İktidar, emeklilere bayramda vereceği ikramiyeyi üç bin liradan dört bin liraya çıkarmış... Yani bin lira artırmış.
Diyorlar ki, “Yüzde 33 artış yaptık, daha ne istiyorsunuz?”
Bu ay kira kontratlarını yenileyecek olanların yapmak zorunda kalacağı zam oranı, yüzde 56.35...
Yani, son 12 aylık ortalama enflasyon kadar...
Peki; yüzde 33’ün dayanağı ne?
Hiç!
Yakın tarihe kadar enflasyon rakamlarını bahane ediyorlardı; bu yüzden gerçek enflasyonu düşük gösteriyorlardı, artık ona bile gerek görmüyorlar!
Yandaş müteahhitlerin milyarlarca liralık vergi borcunu bir kalemde silerken titremeyen elleri, emekliye üç kuruş verirken felç oluyor.
Sonuçta aylarca konuşuyorlar, konuşturuyorlar, heveslendiriyorlar; sonra Cumhurbaşkanı’nın teveccühüne bırakıyorlar...
O da bir ferman (!) yayınlıyor; konu kapanıyor.
★★★
Demokrasilerde eşitlik esastır.
Emeğe, emekçiye ve emeklilere yapılan şeyin adı ise insafsızlıktır.
Ne demokrasiyle, ne de eşitlikle açıklanabilir.
Ne diyeyim; bizi sadaka gibi bayram harçlıklarına muhtaç edenler, bin beterine muhtaç olsun!
Bizim gibi torunlarına harçlık veremez hale gelsin.
Şatafat içinde yaşadıkları yapıları yıkılsın, sorfraları kurusun!
Bindikleri lüks arabaların tekerlekleri patlasın, uçtukları uçaklar havalanamasın!
Salyalı kalem!
Eskinin FETÖ’cüsü, iktidarın yılmaz savunucusu Rasim Ozan Kütahyalı isimli provokatör, “gazeteci” sıfatıyla Halk TV YouTube’a konuk olmuş...
Bebek katili Apo’nun silah bırakma çağrısı konusunda ahkam kesmiş, kaynağı belirsiz iddialarda bulunmuş!
Bu kanalı yıllardır izleyenler de eleştiri yağmuruna başlamış.
★★★
Sadece izleyenler değil, bu kanalda program yapan gerçek gazeteciler Timur Soykan, Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu gibi isimler de sert tepki göstermiş...
Hatta Barış Pehlivan, “Kütahyalı, bugün Türkiye’deki çürümüşlüğün medyadaki ayaklarından biridir. Eğer o gazeteciyse, lütfen bana gazeteci demeyin” demiş.
Onun gibi düşünenlere ise yanıt yine Halk TV’nin bir başka programcısı İsmail Küçükkaya’dan gelmiş:
“Birbirimizin sözlerine tahammül gösterebilmemiz lazım. Birbirimizi dinleyebilmemiz lazım. Arkadaşlar, bu linç kültüründen kurtulalım artık.”
★★★
Bu tartışmalardan en keyif alan isim ise Rasim Ozan Kütahyalı olmuş... Sosyal medya hesabında, “Halk TV’nin içi karışmış ama esas benim Halk TV’ye kızmam lazım :) Çünkü öyle bir kamera açısıyla çekmişler ki Rahmetli Süleyman Demirel gibi 150 kilo olarak çıkmışım!” diye dalgasını geçmiş...
★★★
Kusura bakmasın ama 45 yıllık meslek hayatı boyunca hiçbir siyasi partinin goygoyculuğunu yapmayan ve yandaş medyaya bir kez bile davet edilmemiş, çalıştırılmamış, ekmeğiyle oynanmış bir kalem olarak, İsmail Küçükkaya’ya kesinlikle katılmıyorum.
Yaptığı şey eyyamcılıktır.
Yani “haklı olduğu konularda bile her durumda alttan almayı tercih eden” bir ruh halidir.
Çok merak ediyorum; bugün bu çağrıyı yapan İsmail Küçükkaya, yıllardır ağzından salyalar akıtarak iktidar karşıtlarına saldıran Rasim Ozan Kütahyalı’ya acaba bir kez “Sakin ol, linç etme” dedi mi?
Ben hatırlamıyorum.
★★★
Hiçbir kanalın yayın politikasına karışacak halimiz yok... Herkes kimi isterse onu çıkarır ekranına... Başbakan Erdoğan’ın emrindeyken, beni VATAN gazetesinden attırmak için genel yayın yönetmenine onlarca kez telefon eden bugünün muhalifi ve Halk TV’nin daimi konuğu Akif Beki’nin, benim için Rasim Ozan’dan bir farkı var mı? Kesinlikle hayır!
Herkes kendi tercihlerinin ödülünü alır ya da bedelini öder.
Onların tercihi Akif Bekili, Rasim Ozanlı, Fehmi Korulu, Taha Akyollu yeni kadrolarla yola devam etmekse...
Kendilerine hayırlı yolculuklar dilemek de bize düşer!
Yunanistan’a duvar!
Edirne Valisi bizzat açıklamış; Türkiye-Yunanistan sınırına 3.5 metre yüksekliğinde ve 8.5 kilometre uzunluğunda duvar örülecekmiş...
Peki; bu duvar kimi koruyacak?
Türkiye’yi mi, yoksa Yunanistan’ı ve Avrupa’yı mı?
Elbette; Avrupa’yı...
Öyleyse duvarı neden biz örüyoruz? O maliyeti neden yoksul halkımızın sırtına yüklüyoruz?
Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızı koruyamayan iktidar, Batı sınırlarındaki güvenliği artırarak ülkeyi bir “mülteci kampı”na dönüştürüyor.
Tam tersini yapacaksınız beyler, Doğu ve Güneydoğu’da güvenliği artırıp gelişleri önleyecek, Bulgaristan ve Yunanistan sınırında ise “kör” olacaksınız...
GÜNÜN SORUSU
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, terör örgütü DHKP/C’ye 2014-2016 yılları arasında finans sağladığı iddiasıyla aralarında CHP’li Sarıyer eski Belediye Başkanı Şükrü Genç’in de olduğu 32 şüphelinin yakalanarak gözaltına alındığını açıklamış... Sorum savcılara: Neden 11 yıl beklediniz? Bu kadar beklemek de başlı başına bir suç değil mi?