yap-işlet-devret nedir öğren. Bakkal hesabı yapacak kadar ekonomi ve matematik bilgisi olan herkes, bunlarla ekonominin idare edilmeyeceğini çok iyi görüyor. Bizim gibi milletimiz de muhalefetin içine düştüğü trajikomik durumu kah gülerek, kah da siyaset kurumu adına üzülerek takip ediyor."
Milletin 25-26 sene önce meydanlarda 2 anahtar vaadiyle dolaşanların kendini elindeki anahtarlardan da ettiğini unutmayacağını dile getiren Erdoğan, insanların, sabah-akşam ahkam kesen, IMF çantacılarının ülkeyi geride bırakacak vaatlerini çok iyi bildiklerinin altını çizdi.
"Bu millet, ülkeye geride milyarlarca dolar borç takarak nasıl ortalıktan kaybolduğunu unutmaz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kardeşlerim biliyorsunuz ama olur ya belki hafıza-i beşer nisyan ile maluldür, unutmuş da olabilirsiniz. Şimdi şu malum yedili, masanın etrafında olanlar var ya onlardan bir tanesi de ismini vermeyeceğim, gerek yok, anlarsınız zaten, Davos'tayız. Davos'ta Strauss-Kahn o zaman IMF'nin başında. Bir ara çıktık, onunla bir görüşme yapıyoruz. Kendisine dedim ki, 'İkide bir adamları gönderiyorsunuz ve bunlar Türkiye'yi idare etmek adına konuşuyorlar. Taksitlerinizi alıyor musunuz? Alıyorsunuz. Ama Türkiye'yi idare edemezsiniz, Türkiye'yi idare etmek bana aittir. Ona siz asla müdahale edemezsiniz.'"
"Bu millet IMF'den alınan borçlarla memur maaşlarının nasıl ödendiğini unutmaz"
Türkiye'nin o dönem IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu hatırlatan Erdoğan, 2013'e kadar ödemeleri yaparak, borcu bitirdiklerini söyledi.
Daha sonraki süreçte IMF ile ilişkilerine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Daha sonra şu anda CHP'nin sözcüsü olan zat ve bir de ortağı olan, bir ara hazinenin başında olan zat, birlikte bunlar ne yaptılar? Gittiler kapalı kapıların ardında otelde oturup bunlarla IMF adına pazarlık yaptılar. Bize de tavsiyede bulundular. IMF'den destek almadan bu işi yürütemeyeceksiniz diye. Niye? Ekonomide sıkıntı varmış. Yok. Biz gayet iyiyiz, yolumuza devam ettik ve ediyoruz. Bizim aynı zamanda Merkez Bankamızın da döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Başbakanlığım döneminde döviz rezervini 135 milyar dolara kadar da çıkardık. 2013'ten sonra IMF ile ilişkimizi kestik. Merkez Bankası'nın döviz rezervi devamlı artış kaydındaydı, arttı. Şu anda da zaten ihtiyacımız yok. Ve bu millet ülke hazinesi tamtakır olduğu için IMF'den alınan borçlarla memur, emekli maaşlarının nasıl ödendiğini unutmaz. Memur maaşlarının nasıl ödendiğini hatırlayın o günleri. Kimin dönemiydi bunlar? İşte bu CHP'nin, bunların dönemleriydi. CHP'nin dönemleriydi. Bunlar bu millete çok çile çektirdiler çok."
"Millet bugün afaki vaatlerle ortalıkta dolaşanların geçmişte SSK'yı nasıl batırdığını unutmaz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu millet bugün afaki vaatlerle ortalıkta dolaşanların geçmişte SSK'yı nasıl batırdığını, ülkeyi nasıl soyup soğana çevirdiğini asla unutmaz. Bu millet 1990'lardaki popülist söylemlerin nasıl Türkiye'yi ekonomik bir çöküşe sürüklediğini asla unutmaz. Hiçbir zaman da unutmayacaktır. Değerli arkadaşlar, Türkiye gündeme gelmek uğruna Kıpti'ye hakaret olmasın ama güzel bir söz olduğu için aynen söyleyeyim, 'Nerede Kıpti misali sirkatin söyleyen pek çok çapsız siyasetçi görmüştür.'. Ama şimdiye kadar ülkemizde hiçbir siyasetçi 'Millet yol mu yiyecek?' Lafa bak. Önünde de ne var? Profesörler kızmasın, Prof yazıyor. 'Köprü mü? Viyadük mü? Havalimanı mı? Bunları mı yiyecek? Soğandan, domatesten haber ver.' Ya benim Anadolu köylüm onları gayet iyi bilir. Ama sen ne soğanın lezzetini bilirsin, şöyle soğanı masaya koyup da vurup dağıtabiliyor musun? Dağıtamaz onların lüksünü bozar. Ekonomi cahili, eser ve hizmet düşmanı olmuş durumda. Bırakın ekonomiden anlamayı, bırakın hesap uzmanı olmayı, dünyayı az buçuk takip eden hiç kimse bile böyle bir cümle kurmaz. Ya bu viyadükleriniz, köprüleriniz, bu havalimanlarınız olmasaydı acaba biz Türkiye'nin bir ucundan bir diğer ucuna nasıl giderdik?"
Üniversite sayısının 77'den 208'e çıktığını söyleyen Erdoğan, kendilerine bununla ilgili 'Ne gerek var?' denildiğini belirtti. Erdoğan, 81 vilayetin tamamında üniversite olmasını istediklerini ve üniversitesi olmayan şehir kalmaması için sayıyı artırdıklarını ifade etti.
Erdoğan, farklı şehirlerdeki öğrencilerin okumak için İstanbul'a, Ankara'ya gelmelerine gerek olmadan kendi yaşadığı şehirde üniversite tahsili yapabildiğini belirtti.
Kendisini üzen bir şeyin daha olduğunu dile getiren Erdoğan, "Her şeyden önce yol yenebilen, yenerek tüketilen bir meta değildir. Bunu bilesin bay profesör. Demek ki senin tedrisatında bunları size öğretmediler. İkincisi, yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur. Üretici mahsulünü satar. Turist seyahat eder, sanayici ihracat yapar. Nakliyeci malzeme taşır. Yol yenmez ama yol sayesinde yatırım gelir, sanayi gelişir, ülke kalkınır, ekonomi büyür, istihdam oluşur. Elbette yol yenmez ama yol sayesinde 85 milyon hem birbirine kavuşur, hem de evine ekmek götürüp helal rızık götürür. Yani yol sadece yol değildir." ifadelerini kullandı. (AA)