Yıkılan binalar, enkaz altında yaşamını yitirenler, mucize eseri kurtarılan kadınlar, çocuklar, eksi 13 derecede yaşama tutunmaya çalışan, titreşen insanlar, bizim insanlarımız... Bu işin kabus kısmı...
Fedakarca çalışan görevliler, eliyle toprağı kazıp betonu kaldırıp kazazedeleri kurtaran yurttaşlar, yardım için çırpınan milyonlar... Bu da bu halkın verdiği insanlık dersi...
Bir de troller var, yandaşlar var, sosyal medyada linç edilen, tehdit edilen, ihbar edilen insanlar var... Canı burnunda insanlara “Mutlusunuz değil mi?” türünde iktidara yaranma heveslisi “gazeteci” kılıklı insancıklar var... Bu da her ahval ve şerait altında ortaya çıkan “çirkin yüz!..”
Elazığ Valisi sıfatlı muhterem, depremin ardından kente gelen bakanlara durumu özetlerken açık kalan mikrofondan haberi yoktu! Şöyle anlattı durumu:
-Halkın algısı çok iyi!..
O sırada, hâlâ enkaz altından ölü ve yaralı çıkarılıyor, insanlar donmamak için lastik yakıyor, çocuklarını ısıtmak için battaniyeye sarıyordu!.. Depremden bir süre sonra Elazığ’a ulaşan gazeteci arkadaşımız Serdar Akinan, gördüklerini, izlenimlerini hem KRT TV için anlattı hem de OdaTV’de yazdı. 24 saatlik gözlemini şu cümleye sığdırdı:
-24 saatlik gözlemim şudur: Elazığ çok çok büyük faciayı ucuz atlattı!..
1999’daki büyük depremleri ve Van depremini izleyen Akinan “Maalesef bir arpa boyu yol alınmadığını” belirterek şöyle diyordu:
-Kastım deprem değil, kurtarma koordinasyon-suzluğundan, yetersizliğinden kaynaklı kayıpların büyüklüğü olacaktı!..
AFAD’ın tüm iktidar yanlısı kurumlar gibi partizanca yapılandırılmış ve hazırlıklarının çok düşük seviyede olduğunu yazan Akinan durumu şöyle yorumluyordu:
-İşbirliği yerine partizanlık yapan bir anlayış hakimdi sahaya!..
Arama kurtarma ekiplerinin gerçekten insanüstü bir çaba ile mücadele ettiğini, onlarca insanın hayatını kurtardığını da vurgulayan Akinan, “Ancak bu bizim büyük resmi görmemize engel olmamalı” diyerek aslında hepimizin bildiği şu acı gerçeği açıkça dile getirdi:
-Elazığ büyük depreme ne kadar hazırlıksız olduğumuzu gösterdi!..
Sanatçılara saldırı!..
Elem verici bir saptama değil mi?..
Peki, Serdar Akinan bu gözlemlerini ve izlenimlerini anlattı da ne oldu diyeceksiniz?..
-Elazığ Valiliği hakkında suç duyurusunda bulundu, iyi mi!..
Aynı süreçte Aktroller sosyal medyada, “gazeteci” sıfatlı yandaşlar da haberlerinde ya da köşelerinde insanları linç etmekle meşguldü!..
Mesela Cem Yılmaz, depremi duyar duymaz para yardımında bulundu ama bu sosyal medyada “sessiz kaldığı” gerekçesiyle linç edilmesini engellemedi. Bu acımasız saldırıya Saray’a yakınlığı ile bilinen karikatürist ve tiyatrocu Hasan Kaçan bile isyan ederek şu mesajı paylaştı:
-Yazıklar olsun Cem Yılmaz deniyor ya... Doğru yapılmıyor. Ben de bildiğimi söyleyeyim. Adam yardımını yapmış. Hem de iyi bir yardım. ‘Yardımı gözümüze mi sokuyorsun’ demeyin diye sesini çıkarmıyor. Doğruya doğru. Elini taşın altına koyan herkese teşekkür ederiz.
Keza Berna Laçin bir düşüncesini dillendirdiği mesajı üzerine aynı şekilde saldırıya uğradı. Bir de üstüne hakkında soruşturma başlatıldı... Yetmedi Ahmet Hakan tarafından gayet çirkin bir şekilde hedefe konuldu. ‘Açmayın şuna soruşturma falan’ şeklinde terbiyesizce bir başlık atan muhterem, Laçin’in mesajını ‘saçmalık’ olarak niteleyip şöyle yazdı:
-Herkes can derdindeyken şunun yazdığı şeye bakar mısınız?
Birgün önce bir satırla da olsa Kızılay Başkanı’na “Daha ne olduğunu bilmeden depremzedelere yardım diyerek banka hesap numarasını burnumuza dayayan Kızılay... Bi dur be kardeşim” diyerek eleştiri getiren Ahmet Hakan Bey’den Kızılay’ın İstanbul’da aylık 12 bin dolara kiraladığı havuzlu deniz manzaralı çalışma ofisi, genel müdür ve yardımcılarının aldıkları 25-20 bin civarındaki maaşlar, sonracığıma Elazığ Valisi’nin “Halkın algısı çok iyi” şeklinde verdiği brifing konusunda da aydınlatıcı satırlar bekliyoruz artık!..
İZNİNİZLE: Sevgili okurlarım, birkaç gün izninizi rica ediyorum. Haftaya buluşmak üzere sevgi ve saygılar...