Korkusuz
Ümit Zileli

Depreme teslim olmak kader değil!

Son yüzyıldaki ikinci büyük depremle sarsıldık...

Önce 7.4 olarak duyurulan, ABD’den 7.8 açıklaması yapıldıktan saatler sonra AFAD tarafından şiddeti 7.7 olarak revize edilen deprem bu kez Güneydoğu merkezli olarak 10 kenti ve Suriye’nin bir bölümünü vurdu...

Yürek yakan görüntülerdi... Hatay’da mesela, AFAD binası, devlet hastaneleri, polis evi bile yıkılmıştı. Hatay Havaalanı kullanılamaz hale gelmişti. Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel, sabaha karşı dört civarında meydana gelen depremden sonra ekrana çıktı ve ağlayarak şöyle seslendi :

-Yardım gönderin, Allah rızası için!

Depremde yıkıma uğrayan 7 kentte kar, üç kentte ise yağmur yağışı sürüyordu. Hava eksi derecelerde seyrediyordu... Enkaz altında sayısı henüz kesin olarak bilinemeyen binlerce insanın kurtarılmayı beklediği söyleniyordu...

Kentlerde şöyle ya da böyle müdahaleler yapılmaya çalışılıyordu ancak kırsal bölgelere, köylere hava şartları nedeniyle ulaşılamıyordu...

Adana’da depremde ağır hasara uğrayan kentlerimizden biriydi. Yardım ekipleri canını dişine takmış, enkaz kaldırma çalışması yaparken duyulan bir ses oradakileri, ekran başındakileri ağlatmaya yetiyordu:

-Sesimizi duyan var mı?

Devlet her şey olup bittikten sonra mı vardır yalnızca?


Saatler öğleden sonrayı gösteriyordu...

Çalışmalar sürerken aniden yeni bir sarsıntı büyük bir paniğe neden oldu. Bu kez meydana gelen ve önce artçı sanılan ancak daha sonra yeni olduğu anlaşılan deprem inanılması güç bir şiddetle vurmuştu. Kandilli Rasathanesi’nin açıklamasına göre bu yeni deprem 7.6 şiddetindeydi, yani ilk depremden yalnızca yüzde 0.1 daha az şiddetteydi!

Ve bu kez milletimiz, yaşananları tüm dünya ile birlikte ekranlardan izledi. Malatya’da, Kahramanmaraş’ta koca binaların adeta bir oyuncak gibi yıkıldığını, insanların büyük bir panik ve korkuyla darmadağın olduğuna yüreği yanarak tanık oldu...

Bir gazetecinin yürek yakan feryadını da izledik canlı yayında; Sırrı Berk Aslan, tam canlı yayının ortasında yakınlarının enkaz altında olduğunu öğrenmişti...

Sevgili ağabeyim, tiyatro sanatçısı Orhan Aydın’ın Hatay’da yaşayan kızına ve eski eşine ulaşamadığını da sosyal medyadan gözlerim yaşararak öğrendim...

Aradığımda üzüntü ve kaygıdan çatallaşmış bir sesle ne yaptıysa yine de yaşadıkları eve dahi ulaşamadığını anlattı...

Daha sonra ise Orhan Ağabey eski eşi ve kızının yaşadığı binanın yıkıldığını, ikisinin de enkaz altında olduğunu sosyal medyadan “İMDATTTT...” çağrısı ile duyurdu...

-Depremin yıkımına uğramış her kentte, ilçede benzer trajik görüntüler yaşanıyordu...

Acıyı bile ötekileştirmek!


Açıkçası, deprem bu çilekeş milleti en yoksul, en zayıf ve de en bölünmüş zamanında yakaladı. Neden böyle söylüyorum, biliyor musunuz?

AKP Genel Başkanı ve bu ülkenin Cumhurbaşkanı, depremden etkilenen illeri arayıp vali ve belediye başkanlarına taziyelerini ve geçmiş olsun dileklerini iletirken Adana ve Hatay’ın CHP’li Belediye Başkanlarını pas geçmişti de ondan!

CHP’li başkanların seçildiği kentlerde kendilerine yakın hiç kimse de mi yoktu? Onlara oy vermiş insanlar da o kahrolası enkazların altında uzanacak bir kurtarıcı eli

beklemiyor muydu?

Uzmanlar 20 yıldır yüzlerce kez uyardı... İktidar “bana mısın” demedi! Toplanma alanları bile ranta açıldı... Şimdi aynı iktidar “süratle deprem bölgesine ulaşıyoruz”  açıklamaları yapıyor. Ne için? Yaşamını yitirenleri toplamak, yaralıları enkaz altından çıkarmak için...

-Ne yazık!

NOT: Bu yazı yazılıp gönderildikten sonra AKP’li Cumhurbaşkanı Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ı aradı. Büyük yıkıma uğrayan Hatay’ın Başkanı Lütfü Savaş ise hâlâ bekliyor!