Korkusuz
Can Ataklı

Durun bir dakika, anlamadım yani ne yaptınız ne yaptınız!?

ŞAŞIRDIM

Durun bir dakika, anlamadım yani ne yaptınız ne yaptınız!?


Saray iktidarı iyice panikte artık...

“128 milyar dolar nerede?” sorusu altında ezildikçe eziliyor.

Her gün birbiri ile çelişen güya cevaplar veriyor görevlendirilenler.

Bir gün saray danışmanı çıkıyor konuşuyor, “Kasada duruyor para” diyor.

Ertesi gün bakanlardan birini sürüyorlar ortaya o da “Piyasayı canlı tutmak için elbette operasyonlar yapıldı” açıklaması yapıyor.

Olmuyor parti genel başkan yardımcısını görevlendiriyorlar, “75 milyar dolarını vatandaş aldı, hesabına koydu” iddiasını ileri sürüyor.

Yine tutmuyor, bu kez Maliye Bakanı çıkıyor ortaya, “Yapılan her şey kurallara uymasa da yasalara uygundur” diyor.

Ama hiçbiri “128 milyar doların ne olduğunu” söylemiyor, söyleyemiyor.

Anlaşıldığı kadarıyla tekrar başa döndüler, Nurettin Canikli’ye tekrar görev verdiler.

Belli ki; “Kendi kitlemizi bile ikna edemiyoruz bir türlü, çık da şunu bir güzel anlat” dediler.

O da anlattı.

Anlattı da anlayan beri gelsin.

Meğer Türkiye iflas edecekmiş de bunun için satmışlar onca doları.

Meğer pandemi koşullarında negatif faiz verilmiş de bunun için satışa gidilmiş.

Gidilmiş gidilmesine de negatif faiz verilince bu döviz talebine yol açmış.

Canikli’ye göre Merkez Bankası’nın kapısına gelene döviz satmamak olmazmış, 128 milyar dolar da bu talebi karşılamak için satılmış.

Aksi takdirde ülke iflas edermiş.

100 yılda bir yapılırmış bu uygulama.

Canikli, “Neden negatif faize göz yumdunuz diye bir soru haklı olarak gelir. Reel faiz negatifse doğal olarak insanlar TL varlıklarından alternatif yapılara yönelir” demiş ve eklemiş; “Firmaların mali yapılarının bozulmasına neden olmayacak desteği sağlarsanız, üretim ve istihdam devam eder. Biz bunu tercih ettik. Büyüme böyle gerçekleşti. Bu şekilde olsaydı en az 4.5-5 milyon istihdam kaybı ortaya çıkacaktı.”

Meğer saray iktidarı, negatif faizin faturasının enflasyonun yükselmesi, faizlerin yükselmesi olarak karşımıza çıkacağını biliyormuş ve buna rağmen bu uygulamayı yapmış.

Canikli, ferahlatan bir ekleme yapıyor ama diyor ki “Bundan sonra negatif faiz yok.”

Canikli 128 milyar doların asla piyasa fiyatı altında satılmadığını söylüyor.

Duy da inanma.

Madem öyle, kalem kalem açıklanması gerekmiyor mu?

Hep böyle afaki savunmalar yapılıyor.

Canikli, söylediğinin doğru olduğunu kanıtlamak için “Doları düşük kurdan satmış olsak bizi çiğ çiğ yerlerdi” diyor ama o lafın gelişi, kimin haddine.

SONUÇ; Battıkça batıyorlar. Bakalım önümüzdeki günlerde 128 milyar dolar konusunda daha ne inciler saçılacak ortaya?

SORDUM ÖĞRENDİM

Negatif faiz nedir, neden kullanılır, sonucu ne olur?


Saray iktidarı, “128 milyar dolar nerede?” sorusuna cevap olarak gayet güzel bir gerekçe buldu; “Negatif faiz yol açmış bunca paranın satılmasına.”

İyi de nedir bu negatif faiz.

Öğrendim, şuymuş; “Merkez bankaları bazen ekonomiyi canlandırmak için bankaların kendisinde tuttuğu cari hesaplara uyguladığı faizi eksiye düşürürmüş. Böylece bankaların Merkez Bankası’na para yatırmak yerine bunu vatandaşa kredi olarak vermesi istenirmiş. Tabii bu durumda faizler de düşeceği için kredi almak kolaylaşırmış.”

Ama ekonomik her kural öyle her zaman istenen sonucu vermiyor.

Faizler negatife düşünce bunun kârlı bir yatırım olacağı görülmüş ve dövize büyük bir talep yaşanmış.

Merkez Bankası da bu talebi karşılamak için elinde avucunda ne varsa satmış.

Yoksa başkaca kötü bir şey yokmuş yani.

Negatif faiz uygulamak biraz akıl ve yetenek işi.

Her şeyi en incesinden hesaplamak ve buna göre alternatif önlemler almak gerek.

Belli ki yetersizlik nedeniyle bu aşamada çuvallamışlar.

Şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlar işte.

HOŞUMA GİDEN ŞEYLER

Bu işin bu kadar mizahı yapılıyorsa artık dikiş tutturamazlar


İktidar, “128 milyar dolar nerede?” sorusu nedeniyle bunalımlı günler geçiriyor.

Cevap veremiyorlar.

Verdikleri cevaplar birbirini tutmuyor.

İş facia yani...

Bu arada sosyal medyada müthiş bir “128 milyar dolar espri çılgınlığı” yaşanıyor.

İnanılmaz espriler yapılıyor.

128 milyar dolar üzerine müthiş çeşitlemeler var.

Ben de bugün yine birini almak istedim bu köşeye.

Bir okurum “Madem açıkça 128 milyar doların ne olduğunu sormak suç sayılıyorsa başka türlü soralım” demiş.

Sonra şunu yazmış; CXXVIII  milyar dolar nerede?

Açılımı şöyle;

C = 100
X = 10
V = 5  ve  I  = 1


Bunlar Romen rakamı tabii.

Yan yana gelince 128 oluyor.

Uzunca süre susturulmuş bir toplumda böyle bir mizah patlaması yaşanıyorsa iktidarın işi artık çok zordur.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

Ne oldu bu Telegram’a?


İktidar, WhatsApp’a kızmıştı bir aralar.

Bir gürültü koparmışlardı, WhatsApp kişisel bilgilerimizi başkalarıyla da paylaşacaktı.

İnsanları korkutmuşlardı.

WhatsApp’tan ayrılmak gerekti.

Ortada Telegram vardı, bir de adını bile hatırlamadığım sözde yerli, milli bir yazılım.

Derken kitlesel bir göç oldu Telegram’a.

Bende eskiden beri hem WhatsApp hem de Telegram olduğu için bu tuhaf göçü çok rahat izledim.

Ama şu vardı, millet Telegram’a geçiyordu ama WhatsApp’ı da bırakmıyordu.

Sonra günler haftalar geçti.

Telegram’a geçen ama WhatsApp’dan da ayrılmayanlar yine sadece WhatsApp kullanmaya devam ediyor.

Açıkçası WhatsApp kullanımı diğerlerine göre daha rahat, kimse de bu rahatını bozmuyor aslında.

Tabii bu arada Telegram da üye sayısında patlama yaşadı.

İşe yaramasa da milyonlarca yeni üyesi var artık.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Çifte standardın bu kadarına da pes


Her gün konuşuyor zaten AKP Genel Başkanı.

Yetmiyor saray danışmanlarının tweetlerine veya televizyon konuşmalarına maruz kalıyoruz.

Bakanların da izin verilenleri konuşuyorlar.

Bunun üstüne yetmiyormuş gibi bir de AKP adına açıklamalar yapılıyor.

Her taraftan bombardımana tutuluyoruz.

Partinin sözcüsü Ömer Çelik yine haftalık açıklamalarını yaptı.

İmzacı amirallere de değindi.

Uzun uzun anlattı yapılanın ne kadar kötü olduğunu, bunu asla affetmeyeceklerini, o amirallerden hesabını en ağır biçimde soracaklarını söyledi.

Ne var ki, o bildiride bir de cüppeli amirale yönelik eleştiri vardı.

AKP sözcüsü “O görüntüye olumlu bakmıyoruz. Doğru da kabul etmiyoruz. Meşru da kabul etmiyoruz” dedi.

Hepsi bu.

Pes yani.

Ve o cüppeli amiral, elini kolunu sallayarak geziniyor hâlâ ve görevinin başında.

Emekli amirallerin ayaklarına kelepçe takılmasına hiç ses çıkarmayan ve susup oturan mevcut Deniz Kuvvetleri Komutanı, cüppeli amiral konusunda da sessiz ve sakin öylece duruyor sadece...

Tarafsız davranıyor herhalde!

Bİ SORALIM BAKALIM

Şimdi bu yangına inanalım mı?


İstanbul’da dün bir yangın vardı.

Her gün çok sayıda yangın çıkıyor elbette.

Ama bu yangın bir polis deposunda çıktı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün FatihKumkapı’daki deposu yandı. Bu depo Kaçakçılık Şube Müdürlüğü tarafından kullanılıyormuş.

Operasyonlarda ele geçirilen kaçak mallar, özellikle kaçak içki yapımında kullanılan alkol ve kimyasal maddeler, kaçak sigaralar burada tutuluyormuş. Sonra burada hem de gün ortasında bir yangın çıkıyor, depo tamamen yanıyor ve kullanılmaz hale geliyor.

Tabii ki depoyla birlikte içindekiler de yanıyor.

Şimdi buna inanalım mı?

Valla benim pek inanasım gelmiyor.