Korkusuz

Egemen erkek siyaseti fena halde tuş oldu!..

Egemen erkek siyaseti fena halde tuş oldu!..
Meşhur hikayedir...

ODTÜ İktisatta final sınavı yapar hoca, tek soruluk...

Soru: Risk nedir?

Talebelerden birinin sınav kağıdı;

Cevap: Boş kağıt olur. “Risk budur” der.

100 alır...

★★★

Baştan uyarayım; bu bir ekonomi yazısı değil. Geçenlerde, fotoğraf makinamın objektifine takılanlardan “İYİ Parti’de neler oluyor?” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Ha işte!.. Onun devamı niteliğinde. Biraz içinde kulis bilgileri var... Biraz –her zaman olduğu gibi- fotoğraf makinamızın objektifine takılanlar... Daha önemlisi bir liderlik hikayesinin satır başları ve erkek egemen siyaset anlayışımızın yediği esaslı şamar var...

37 yaşında Ankara’ya geldi, “Ankara” siyaseti ile tanıştı...

İlk günlerde biraz ürkekti... Cumhuriyet kızıydı... Gerçek gücünü buradan aldı...

28 Şubat sürecinde anlı şanlı paşalara dikildi...

DYP’de Tansu  Çiller’e dikildi...

(Benim bildiğim kapalı kapılar arkasında nice kudretli isimlere sayısız diklenmeleri var. Ancak özel sohbetler olduğu için ve kendisinden de izin almadığımdan gazetecilik etik kuralları çerçevesinde yazamıyorum)...

AKP kurulurken aklına yatmadığı için bıraktı -ki iktidar olacağını ve kesintisiz bakan olacağını biliyordu- arkasına bile bakmayıp yürüyüp gitti...

MHP’de Genel Başkanlık mücadelesinde kararlılığı...

İYİ Parti’yi tüm engellemelere ve şahsına yapılan belden aşağı iftiralara rağmen kurması...

Son üç yıllık siyasi kararlarıyla siyasete verdiği yön...

Vee... Son Kurultay’da bazı partili milletvekillerinin blöflerine rest çekmesi...

İYİ Parti 2’nci olağan kongresine restleşmeler damgasını vurdu. Kendilerini “yeniçeri ocağına” benzetip “istediklerimiz olmaz ise 18 milletvekiliyiz istifa ederiz haa” diye Meral Akşener’e şantaj yapanlar, erkek egemen siyaset anlayışının esiriydiler. Doğru hesap yapamadılar. Yenildiler...

Hesaplayamadılar... Çünkü, egolarının altında kalmışlardı ve kişisel hırs ve hesaplarından başka gözleri hiçbir şeyi görmüyordu.

Hesaplayamadılar... Her şeyden önemlisi karşılarında tipik bir Türk kadını vardı. Aha şimdi buraya çok dikkat edin!.. Tamamen inancı ve iç güdüsü ile hareket ediyordu. Başka bir şeyi gözü hiç görmüyordu. Analarımızın terliklerinden yediğimiz darbelerin tecrübesi ile sabittir. Yıllar sonra o terliklerin ne kadar haklı olduğunu dışarıya olmasa da içimizden itiraf etmişizdir. İçgüdüsel olarak fırlatılan o terlik doğru zamanda hep haklı noktayı vurmuştur çünkü... Bu genetik özellikte dünyada sadece ve sadece Türk kadınında vardır. Başka bir yerde eşi benzerine rastlayamazsınız!..

★★★

Kendisini, yüzüne karşı da köşe yazılarımda da çok rahat eleştirdiğim için içim çok rahat!..

Gazeteci kimliğimizle Türkiye’nin çok kritik bir dönemine canlı şahitlik ediyoruz. Bu satırlar gelecek de çocuklarımız için önemli notlar olacak. Bilinmesi ve hatırlanması lazım...

İYİ Parti’de “yeniçeri ocağı”nın talepleri yerine getirilmedi. 18 kişi olduklarını iddia ediyorlardı. Toplu istifa kartını Meral Akşener’in önüne sürmüşlerdi. Gerçek hareket kabiliyetlerine bakar ve doğruyu söylemek gerekirse 9 kişiler. Onlar da şu anda farklı farklı noktalara savrulmuş durumdular. İzleyebildiğim kadarıyla; aynen Tansu Çiller döneminde DYP’den 43 milletvekilinin istifa ettirildiği süreç ile bire bir olmasa bile bazı benzerlikler var. Meral Akşener’de bunu göze almış durumda.

“Gemisini kurtaran kaptan” demiştik. Herkes bağırdı çağırdı. Meral Akşener sustu, sonunda listeleri konuşturdu. Parlamentoda Grup Başkanvekilleri Lütfü Türkkan ve Müsavat Dervişoğlu’nu değiştirmedi, Grup Başkanlığı görevine Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu’nu getirdi. Başkanlık Divanı’nda da Teşkilat Başkanı Koray Aydın’ın görev alanını değiştirmedi. Divan’a yeni giren isimler arasında Av. Mehmet Tolga Akalın, Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Bahadır Erdem, ekonomist Prof. Dr. Ümit Özlale, çevre ve hayvan hakları savunucusu Arzu Önşen, bir önceki Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Av. Ünzile Yüksel, kamuoyunun yakından tanıdığı Samsun Milletvekili Erhan Usta ve genç kesimden Burak Akburak gibi yeni yüzler de var.

Bilenler bilir... İYİ Parti’nin ana omurgasını oluşturan ülkücü-milliyetçi camiayı çok yakından tanıyan, bilen, yazan ve bu konuda da hayli bedel ödeyen biriyim. İçlerinde çok sayıda arkadaşım var, tabiri caizse o insanları genlerine kadar bilirim.

Şimdi bazı çevrelerde İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı’na hazırlandığı yönünde iddialar dolaşıyor. Bunlara gülüp geçiyorum.

Eğer bu iddianın nedeni, İYİ Parti’de ülkücü-milliyetçi kanat ağırlık kazandığı varsayımına dayanıyorsa, boş bir iddiadır. Daha önce de ifade ettim Genel Başkan Meral Akşener dahil bu partinin ana omurgasını ülkücü-milliyetçi gelenekten gelenler oluşturuyor ve bu başından beri böyleydi. Yeni bir seçim olmadığına göre, milletvekilleri arasında da, Başkanlık Divanı’nda da, il ve ilçe teşkilatlarında da büyük oranda değişen bir şey yoktur.

Delegeler, teşkilatlar, parlamento ve GİK’te milliyetçi-ülkücü kesimin ağırlıkta olmasını Cumhur İttifakı’na yaklaşma olarak görenler fena halde yanılırlar. Çünkü İYİ Parti’deki bu kesim, en itirazcı kesimdir ve nitekim baba ocağı MHP’ye bile isyan edip ayrılan insanların, kuzu kuzu Cumhur İttifakı’na rıza göstermesini beklemek, merhum Demirel’in tabiriyle abesle iştigaldir.

Akşener, partide kurultay sonrası hemen her kesimi dinledi. Kendisini dolaylı olarak eleştirenlere dahi olumsuz bir şey söylemedi. Herkesin eteğindeki taşları dökmesini bekledi ve sonunda kararını verdi. Meral Hanım, dik ve kararlı duruşuyla İYİ Parti’yi yandaş medya desteğiyle sürdürülen yer yer açık bezen de örtülü müdahalelerden kurtardı. Yani gemisini kurtaran kaptan oldu. Aksi takdirde her “istemezük” diyenin dediğini yerine getiren lider, esasen kendi karizmasını çizer.

Meral Akşener, o boş kağıdı veren talebedir!..

Yalnız İYİ Parti’ye dönük olarak bahsettiğim açık ve örtülü müdahale arzularının ve planlarının sona erdiğini söylemek mümkün değildir. İYİ Parti belli güç merkezinin hedefindedir ve bugün kurultay üzerinden sürdürülen operasyonun, yarın icat edilecek başka bir sebep üzerinden sürdürülmeyeceğinin garantisi yoktur.

-Ulu Tanrı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.