Ey güzel insanlar!..
Enflasyon basit anlamda:
Fiyatlar genel seviyesinin yükselmesidir...
Bu durumda:
Yani, üreten kesim, fiyatları arttırdığı zaman...
Piyasadaki para miktarı, fiyatlar artmadan önceki miktarda ürün ve hizmeti satın alma kabiliyetini kaybeder...
★
Böyle durumlarda siyasi iktidarlar (Genelde) para arzını arttırarak:
Paranın; fiyatlar karşısındaki güç kaybını onaylamış olurlar...
Ancak...
★
Gelirini aynı oranda arttıramayan sabit gelirlilerin (Memur, emekçi ve emekli) satın alma güçleri bir öncekine göre azalınca...
Onlar için hayat:
Dünden daha pahalı hale gelir...
Yani:
★
Sabit gelirlileri ezen her ne kadar enflasyon gibi görünüyorsa da...
Mağduriyetlerinin asıl sebebi:
Gelirlerinin enflasyon oranında artmamasıdır...
Yani:
İktidarların üreticileri:
Sabit gelirlilere (Memur, emekçi ve emekli) tercih etmesidir...
★
Demek istemem o ki...
Enflasyon her kesimi aynı oranda rahatsız etmez...
Hatta...
Gayrimenkul sahiplerini, türev spekülatörlerini ve borçluları bir süre:
Memnun bile edebilir...
★
Kısacası enflasyon:
Ürün ve hizmetlerini yeniden fiyatlandırabilen üreticilerle...
Pazarlık gücü olmayan sabit gelirlileri:
Farklı boyutlarda etkiler...
Ancak...
★
Gelir ve ücretleri enflasyon oranında artmayan...
Ve bu nedenle:
Hayat pahalılığı altında ezilen sabit gelirlilerin içine düştüğü durum kısa sürede...
Tüm kesimleri ilgilendiren bir:
Sosyal soruna dönüşür...
★
30 yıldır kendimi “Liberal Demokrat Sosyalist” olarak tanımlıyor olmamın sebebi:
İşte bu sosyal soruna dikkat çekebilmek içindir...
Günün sözü
“Bazen insanların yönetiminin kendilerine emanet edilemeyeceği söylenir. Peki o zaman insanlara başkalarını yönetme işi nasıl emanet edilebilir?..”.
Thomas Jefferson
NEDEN ŞİMŞEK’E EMANET
Tekrar olacak belki ama olsun...
Eskiler:
“Et tekrar-ü ahsen, velevkâne yüz seksen/Yüz seksen kere bile olsa, tekrar güzeldir...” demişler...
★
Canlarım...
Ülkenin ekonomi yönetimi ve ekonomi medyası:
İktisatçıların değil:
Finansçıların hâkimiyetinde...
★
Siyasi iktidar ekonomiyi:
Ekonomide sürdürülebilir büyümeyi gerçekleştirebilecek...
Gelir dağılımında adaleti sağlayacak ekonomistlere değil...
★
Küresel para piyasalarından yüksek maliyetli ve geçici de olsa...
Günü kurtarabilmek için para bulabilecek çevreye sahip:
Finans uzmanlarına teslim ediyorlar...
★
Ekonomi yönetiminin, iktisat biliminden uzak...
Küresel finans çevrelerinde tanınan Birleşik Krallık vatandaşı Mehmet Şimşek’e emanet edilmesinin sebebi işte bu...
TEKERRÜR EDECEK
Siyasetçilerle, ülkelerdeki dinci ve ırkçı azınlıklar...
Bütün savaşlarda, sebebi görmezden gelip...
Sadece sonuçlara odaklandıkları sürece:
Tarih tekerrür edecek...
★
İsrail’in Gazze’de aylardır sürdürdüğü soykırım meselâ...
Sebep mi?..
Sonuç mu?..
Tabii ki sonuç...
★
Peki:
Bu sonucun sebebi yok mu?..
★
Var tabii ancak...
İsrail yanlıları sonucu...
Filistin yanlıları ise sebebi meşru gördükleri için:
Bu savaş bitmiyor...
★
Filistin yanlıları sebebi...
İsrail yanlıları ise sonucu kınadıkları gün:
Bu savaş ve benzerleri bitecek...
Peki, kınayacaklar mı?..
★
Siyasî ve şahsî çıkarlar, halkların refahına tercih edildiği...
Bunun için:
Din ve ırk yobazları kullanıldığı sürece:
Bitmeyecek...
NE YAZIK Kİ GERÇEK BU
Canlarım...
Dünyanın hiçbir ülkesinde:
“Faiz sebep enflasyon netice” gibi absürt bir fikirle ekonomiyi:
Önce perişan eden...
Sonra da:
İlk söylediğinin tam tersini yaparak faiz oranlarını yüzde 400 arttıran bir kişi...
İktidar koltuğunda bir gün bile:
Oturamaz...
★
Ama be canlarım...
Burası Türkiye...
Burası:
Ekonomi ve bilim aklından çok:
Dinî duyguların etkin olduğu bir ülke...
DÜNÜN X’İ
Mustafa Sönmez
@mustfsnmz
İşsizlikte ürkütücü tırmanış! Haziran’da iş arayan işsiz sayısı 3.3 milyona, işsizlik oranı %9.2 ye çıktı. İş aramaktan yorgun işsizlerin oranı ise bir ayda 4 puan arttı ve %29.2ye tırmandı. Sayı 10 milyonun üstünde.
AKLIMA GELDİ
Uzunca bir seyahatten erken dönen ev sahibi, karısını, yatakta tanımadığı bir adamla bulunca öfkelenmiş...
“Kalk bakiym yatağımdan ve giyin” demiş adama...
Karısı, kendisine tek söz etmeyen kocasına öylece bakıyormuş...
Adam giyinince evin sahibi:
“Düş bakiym peşime” deyip hızla odadan çıkmış...
Yabancı adam da peşinden...
Bir süre hiç konuşmadan yürümüşler...
Kadının kocası önde, dostu arkada ana yola çıkan yokuşu tırmanmışlar...
Koca, karısının dostuna dönmüş yüzünü:
“Bana bak” demiş, “seni bir daha karımla yine böyle uygunsuz vaziyette yakalarsam; buraya kadar getirmem, yokuşun başında bırakırım haberin olsun...”.
Adamı orada bırakıp eve dönmüş...
Karısı da giyinmiş mutfak tezgâhında bir şeyler yapıyormuş...
Usulca yaklaşıp karısının kulağına, bir kere.
“Cöööö!” diye bağırmış...
Kadın yüzünü dönüp kocasını görünce, işaret parmağıyla damağını çekmiş:
“Ayyyy, çok korktum...”.
“Bu daha bir şey değil” demiş kocası, “seni bu herifle bir daha aynı vaziyette yakalarsam, bu defa bir kere değil üç kere ‘cöööö’ der, ödünü patlatırım...”.
★
İran’ın, İsrail’e her gün bir kere “cöööö!” dediğini duyunca...
Aklıma bu fıkra geldi...
CEVABI BİLİYORUM
Çevrenizde, devasa bir holdingin değil...
İrice bir şirketin sahibine:
“Erdoğan, Şimşek ve diğer bakanlarına şirketinizde yöneticilik görevi verir misiniz?” diye sorun lütfen...
★
Siz, bu soruyu sormadan önce, alacağınız cevabı merak edebilirsiniz...
Ben ise o cevabı merak bile etmem...
Çünkü:
Ne cevap alacağınızı biliyorum...