Korkusuz

Devlet Bahçeli işaret mi verdi?..

Devlet Bahçeli işaret mi verdi?..
AKP içinden yükselen “Tayyip Erdoğan sağlık sebepleri yüzünden Cumhurbaşkanı adayı olmayabilir“ iddialarına katılmıyordum. Saray içindeki hizipler savaşını çok yakından takip etmeme rağmen Tayyip Erdoğan’ın liderlik yapısı ve siyasi hırslarını çok iyi bildiğimden -anayasa, manayasa bırakın bir tarafa- ne yapar eder ömrünün sonuna kadar cumhurbaşkanı adayı olur ve cumhurbaşkanı seçilecek formülü de bulur diye düşünüyordum.

(Bu satırlardan sakın ha benim de teslim olanlar kervanına katıldığıma dair manalar çıkarmayın. Bunu, yıllardır muhalefetin gidişatını da çok yakından takip eden bir gazeteci olarak söylüyorum)

Neyse...

Tayyip Erdoğan’ın sağlık durumu dahil herhangi bir siyasi sebepten dolayı cumhurbaşkanlığı adaylığından asla çekilmeyeceğine ilişkin katılaşmış fikrimde bu hafta içinde bir esneme oldu!.. Neden mi?.. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz salı günü Meclis grubunda yaptığı açıklamalar yüzünden. Bahçeli, “Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı üzerinden polemik yaparak, yalan ve tevziratları yayarak aşağıların aşağısına düşenlere and olsun itibar etmeyeceğiz” deyince içime bir kurt düştü!.. Biliyorsunuz, uzun süredir iktidar içindeki “Gürcüler Konseyi” ve “Güvenlikçiler” arasındaki güç mücadelesini çok yakından takip ediyor ve siz değerli okurlarımıza anında sıcak haberler aktarıyorum. Bir süredir dikkatimi çeken  diğer hususlarda “Güvenlikçiler”in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu geri plana çekmesi ve Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı ön plana çıkarması. Son zamanlarda, sürekli Hulusi Akar konuşuyor ve ağır bir halkla ilişkiler çalışması yapılıyor. Akar’ın, Ege, Doğu Akdeniz, terörle mücadele konusundaki ataklarına bir bakın... Son olarak, Suriye’nin kuzeyinden gerçekleştirilen saldırılara ilişkin “Hak ve menfaatlerimizi korumak ve kollamak için yapılması gereken ne varsa yapılacak” diye sert çıkışı...

Dış politika, iç politika, ekonomide çökmüş bir Tayyip Erdoğan... ABD ve İngiltere ile ilişkileri gayet iyi bir Hulusi Akar... Ne yapılması lazım?.. Bir başarı efsanesi yazdırılması lazım. Pekii, ABD, Suriye’de sınırlı bir harekatla Hulusi Akar’a bir hikaye yazdırılması için yol vermez mi? Pekala verir!.. Bir de terör örgütü PKK’ya “silahları bıraktım” açıklaması sosu ilave edilir. ABD  projelerinin sağlıklı ve emniyetle gerçekleşmesi için o yollarda beraber yürümeye devam edilir!..

Ha, burada çoğunluğa aykırı bir görüşümü daha ifade etmek isterim.  Tayyip Erdoğan ile Hulusi Akar arasında bir devir teslim töreni gerçekleşecekse bu mutlaka Tayyip Erdoğan’ın “olur” ve rızasıyla olur. “Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı üzerinden polemik yaparak, yalan ve tevziratları yayarak aşağıların aşağısına düşenlere and olsun itibar etmeyeceğiz” diyen Devlet Bahçeli’nin  yoğun çaba ve ikna faaliyetleri sonucunda!..

(Bu satırları, maçtaki kritik pozisyonlara ekrandan bakıp yorum attıran futbol yorumcuları gibi kaleme aldığımı sanmayın. Her satırında çok ince bilgi izleri olduğunu hassaten belirtmek isterim.)

★★★

Dolarla maaş almıyoruz ama canımız yanıyor!.. Ülke uçacaktı ama dolar uçuyor...Tek, çarşıda, pazarda, markette değil ki yangın... Ülke ağlama duvarına döndü!.. Bakın, size bir okur mektubu sunacağım. İflas etmiş bir iş adamından... Ancak mektuptaki ilgili banka ve şirket ismine karşılıklı teyit imkanım olmadığı için yer vermeyeceğim. Ancak, her şeyi bırakın bir tarafa, aşağıda okuyacağınız satırlar, sadece kuru maaşla geçim mücadelesi veren vatandaşın büyük sıkıntılar  çekmediğinin, ateşin ülkenin her yanında alev alev ilerlediğinin bir göstergesi:

“Ahmet Bey merhaba,

12 Ekim tarihli kaleme aldığınız yazınız çok ilgimi çekti. Evet şu an emekli parasına muhtaç bırakılmış, bitirilmiş, çökülmüş iş insanı, sanayici olarak size sesimi duyurmak istedim, gerçekleri yansıtmışsınız. Öncelikle teşekkür ederim. Tüm borçlular adına.!

Maalesef ülkemiz çok zor bir yönetilme ve dönemden geçiyor. Adaletin olmadığı hak hukuk zerresi yok, bitirilmiş olan bir ülkede

Çünkü 40 yıllık dürüst, zamanından önce vergisini ödeyen ve en önemlisi o zamana kadar hiç bir borcu olmayan bir tüzel kişi olarak ismini rahatlıkla verdiğim bu banka ve yandaşı olan ....... bank ve yandaş şirketi ...... varlık şirketini ; defalarca uyarmamıza rağmen zorluklarla Ekonomi Bakanlığı’ndan aldığımız  yatırım teşvik belgem ile bu adı geçen bankanın açtığı yatırım kredisinin sonradan pardon bu krediyi yanlış açmışız diyerek  dürüst bir sanayici olarak 40 yılımızı kısaca yandaş ...... şirketi ile beraber “ÇÖKME“ uygulayarak tüm hayatımızı felç etmiş, fabrikamıza ve tüm mal varlığımıza çökerek hayatımızı bitirmiş, bizleri içinden çıkılamaz duruma sokmuşlardır. Bu kadar mal varlığımız alınarak hala borçlu olarak ortada bırakılmışızdır. Adalet deseniz, zengin olan banka sahiplerini ve yandaş kuruluş olan ........ şirketlerini daha da zengin etmektedir.

Bu banka tarafından yanlış açılan krediden itirazlarımıza rağmen geriye dönmemeleri sebebi ile kısaca bu durumdan dolayı borçlandırılmış bir mükellef olarak değindiğiniz konu çok önemli. Bunu kimse görmüyor, ülkenin muhalefeti de... Yapılandırılmış borçları kimse ödeyemeyecektir. Bu konuyu daha açık bir şekilde gazetenizde görmek ve okumak istiyorum ve rica ediyorum. Bilmeyenler için.

Bir ülkenin yöneticisi 20 yıl gibi süre iktidarda kalıp da, adaleti, hak hukukunu düzgün işletirse, çok değil... Sadece yönetilmesi çok kolay olan bir ülkemin 84 milyonluk insanı tamamı rahat, refah düzeyi yüksek, herkesin asık olan yüzü gülen yüz haline dönmesidir...

Bu işletmemize yapılan kısa adı “Çökme” durumdan dolayı 40 yıllık bitirilmiş bir sanayiciliğimle kısa bir süre önce kalp krizi geçiren bir kişi olarak, büyük bir eziklik içinde bulunmamın ve hala sürdürebildiğim ailemin reisi olarak üzüntülü ve gözleri yaş içinde bu yazıyı yazmış bulunmaktayım.

Sizlere teşekkür ederim .

Bülent Cumalı”

★★★

Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun.