Korkusuz

Ekrem İmamoğlu’na karşı işlenen 4 suç...

Ekrem İmamoğlu’na karşı işlenen 4 suç...
Ve beklenen oldu...

Zaten aksi olsa şaşırırdık...

İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile İngiltere Büyükelçisi Dominick Chilcott’un yemekte buluşmasına ilişkin olarak sızdırılan kamera görüntüleri hakkında soruşturma izni vermedi. Valilik, soruşturma izni vermemesine “Görüntülerin Emniyet Müdürlüğü’nün kameralarından alınmamış olması’’nı gerekçe gösterdi. Valiliğin kararıyla birlikte, suçlanan polis memurları hakkında herhangi bir soruşturma açılamayacak.

İMAMOĞLU İTİRAZ ETTİ

SÖZCÜ’den Özlem Güvemli’nin haberine göre, İBB Başkanı CHP’li Ekrem İmamoğlu ise valiliğin gerekçesine itiraz etti ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurdu. İmamoğlu’nun avukatları, görüntülerin kamuoyunda MOBESE olarak da bilinen Kent Güvenlik Yönetim Sistemi’ne (KGYS) ait olduğunu belirtti. Avukatlar, itiraz dilekçesinde şu noktaya dikkat çekti:

Olay yerinde ve o açıyı gören konumda, İBB’ye, Sarıyer Belediyesi’ne ve iş yerlerine ait başka bir kamera bulunmamaktadır. Soruşturma konusu görüntülerin alınabileceği bir başka kamera bulunmamaktadır. Görüntülerde görünen kablo, KGYS kamerasının önünden geçen kablodur ve bu da görüntülerin KGYS kamerasından alındığını doğrulamaktadır.”



DİLEKÇEDEKİ İFADELER ÇOK NET

Görüldüğü üzere, CHP’li Ekrem İmamoğlu, açık ve net bir şekilde, “Bölgede başka bir kamera yok. Dolayısıyla o görüntüler KGYS’ya aittir” diye ısrar ediyor. Üstelik inandırıcı deliller sunuyor. Ancak sonuç değişmiyor. Valilik ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün ön inceleme raporuna dayanarak soruşturma izni vermiyor. Ve böylece, uluslararası boyuttaki bir skandalın üstü örtülüyor. Zira; yemekte bulunan kişinin İngiltere Büyükelçisi olduğunu unutmayalım. Dolayısıyla, büyükelçinin “özel yaşamının gizliliği’’ de ihlal ediliyor. Konu bu yüzden, uluslararası bir boyut da kazanıyor.

TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ DEĞİL

İstanbul Valiliği’nin bu kararı, Türkiye’nin hukuk devleti olmadığını bir kez daha gösterdi. Karar hukuk dışı olduğu kadar gelecek açısından da tehlike arz eder bir nitelik taşıyor. Zira; bu karar ‘özel yaşamın gizliliğini ihlal suçu işleyen’ kamu görevlilerinin herhangi bir ceza almayacağını gösteriyor.

İstanbul Valiliği’nin “Soruşturma izni vermeme’’ gerekçesiyle birlikte, Ekrem İmamoğlu, İngiliz Büyükelçi Dominik Chillcot ve yemeğe katılan eşlerine karşı işlenen dört ayrı suçun da üstü örtülüyor.

İŞTE O SUÇLAR

MOBESE’nin kaydettiği ancak içeriğinde herhangi bir suç unsuru bulunmayan görüntülerin servis edilmesi, anayasaya, TCK’ya, CMK’ya ve  Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na göre suçtur. Büyükelçinin görüntülerinin servis edilmesi de diplomatik dokunulmazlığın ihlali anlamına gelir.

Ekrem İmamoğlu, üzeri örtülmeye çalışılan bu dört suçun üzerine kararlılıkla gitmelidir. Bu aynı zamanda, Türkiye’nin hukuk güvenliği açısından da önemli bir süreç olacaktır.

‘‘Demagoji yapmıyoruz; gerçekten batıyoruz’’


İktidar kabul etmese de ekonomik kriz tüm kesimleri kasıp kavuruyor. AKP’li Bülent Arınç’ın bile “Ulan iki kilo et 300 TL... Bunu kim alabilir” diye tepki gösterdiği bir dönemden geçiyoruz.

Bu kasırgadan nasibini alan kesimlerden biri de devlete iş yapan müteahhitler...

AÇIK AÇIK SÖYLEDİ

Önceki gün TV 100’deki bir programa katılan Türkiye İnşaat Mühendisleri İşveren Sendikası Genel Başkanı Servet Arslan, kamuya iş yapan inşaat firmalarının içinde bulundukları ‘çıkmazı’ açık bir dille anlattı. İstihdamın yüzde 7’sini karşıladıklarını belirten Arslan, “Bu demagojik bir durum değil. Batıyoruz” dedi.



CUMHURBAŞKANINA ÇAĞRI

Servet Arslan, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kendilerine tanınan Yüzde 15’lik tasfiye hakkı’’nın sektörün gerçekleriyle uyumsuz olduğunu belirtti. Arslan, “Bu karar, işe yeni başlayanlara tasfiye hakkı veriyor ama her türlü riski üstlenmiş olan büyük firmaların kurtulma şansını yok ediyor. Adil bir tasfiye hakkı istiyoruz’’ dedi. Arslan, sadece iktidarın değil, muhalefet partilerinin de konuya ilgi göstermesini istiyor.

6 MİLYON KİŞİ RİSK ALTINDA

İstihdamın yüzde 7’sini karşıladıklarını belirten Servet Arslan, cumhurbaşkanlığının tasfiye kararına ilişkin yeni bir değerlendirme yapmasının şart olduğunu vurguluyor. Yaklaşık 6 milyon kişinin bu sektör sayesinde yaşamını sürdürdüğünü de vurgulayan Arslan, 250 sektör ile doğrudan ticari ilişki içindeyiz. Bu gerçekler göz önüne alınmalı’’ çağrısında bulunuyor.

İnşaat maliyetlerindeki artışları kalem kalem açıklayan Arslan, “Yeni yılın başından bugüne demire yüzde 45, çimentoya yüzde 50, mazota  yüzde 80 zam geldi. Bu şartlar altında inşaatları ucuza mal edebilmek mümkün değil’’ ifadesini de kullanıyor.

İKTİDAR RÜYA GÖRÜYOR

Sizin de gördüğünüz üzere, yanlış ekonomi politikaları yüzünden artan maliyetler, işçiyi de işvereni de büyük bir cenderenin içine almış durumda. İktidar ise bu gerçeklere rağmen, hâlâ büyüme masalları anlatıyor.