Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “8 Kasım Zafer Günü” dolayısıyla bulunduğu Azerbaycan’ın başkenti Bakü’den dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, açıklamaları sırasında deprem bölgesindeki 220 bin konteynerin boşa çıkacağını belirterek,

“Bu bölgedeki konteynerlerin de özellikle Gazze’ye sevk edilmesiyle ilgili hazırlığımız devam ediyor... Filistinlilerin yaşamaya devam edeceği yeni Gazze’nin inşa edilmesi sürecinde bu konteynerleri, kardeşlerimize inşallah vereceğiz.” ifadelerini kullandı.

Ancak Erdoğan’ın Bakü semalarındaki bu “insani yardım” açıklaması, 6 Şubat depremlerinin merkez üssü Hatay’da tam tersi bir insani krizi tetikledi.

HATAY’DA DEPREMZEDE MEMURLARA “TAHLİYE” MESAJI

Defne ilçesi Turunçlu Mahallesi’nde bulunan Şehit Öğretmen Aybüke Yalçın Konteyner Kenti’nde barınan öğretmen ve diğer kamu görevlileri, AFAD’dan gelen bir kısa mesajla sarsıldı.

Mesajda, depremzede memurlara bir hafta içinde konteynerleri boşaltarak yapımı tamamlanan konutlarına geçmeleri emredildi. Verilen talimat, evleri henüz bitmemiş, kış ortasında nereye gideceğini bilmeyen ve hala depremin travmasını atlatamamış kamu çalışanları arasında büyük bir infiale yol açtı.

“BU BİR ALGI YÖNETİMİ”

Karara en sert tepkiyi eğitimciler gösterdi. Eğitim Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, AFAD’ın bu hamlesinin yeni olmadığını, Valiliğin depremin üçüncü yılına girerken “konteyner kentte yaşam kalmadı” imajı yaratmaya çalıştığını belirtti.

Tıraş, “Bunu depremin birinci yılında da yapmışlardı. O zaman ‘Bakın artık çadırda kimse yaşamıyor’ şeklinde algı yönetilmişti.” diyerek duruma tepki gösterdi.

Eğitimci, kararın zamanlamasının manidar olduğunu söylerek, eğitim-öğretim yılının ortasında böyle bir tahliyenin sürece zarar vereceğini dile getirdi:

“Kimi arkadaşlarımızın evlerinin inşası henüz bitmedi, kimi tayin isteyecek... Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda bu konteyner kentin boşaltılması istemi eğitim öğretim yılının sonuna bırakılmalıydı.”

SAHADAKİ GERÇEKLİK İLE PLANLAR ARASINDAKİ UÇURUM

Bir yanda Gazze’ye yüz binlerce konteyner gönderme planı, diğer yanda aynı konteynerlerde barınan depremzede kamu emekçilerinin kış ortasında tahliye edilmesi...

Bu durum, iktidarın politikaları arasındaki koordinasyonsuzluğu ve sahadaki acil ihtiyaçlara yönelik yaklaşımını yeniden tartışmaya açtı.

ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI

“Kıymetli basın mensupları, değerli arkadaşlar, sizleri en kalbi duygularımla, saygıyla selamlıyorum. Azerbaycan’ın Zafer Günü’nü kutlamak ve zafer geçidi törenine iştirak etmek üzere Bakü’ye yaptığımız ziyareti tamamlanmış bulunuyoruz...”

Erdoğan, Azerbaycan’a desteğin sürdüğünü, Karabağ’daki yeniden imar çalışmalarına Türkiye’nin katkı verdiğini ve Güney Kafkasya’da “kalıcı barış için fırsat penceresi aralandığını” söyledi.

Kocaeli Dilovası’ndaki parfüm fabrikası yangınına da değinen Erdoğan, “Yangında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Soruşturma başlatıldı, 3 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.” ifadelerini kullandı.

“KONTEYNERLER GAZZE’YE GİDECEK”

Gazetecilerin Gazze’ye insani yardımların ulaşmasındaki sıkıntılar hakkındaki sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi:

“Şu anda Türkiye, Gazze’ye en üst düzeyde yardımı devam ettiren bir ülke. Milletimiz bu konuda çok hassas. 17’nci iyilik gemimiz El-Ariş’e ulaştı. Ancak yardım koridorları kasıtlı olarak tıkanmakta, insani yardımların bölgeye ulaşması engellenmekte. Günlük 600 TIR insani yardım girişine izin verilecekti, fakat bu söz bile yerine getirilmiyor.”

Deprem bölgesindeki konteynerlerin akıbetine ilişkin soruya ise Erdoğan şu şekilde yanıt verdi:

“Deprem bölgesinden bahsettiniz. Bu bölgedeki konteynerlerin de özellikle Gazze’ye sevk edilmesiyle ilgili hazırlığımız devam ediyor. Bunu ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu konteynerler ile bölgeye inşallah en üst düzeyde bir imkân sağlayacağız. Filistinlilerin yaşamaya devam edeceği yeni Gazze’nin inşa edilmesi sürecinde bu konteynerleri kardeşlerimize inşallah vereceğiz.”