Korkusuz

Enes Kara ‘cinayeti’ neyi gösterdi?

Enes Kara ‘cinayeti’ neyi gösterdi?
Henüz 20 yaşındayken yaşamına son veren Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın çığlığı önce sosyal medyadan yankılandı. Bu yankı aynı gün daha büyük bir çığlığa dönüştü. Milyonlarca kişi bu sese ses olmak için sosyal medyada çırpınırken, CHP, İYİ Parti ve HDP’nin genel başkanları ise bir anda sessizliğe gömüldü. Cinayetin üzerinden neredeyse 24 saat geçmesine rağmen, 3 partiden de cinayetin ‘’siyaset – cemaat – ticaret’’ ilişkisinden kaynaklandığına ilişkin bir açıklama yapılmadı. Bir tepki gösterilmedi! Bir tavır konulmadı! Her üç parti de “cemaat ve tarikatları kızdırmamak’’ ve ‘’onlardan gelmesi muhtemel olan oyları kaçırmamak’’ için susmayı tercih etti.

Enes Kara cinayeti kadar ağır ve bir üzücü bir gerçektir bu...

Bu gerçek; bizim çaresizliğimizdir...

NEDEN SUSTULAR?

Muhalefet partileri, AKP’nin yarattığı sözde muhafazakarlığın ideolojik hegemonyasına teslim olmuş, cemaat ve tarikatlara karşı tek bir söz söyleyemez hale gelmiştir. İşte bu AKP – tarikat ve cemaatların siyasi zaferidir! Muhalefet kendilerine hiçbir zaman oy vermeyeceği bilinen tarikat ve cemaatlardan oy alabilme hayali yüzünden, gericiliğe, yobazlığa ve dini dayatmalara ses çıkaramayacak bir hale getirilmiştir. ‘’Popstar’’ denilerek küçümsenen Tarkan, kimi siyasetçilerden daha cesur ve ileri bir tavır almıştır.

Böyle umut olunmaz!

Böyle alternatif olunmaz!

Gençliğe ve halka böyle umut verilmez!

Enes Kara, öğretmen olan babası tarafından Nur Cemaati’nin yurda çevirdiği bir apartmanda, cemaatin baskılarına dayanamadığı için çığlık atıyor ve “Kardeşlerim de aynı durumda, onlar için de üzülüyorum’’ diyor. Mektubunda ve videosunda, cemaatin kendisine yaptığı baskıları ayrıntılı bir biçimde anlatıyor. Enes, çığlık atarken Duyun beni’’ diyor! Ve bu ülkede yüzbinlerce genç Enes’le aynı baskıyı yaşıyor!

Muhalefet böyle bir durumda neden susar?

Muhalefetin yeri göğü inletip bu duruma yol açan siyasi iktidardan hesap sorması gerekmez mi?

Muhalefet milletvekilleri, cinayetin yaşandığı Elazığ’daki cemaat evinin önüne giderek, savcının ve polisin gerekli araştırmayı yapıp yapmadığını takip etmez mi? Açıklamalar yaparak, kamuoyu uyarılmaz mı? Muhalefetin temsilcileri, “İktidara geldiğimizde cemaat ve tarikatların yurtlarını kapatacağız’’ diyemez mi?

[caption id="attachment_321009" align="alignnone" width="600"] Enes Kara[/caption]

HİÇBİRİNİN SÖZÜ KALMAMIŞ…

Enes Kara cinayeti, muhalefetin irili ufaklı tüm aktörlerinin, tarikat ve cemaatlere karşı söyleyebilecek hiçbir sözünün olmadığını ve kalmadığını gösterdi. Cinayetin üzerinden 24 saat geçtikten sonra, sosyal medyadaki tepkiler yüzünden twit atmak zorunda kalan siyasiler, hiçbir inandırıcılıklarının olmadığını görmek zorundadır. Liderlik, toplumun baskısıyla hareket etmek değil, topluma önderlik etmektir. Muhalefetin aktörleri, çaresizlik içinde kıvranan gençlere umut veremeyeceklerini göstermiş, tarikat ve cemaatlerden gelmesi planlanan hayali oyların peşine düştükleri gerçeğini bir kez daha gözümüze sokmuştur.

Sosyal medyada yüzbinlerce kişi bu cinayete tepki gösterdikten sonra twit atmanın hiçbir anlamı da değeri de yoktur.

“GEREKSİZ” BİR HASSASİYET…

Bu cinayet sonrası ortaya çıkan tablo üzerine çok şey söylenebilir… Ancak bunun bir anlamının olmadığını biliyorum. Zira; muhalefet partileri, kendi tabanlarının insani tepki ve talepleri yerine, “cemaat ve tarikatların hassasiyetleri’’ni ön planda tuttukları için, sözü uzatmanın anlamının olmadığını düşünüyorum.

Muhalefetin, Enes Kara cinayeti sonrası ortaya çıkan tavırsızlığı, bunca rezilliğe rağmen, neden alternatif olamadıklarının da en önemli göstergelerinden biridir.

Zira; bir kez daha görüldü ki; muhalefet partilerinin tabanlarının olaylara yaklaşımı ve gösterdikleri refleks, partilerin de liderlerinin de çok çok önündedir. Muhalefet, kendisine oy veren seçmenin gerisine düşmüştür.

İntihar haberi verilmez mi?


Kardeşimiz Enes Kara’nın intiharı sonrası kimi muhalefet temsilcileri, “Olay intihar olduğu için paylaşım yapmadık’’ savunmasına sarıldı.

Neden böyle davrandıklarını yukarıda zaten özetledim.

Çok yaygın ve yanlış bilinen bir konudur intihar haberine yönelik bu yaklaşım…

NE YAPMALI?

Dünyanın her yerinde intihar haberleri verilir. Ancak bir şartla; intiharın yöntemi yazılmaz; detay verilmez, haber yazılırken ve konu anlatılırken teşvik edici ifadeler kullanılmaz. Olayın arkasında yatan sebepler ise irdelenir ve toplumsal mesaj verilir.

AKP’ci tarikat ve cemaatlara karşı tavır almamak için bahane üretmek doğru değildir. Kamu, bu tür olayların üstüne gitmeli;  ‘intihar’ olarak lanse edilen olayların, kimi zaman bir cinayetin failini gizlemek için bu şekilde duyurulduğunu da unutmamalıdır.

Sözün özü:

Enes Kara, yaşamına son vermiş, bir çığlık atmış ve hepimizi uyarmıştır. Ülkeyi yöneten ya da yönetme adayı olanların bu çığlığı duyması gerekir. İntihar eden müzisyenlerin ya da iş insanlarının çığlığı nasıl duyulduysa, cemaat kurbanı Enes’in katilleri de teşhir edilmeli ve yargı önüne çıkarılması sağlanmalıdır.